2025 NAFAKA KALDIRMA VE İNDİRİM DAVASI: HANGİ DURUMLARDA NAFAKA ÖDENMEZ?

Giriş

Boşanma sonrası nafaka yükümlülüğü, birçok kişi için mali ve hukuki açıdan büyük önem taşır. Ancak ekonomik koşulların değişmesi, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi veya mali durumunun iyileşmesi gibi durumlar, nafakanın kaldırılması veya azaltılması için mahkemeye başvurmayı gerektirebilir. Peki, 2025 yılında nafaka kaldırma ve indirim davaları nasıl açılır, hangi şartlar aranır? Bu rehberde, nafakanın sona ermesi için gerekli hukuki süreçleri, mahkeme kararlarını ve en güncel Yargıtay içtihatlarını detaylı şekilde ele alıyoruz.


Nafaka Nedir?

Nafaka, bir kişinin mahkeme kararıyla, ekonomik olarak desteklenmesi gereken bir diğer kişiye belirli koşullarda ödeme yapma yükümlülüğüdür. Genellikle boşanma davalarıyla gündeme gelen nafaka, Türk Medeni Kanunu’nda çeşitli türlerde düzenlenmiştir. Ancak sanılanın aksine, nafaka yalnızca boşanan eşler arasında değil, üstsoy, altsoy veya kardeşler arasında da söz konusu olabilir. Örneğin, TMK 364. maddesi gereği, bir kişi, yoksulluğa düşecek durumdaki anne, baba, çocuk veya kardeşlerine nafaka ödemekle yükümlü olabilir.

Nafakanın temel amacı, ekonomik olarak zor durumda kalan bireylerin veya çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamaktır. Nafaka türleri arasında tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası gibi farklı türler bulunmaktadır. Nafaka miktarı, tarafların gelir durumları, yaşam standartları ve mali kapasiteleri göz önüne alınarak mahkeme tarafından belirlenir.


Nafakanın Kaldırılması

Nafaka ödemesi, ömür boyu devam eden bir yükümlülük değildir. Belirli koşulların oluşması durumunda nafakanın kaldırılması veya azaltılması mümkün olabilir. Nafaka sona erme halleri ikiye ayrılır:

  1. Nafakanın Kendiliğinden Ortadan Kalkması

  2. Nafakanın Kaldırılması Davası

1. Nafakanın Kendiliğinden Ortadan Kalkması

Mahkeme kararı olmaksızın, bazı durumlarda nafaka kendiliğinden sona erer. Bunlar:

  • Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi (TMK 176/3)

  • Taraflardan birinin ölümü

  • İştirak nafakası alan çocuğun reşit olması (TMK 328)

  • Boşanma davasının kesinleşmesiyle tedbir nafakasının sona ermesi

Bu durumlarda mahkemeye başvurmaya gerek olmadan nafaka sona erer. Ancak icra takibine alınan nafakalar için icra dairesine bildirimde bulunulması gerekmektedir.


2. Nafakanın Kaldırılması Davası

Nafakanın kaldırılması davası, nafaka yükümlüsünün mali durumunun bozulması veya nafaka alacaklısının maddi olarak kendi geçimini sağlayabilecek duruma gelmesi gibi sebeplerle açılabilen bir hukuk davasıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesi gereğince, nafaka yükümlüsünün ödeme gücünün önemli ölçüde azalması ya da nafaka alacaklısının ekonomik olarak bağımsız hale gelmesi durumunda mahkemeye başvurularak nafakanın kaldırılması talep edilebilir. Bu dava, özellikle süresiz yoksulluk nafakası ödeyen kişilerin, karşı tarafın ekonomik durumundaki değişiklikleri gerekçe göstererek nafaka yükümlülüğüne son verilmesini istemesi durumunda açılmaktadır.

Davanın kabul edilmesi için, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, evli gibi biriyle yaşaması, ekonomik durumunun önemli ölçüde iyileşmesi veya çalışarak kendi geçimini sağlayabilecek bir gelir elde etmesi gibi sebeplerin somut delillerle ispatlanması gerekir. Ayrıca, nafaka yükümlüsünün gelirinde önemli bir düşüş yaşanması ve nafaka ödemekte zorlanması da mahkeme tarafından değerlendirilir. Davacı, bu değişiklikleri kanıtlayan belgelerle birlikte aile mahkemesine başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Mahkeme, tarafların mali durumunu detaylı şekilde inceleyerek karar verir ve gerektiğinde bilirkişi raporlarından yararlanır.

Nafakanın kaldırılması davası, mevcut nafakanın tamamen sona erdirilmesini amaçladığı için mahkeme, duruma göre nafakanın azaltılması veya tamamen kaldırılması yönünde karar verebilir. Eğer nafaka alacaklısının ekonomik koşulları değişmiş ancak tamamen bağımsız hale gelmemişse, mahkeme sadece nafaka miktarını düşürebilir. Nafaka yükümlüsü, bu tür bir dava açmadan önce güçlü hukuki dayanaklara sahip olmalı ve ispat yükümlülüğünü yerine getirebilmelidir. Dava sürecinde profesyonel hukuki destek almak, hak kayıplarının önlenmesi açısından önemlidir.

Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesine göre şu durumlar varsa mahkeme kararıyla nafaka kaldırılabilir:

  • Nafaka alacaklısının fiilen evliymiş gibi yaşaması

  • Yoksulluk durumunun ortadan kalkması

  • Nafaka alacaklısının haysiyetsiz bir hayat sürmesi

Mahkemeye başvuran nafaka yükümlüsü, yukarıdaki durumlardan birinin gerçekleştiğini ispatlamak zorundadır. Yargıtay kararları, nafaka alacaklısının yoksulluktan kurtulması veya başka bir kişiyle evlilik dışı fiili bir birliktelik yaşamasının somut delillerle kanıtlanması gerektiğini belirtmektedir.


Nafakanın Azaltılması (İndirim) Davası

Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, nafaka miktarının azaltılması için şu durumlar gerekebilir:

  • Nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunda ciddi bir bozulma (örneğin iş kaybı, sağlık sorunları, iflas)

  • Nafaka alacaklısının mali durumunda iyileşme (örneğin düzenli bir iş bulması, miras alması, ek gelir elde etmesi)

  • Genel ekonomik koşullardaki değişiklikler (örneğin enflasyon, geçim maliyetlerindeki düşüş)

Nafaka yükümlüsü, nafaka miktarının mevcut ekonomik durumu ile orantılı olmadığını düşünüyorsa, mahkemeye başvurarak indirime gidilmesini talep edebilir. Ancak, mahkemeler bu tür davalarda hakkaniyet ilkesini dikkate alarak karar vermektedir.


Nafakanın Kaldırılması veya Azaltılması Davasında Deliller

Nafakanın kaldırılması veya azaltılması davasında, mahkemeye sunulacak deliller büyük önem taşır. Davacı, nafaka alacaklısının ekonomik olarak bağımsız hale geldiğini veya kendi geçimini sağlayabilecek durumda olduğunu ispat etmek zorundadır. Bu kapsamda, nafaka alacaklısının düzenli bir işte çalıştığını, yeterli gelir elde ettiğini veya malvarlığının arttığını gösteren maaş bordroları, vergi kayıtları, tapu kayıtları, banka hesap dökümleri gibi belgeler sunulabilir. Ayrıca, nafaka alacaklısının fiilen evli gibi bir hayat sürdüğüne dair fotoğraflar, sosyal medya paylaşımları, tanık beyanları ve otel ya da kira sözleşmesi gibi belgeler de mahkemeye delil olarak sunulabilir.

Nafaka yükümlüsünün mali durumunun kötüleşmesi halinde ise gelirindeki düşüşü ispatlayan maaş bordrosu, işsizlik belgesi, iflas kayıtları, kredi borçları, sağlık raporları gibi belgeler delil olarak kullanılabilir. Mahkeme, tarafların ekonomik durumunu tespit etmek için SGK kayıtları, vergi beyannameleri ve bankalardan alınacak gelir-gider dökümlerini inceleyebilir. Ayrıca, tarafların sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için bilirkişi raporları ve kolluk kuvvetlerince yapılan araştırmalar da mahkemeye sunulabilir. Delillerin güçlü ve somut olması, davanın olumlu sonuçlanması açısından büyük önem taşımaktadır.

Mahkemeye sunulabilecek deliller arasında:

  • Maaş bordroları (nafaka yükümlüsünün veya alacaklısının gelir durumunu gösteren)

  • Banka hesap hareketleri

  • Tapu kayıtları (taşınmaz mal varlığına ilişkin)

  • SGK hizmet dökümleri

  • İşten çıkarılma belgeleri

  • Tanık beyanları

  • Evlenme cüzdanı veya nüfus kayıt örnekleri (nafaka alacaklısının yeniden evlendiğini kanıtlayan)

Davayı açan tarafın, nafaka yükümlülüğünün sona ermesi veya azaltılması için gerekli olan koşulları somut delillerle ispatlaması gerekmektedir.


Anlaşmalı Boşanma Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması

Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar, boşanmanın mali sonuçları konusunda karşılıklı olarak anlaşarak protokol imzalar. Bu protokolde belirlenen nafaka miktarı, mahkeme tarafından onaylandıktan sonra bağlayıcı hale gelir. Ancak, anlaşmalı boşanma davası sonrasında tarafların mali veya sosyal durumlarında önemli değişiklikler meydana gelirse, nafakanın kaldırılması veya azaltılması için dava açılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesi gereğince, nafaka alacaklısının ekonomik olarak kendi geçimini sağlayabilecek duruma gelmesi, evlenmesi veya evli gibi bir hayat sürmesi gibi durumlar söz konusu olduğunda, nafaka yükümlüsü mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Aynı şekilde, nafaka yükümlüsünün gelirinde ciddi bir düşüş yaşanması durumunda da nafakanın azaltılması gündeme gelebilir.

Ancak, anlaşmalı boşanma protokolünde nafakanın kesin olduğu ve hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğine dair özel bir hüküm bulunması durumunda, mahkeme bu tür davaları reddedebilir. Nafakanın kaldırılması veya azaltılması için açılacak davada, tarafların mali durumlarını belgeleyen maaş bordroları, banka kayıtları, tapu kayıtları ve sosyal durum araştırmaları gibi deliller sunulmalıdır. Mahkeme, ekonomik koşullardaki değişiklikleri değerlendirerek, nafakanın kaldırılmasına veya azaltılmasına karar verebilir. Bu süreçte, anlaşmalı boşanma protokolünün detaylı incelenmesi ve hukuki destek alınması, hak kayıplarının önlenmesi açısından önemlidir.

Anlaşmalı boşanmalarda taraflar, nafaka miktarını belirleyebilir. Ancak, ekonomik değişiklikler nedeniyle mahkemeye başvurularak bu miktarın azaltılması veya kaldırılması mümkündür. Ancak, nafaka yükümlüsünün bilerek yüksek bir nafaka yükümlülüğünü kabul etmiş olması, sonradan dava açarak bu yükümlülüğü kaldırmasını zorlaştırabilir.


Yetkili ve Görevli Mahkeme

Nafakanın kaldırılması veya azaltılması davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde davalar Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Yetkili mahkeme ise nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir (TMK 177).


Sonuç

Nafakanın kaldırılması veya indirilmesi, belirli hukuki koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Tarafların mali durumlarındaki değişiklikler, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi veya fiilen evli gibi yaşaması gibi durumlar, nafaka yükümlüsünün mahkemeye başvurarak ödeme yükümlülüğünü sona erdirmesine veya azaltmasına imkân tanıyabilir. Bu süreçte doğru delillerle desteklenmiş bir dava dilekçesi hazırlanması, başarılı bir dava süreci açısından kritik öneme sahiptir.


WhatsApp
Hemen Ara