

Adli tatil, her yıl yargı sisteminde belirli bir dinlenme dönemi olarak kabul edilir ve 20 Temmuz’da başlar, 31 Ağustos’ta sona erer. Yeni adli yıl ise 1 Eylül tarihinde resmen başlar. Bu süre zarfında mahkemelerin büyük çoğunluğunda duruşmalar yapılmaz ve hâkim, savcı gibi yargı mensupları yıllık izinlerini bu dönemde kullanır. Adli tatilin hukuki temeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 102. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.331 ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) m.61 hükümlerinde de benzer düzenlemeler mevcuttur.
Adli tatil süresince yalnızca “ivedi işler” kapsamında değerlendirilen davalar ve işlemler görülmeye devam eder. Bu nedenle adli tatil, yargı faaliyetlerinin tamamen durduğu bir dönem değildir; sadece belli koşullarda ve sınırlı alanlarda yargılamaya ara verilmesini ifade eder. Örneğin ihtiyati tedbir, nafaka gibi acil ve telafisi güç zarar doğurabilecek durumlar bu kapsama girmez ve tatil süresince de yargılama devam eder.
Yasal olarak belirlenen adli tatil süresi yaklaşık 1,5 ayı kapsar. HMK’nın 102. maddesi uyarınca her yıl 20 Temmuz’dan itibaren başlayıp 31 Ağustos’ta son bulur. Bu uygulamanın temel amacı, hem adalet sisteminde görev yapan kişilere yaz aylarında dinlenme hakkı tanımak hem de vatandaşların yaz mevsiminde yargısal işlemler nedeniyle mağdur olmasını önlemektir. Ancak aciliyet arz eden hukuki uyuşmazlıklar, bu dönemde de istisnai olarak ele alınabilir.
Sonuç olarak, adli tatil, Türkiye'deki yargı sisteminin önemli bir parçasıdır ve mahkemelerin hangi tarihler arasında duruşma yapıp yapamayacağı ile hangi dava türlerinin bu sürece dahil olacağı açıkça yasa ile düzenlenmiştir. Bu yönüyle adli tatil, hem yargı mensuplarının hem de vatandaşların haklarını koruyan planlı ve yasal bir uygulamadır.
Adli tatil döneminde mahkemelerde genel olarak duruşmalara ara verilir; ancak bazı dava ve işlemler bu süreçte de yürütülmeye devam eder. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 103. maddesi, adli tatilde görülebilecek dava türlerini açık ve sınırlı bir şekilde saymıştır. Bu maddede yer alan işler, yargı sisteminin aksamaması ve hak kayıplarının önlenmesi amacıyla istisna tutulmuştur.
1. Geçici Hukuki Koruma Talepleri:
İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delil tespiti gibi geçici nitelikteki hukuki koruma önlemleri, adli tatilde de karara bağlanabilir. Örneğin, bir malın elden çıkarılmasını engellemek için verilen ihtiyati tedbir kararları bu süreçte de uygulanabilir.
2. Aile Hukukuna İlişkin Davalar:
Nafaka, velayet, vesayet ve soybağı davaları gibi aile hukukuna dair davalar, adli tatilde de görülebilir. Ancak, boşanma davalarının duruşmaları genellikle tatil sonrasına bırakılır. Sadece acil durumlar bu kapsamın dışındadır.
3. Nüfus Kaydı Düzeltme Davaları:
Ad, soyad, doğum tarihi gibi kişisel bilgilerin düzeltilmesine ilişkin davalar adli tatilde de işleme alınır. Bu davalar, genellikle çekişmesiz yargı kapsamında değerlendirilir.
4. İşçilik Alacakları ve İşe İade Davaları:
İş sözleşmesinden doğan alacak davaları (kıdem tazminatı, fazla mesai gibi) ile işe iade davaları, işçilerin mağduriyet yaşamaması için adli tatilde de görülmeye devam eder.
5. Kıymetli Evrakların İptali ve Kayıp Belge Davaları:
Çek, senet gibi kıymetli evrakların kaybı nedeniyle açılan iptal davaları ile ticari defterlerin zayi belgesi başvuruları tatil süresince de işleme alınabilir.
6. İflas, Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Süreçleri:
İflas başvuruları, konkordato işlemleri ve şirketlerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin davalar adli tatilde de devam eder. Bu süreçlerin kesintiye uğramaması, borçlu ve alacaklıların menfaatini korumak açısından önemlidir.
7. Tatilde Yapılmasına Karar Verilen Keşifler:
Mahkemeler, özellikle mevsimsel şartlar gerektirdiğinde keşif işlemlerini adli tatil dönemine denk getirebilir. Bu durumda, keşif tatilde de gerçekleştirilir.
8. Tahkime İlişkin Mahkeme İşlemleri:
Tahkim yargılaması kapsamında mahkemelerin görev alanına giren delil tespiti, geçici hukuki koruma gibi işlemler, tatil süresince de yapılabilir.
9. Çekişmesiz Yargı İşleri:
Taraflar arasında ihtilaf bulunmayan noter işlemleri veya diğer çekişmesiz yargı işleri de adli tatilde aksatılmadan yürütülebilir.
10. İcra ve İflas Dairelerinin İşlemleri:
İcra daireleri adli tatil boyunca çalışmalarını kesintisiz sürdürür. Bu nedenle tebligatlar, haciz işlemleri, satış ilanları ve borç tahsilatları tatil süresince devam eder.
Ceza muhakemesi açısından da ivedi işler adli tatilde durdurulmaz. Özellikle sanığın tutuklu olduğu dosyalarda yargılama süreci sürer. Ayrıca şu işlemler adli tatil boyunca yapılabilir:
Tutukluluk durumlarıyla ilgili işlemler
Sanığın tutuksuz olduğu davalarda ise duruşmalar genellikle adli tatil sonrasına ertelenir.
İdari yargılama sürecinde özellikle yürütmenin durdurulması talepleri ve vergi borcuna ilişkin davalar (örneğin ipoteğin kaldırılması veya haczin kaldırılması gibi) tatil süresinde de karara bağlanabilir.
Danıştay nezdinde, yürütmenin durdurulması talepleri ve yine kanunen tatilde görülmesine karar verilen dosyalar üzerinde yargılama işlemleri devam eder.
Adli tatil yalnızca mahkemeleri kapsar. İcra daireleri çalışmaya devam ederken, icra mahkemelerindeki davalar yalnızca HMK m.103 kapsamındaki işlerse adli tatilde görülebilir. Tatil süresince borçlular takiplere itiraz edebilir, borçlarını ödeyebilir ve icra işlemleri aksamadan devam eder.
Adli tatil döneminde, mahkemelerin büyük ölçüde faaliyetlerine ara vermesi nedeniyle hukuki sürelerin işlemesine de belirli sınırlamalar getirilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 104. maddesine göre, yargılamaya ilişkin usul süreleri adli tatilde kural olarak durur. Bu uygulamanın temel amacı, tarafların tatil süresi boyunca işlem yapamamalarından dolayı hak kaybına uğramalarının önüne geçmektir.
Eğer herhangi bir dava veya işlemde belirlenen sürenin son günü adli tatil süresine denk gelirse, bu süre kendiliğinden uzatılmış sayılır. HMK m.104’e göre, bu uzatma süresi adli tatilin sona erdiği 31 Ağustos’tan itibaren 7 gün olarak belirlenmiştir. Örneğin, süresi 15 Ağustos’ta sona erecek bir dava dilekçesi varsa ve bu tarih adli tatile rastlıyorsa, söz konusu işlem için son gün 7 Eylül mesai saati bitimi olacaktır. Bu süre uzatımı herhangi bir mahkeme kararına gerek olmadan, doğrudan kanun gereği gerçekleşir.
İdari yargıda da benzer bir uygulama geçerlidir. İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, sürelerin adli tatile denk gelmesi halinde işlemler 7 gün uzar. Tarafların bu konuda ek bir başvuru yapmalarına gerek yoktur. Dolayısıyla, hem hukuk hem de idari yargı alanlarında süreler, usul hükümleri kapsamında adli tatilde durur ve tatil bitiminden sonra yeniden işlemeye başlar.
Ceza yargılamasında ise süre durumu farklılık göstermektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 337. maddesine göre, adli tatile rastlayan süreler işlememekte ve tatilin sona ermesinden itibaren 3 gün uzatılmış sayılmaktadır. Bu hüküm özellikle tutuklu yargılamalarda önem taşır.
Ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir husus şudur: Adli tatilin süreler üzerindeki etkisi sadece usul süreleri için geçerlidir. Hak düşürücü süreler ve zamanaşımı gibi maddi hukuk süreleri, adli tatilde de işlemeye devam eder. Örneğin, bir alacak davasında 10 yıllık zamanaşımı süresi, tatil döneminde de işlemeye devam eder ve bu süre tatil nedeniyle durdurulmaz.
İcra ve iflas işlemlerinde de farklı bir durum söz konusudur. İcra ve İflas Kanunu uyarınca, iflas ve konkordato gibi işlemlerde adli tatil süresince sürelerin duracağına dair açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle bu tür işlemlerde süreler işlemeye devam eder ve tatil nedeniyle ertelenmez.
Bazı davalarda ise sürenin adli tatil içinde işleyip işlemeyeceği, davanın niteliğine göre değişebilir. Örneğin işçilik alacağı davalarında yazılı beyanların verilmesi adli tatilde mümkün olabilir; ancak istinaf ya da temyiz süreleri açısından tatil sonuna ek 7 günlük süre uygulanabilir. Bu tür istisnalar HMK’nın 103. ve 104. maddeleri ile açıkça belirtilmiştir.
Sonuç olarak, adli tatilde sürelerin işleyip işlememesi konusu, davanın türüne, ilgili yargı koluna ve sürenin hukuki niteliğine göre farklılık arz eder. Usule ilişkin süreler tatil boyunca dururken, hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri işlemeye devam eder. Bu nedenle tarafların, işlem yapacakları sürelerin kapsamını dikkatli bir şekilde değerlendirmeleri büyük önem taşır.
Adli tatil döneminde dava açılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Pek çok kişinin yanlış bildiği gibi, adli tatil süresince mahkemeler tamamen kapalı değildir; sadece duruşmaların büyük bir bölümü ertelenir. Bu nedenle adli tatil süresince de vatandaşlar dava dilekçelerini mahkemeye sunabilir, gerekli harçları yatırarak yasal süreci başlatabilirler. İster boşanma davası, ister işçi alacakları, isterse maddi-manevi tazminat talepleri olsun, her türlü dava türü adli tatil süresinde açılabilir.
Üstelik, adli tatil içinde dava açmak bazı durumlarda zaman kazandırabilir. Çünkü dava dilekçesinin karşı tarafa tebliği, tebligat sürecinin başlatılması, dosya taramasının yapılması gibi işlemler adli tatilde de sürdürülebilir. Bu sayede, dava sürecinin temel aşamaları tamamlanmış olur ve adli yıl başlar başlamaz duruşma günü alma süreci hızlanabilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken temel nokta, açılan davanın adli tatilde görülmeye devam edebilecek dava türlerinden biri olup olmadığıdır. Eğer dava türü adli tatilde görülmesi mümkün olan bir dava değilse, mahkeme dosyayı kabul eder ancak duruşmayı tatil sonrasına erteler. Örneğin, Ağustos ayında açılan bir tazminat davası için duruşma tarihi genellikle Eylül ayına verilir. Bu durumda dava açılmış olsa da fiili yargılama süreci tatil bitiminden sonra başlar.
Buna karşılık, işçilik alacakları, nafaka artırım talepleri ya da ihtiyati tedbir gibi ivedilik arz eden bazı davalarda, adli tatil içinde de duruşma yapılması mümkündür. Taraflar, davalarının aciliyet taşıdığını belirtip mahkemeden tatilde yargılamanın devam etmesini talep edebilirler. Ancak uygulamada mahkemeler, yalnızca zorunlu durumlar olmadıkça tatil süresinde duruşma yapmamayı tercih etmektedir.
Sonuç olarak, adli tatilde dava açmak hukuken serbesttir ve dava açma işlemleri normal şekilde devam eder. Ancak açılan davanın yargılamaya konu olması ve duruşma yapılabilmesi, davanın niteliğine bağlıdır. Acil olmayan davalarda duruşma tarihi tatil bitimine bırakılırken, ivedi davalarda süreç daha hızlı ilerleyebilir. Bu nedenle, dava açmak isteyen kişilerin zaman kaybetmeden işlemlerini başlatmaları ve süreci bir avukat rehberliğinde yürütmeleri, hak kayıplarının önüne geçmek açısından önemlidir.
Adli tatil süresince boşanma davalarının duruşmaları kural olarak yapılmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 103. maddesinde boşanma davaları, tatil döneminde görülebilecek istisnai işler arasında yer almamaktadır. Bu nedenle ister anlaşmalı boşanma, ister çekişmeli boşanma olsun; duruşmalar genellikle 20 Temmuz - 31 Ağustos tarihleri arasında yapılmaz. Örneğin, Temmuz ayı içinde planlanan bir celse, adli tatil nedeniyle çoğunlukla Eylül ayına ertelenir.
Ancak bu durum, adli tatilde boşanma davası açılamayacağı anlamına gelmez. Yasalar, tatil döneminde dava açılmasını engellemez. Bu sebeple taraflar diledikleri zaman, örneğin Ağustos ayında da boşanma davası başvurusu yapabilir. Dava dilekçesi hazırlanarak mahkemeye sunulabilir, harçlar yatırılabilir ve tebligat süreçleri başlatılabilir. Bu durum, duruşma süreci başlamasa dahi yargılama sürecine hazırlık açısından zaman kazandırır.
Nadir durumlarda, taraflar arasında tam uzlaşma sağlanmışsa ve mahkemeye sunulan protokol eksiksizse, nöbetçi aile mahkemeleri tatil süresince anlaşmalı boşanma taleplerini değerlendirebilmektedir. Ancak bu, tamamen mahkemenin takdirine bağlıdır ve olağan dışı hallerde uygulanır. Genellikle boşanma duruşmaları adli tatil sonrasına ertelenir. Bu nedenle dava açmak mümkün olsa da karar süreci çoğu zaman yeni adli yıla kalmaktadır.
Özellikle çekişmeli boşanma davalarında, dava sürecinin uzunluğu göz önünde bulundurulduğunda, tatil döneminde dava açmak stratejik bir adım olabilir. Böylece dilekçelerin sunulması, karşı tarafa tebliği ve dosya işlemleri tatil süresince başlatılarak, duruşma aşamasına daha hızlı geçilebilir. Ayrıca bazı durumlarda boşanma davası ile birlikte talep edilen nafaka, velayet veya tedbir kararları gibi acil önlem gerektiren hususlar, tatil döneminde de mahkemelerce değerlendirmeye alınabilir.
Adli tatil süresince boşanma davası açmak hukuken mümkündür; ancak bu davaların duruşmaları genellikle tatil sonrasında görülür. Sadece çok özel ve acil durumlarda, taraflar hazırsa ve şartlar uygunsa, mahkeme duruşmayı tatilde gerçekleştirebilir. Uygulamada bu oldukça sınırlı bir istisnadır. Hak kaybı yaşanmaması için boşanma sürecinin başlatılması konusunda beklemeden adım atmak, dava dilekçesini zamanında sunmak ve hukuki süreçte bir avukattan destek almak büyük önem taşır.
Ceza mahkemelerinde adli tatil, yargı faaliyetlerini tamamen durdurmaz; ancak önemli ölçüde yavaşlatır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 331. maddesi uyarınca, ceza mahkemeleri her yıl 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasında adli tatil kapsamına girer. Buna rağmen, tutuklu sanıklarla ilgili işlemler ve acil ceza soruşturmaları bu dönemde de kesintisiz şekilde sürdürülür. Yeni adli yıl ise 1 Eylül itibarıyla başlar.
Adli tatil süresince ceza soruşturmaları tamamen durmaz. Savcılıklar delil toplama, ifadelerin alınması ve suçun araştırılması gibi işlemlerine devam eder. Özellikle suçüstü durumlarında ya da kamu güvenliğini ilgilendiren olaylarda, adli tatil işlemleri duraksatmaz. Savcılık ve kolluk birimleri görevlerini tatil süresince de yerine getirmektedir.
Ceza yargılamalarında tutuklu sanıklar söz konusu olduğunda, adli tatil süresince de mahkemeler görev başındadır. Uzun tutukluluk süresi, adil yargılanma hakkı açısından risk teşkil ettiğinden, bu dosyalar tatilde de ele alınabilir. Ağır ceza mahkemelerinde nöbetçi heyetler oluşturularak, tutukluluk incelemeleri, tahliye talepleri ve zorunlu duruşmalar yapılabilmektedir. Özellikle uzun süredir tutuklu bulunan kişilerin yargılamalarında, tatil süresince de gelişme sağlanması amaçlanır.
Adli tatilde ceza adalet sisteminin durmaması için sulh ceza hâkimlikleri nöbet esasına göre çalışmaya devam eder. Yakalama, arama, el koyma, adli kontrol ve tutuklama gibi koruma tedbirleri bu dönemde de uygulanabilir. Nöbetçi sulh ceza hâkimleri, bu tür talepleri değerlendirerek karar verebilir. Delil kaybı riski bulunan durumlarda keşif işlemleri de adli tatil demeksizin gerçekleştirilebilir.
Bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, adli tatil süresince yalnızca tutuklu sanıkların dosyalarıyla ilgilenir. Özellikle temyiz incelemesi bekleyen ve tutuklu bulunan sanıklara ait dosyalar, bu dönemde sonuçlandırılabilir. Bu sayede tutuklu kişiler yönünden yargılama süreci hızlandırılmış olur. Buna karşılık, tutuksuz sanıklara ait dosyalar tatil sonrası ele alınır.
Adli tatil döneminde ceza mahkemelerinde genel olarak duruşmalar yapılmaz. Özellikle tutuksuz yargılamalarda duruşmalar otomatik olarak ertelenir. Ağır ceza mahkemelerinde ise nöbetçi heyet haftada bir gün toplanabilir. Bu oturumlarda sadece acil ve zorunlu işlemler gerçekleştirilir. Tutuklu sanıkların sorgusu, tahliye taleplerinin değerlendirilmesi ve süreli işlemlerin yapılması bu kapsamda ele alınır.
CMK m.331/4’e göre, ceza davalarında adli tatile denk gelen süreler işlememekte ve tatil bitiminden itibaren 3 gün uzatılmaktadır. Örneğin, itiraz süresi adli tatil içinde sona eriyorsa, bu süre 3 gün uzayarak tatil sonrasına kayar. Bu sistem, savunma hakkının kısıtlanmaması ve sanığın mağdur edilmemesi amacıyla uygulanır.
Adli tatil, ceza mahkemeleri açısından sınırlı bir yavaşlama anlamına gelir, ancak özellikle tutuklu sanıklar ve acil ceza işleri için süreç devam eder. Sulh ceza hâkimlikleri, nöbetçi ağır ceza heyetleri ve savcılıklar, tatil süresince de görevlerini yerine getirir. Bu nedenle, ceza yargılamasında adli tatil süresi, hak arama yollarının tamamen kapandığı bir dönem değil, sadece yargılamanın öncelik sırasına göre yürütüldüğü bir geçiş sürecidir.
İcra daireleri ve icra mahkemeleri, adli tatil düzenlemelerinden genel mahkemeler gibi etkilenmez. Başka bir ifadeyle, icra ve iflas işlemleri adli tatil süresince de kesintisiz şekilde devam eder. 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasında uygulanan adli tatil, icra müdürlüklerinin çalışmalarını durdurmaz; yalnızca resmi tatil günlerinde hizmet verilmez. Hafta içi her gün mesai saatleri içerisinde haciz, ödeme emri gönderimi, satış ilanı ve benzeri icra işlemleri yürütülür.
Bu uygulamanın temel nedeni, borçlunun adli tatil sürecinde mal kaçırmasını ya da alacaklının haklarını kullanmasını geciktirecek hukuki boşluklar oluşmasını önlemektir. Eğer icra takibi adli tatilde duracak olsaydı, alacaklılar ciddi mağduriyetler yaşayabilir ve birçok dosyada hak düşürücü süreler riske girebilirdi. Bu nedenle icra takibi yıl boyunca süregelen, süreye bağlı ve aktif bir süreçtir.
İcra ve İflas Kanunu'nda adli tatile dair doğrudan bir düzenleme yer almamakla birlikte, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları bu konuda net bir çerçeve çizer. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi başta olmak üzere birçok daire, icra daireleri ve icra mahkemelerinde adli tatil hükümlerinin uygulanmayacağını açıkça ifade etmiştir. Örneğin, icra mahkemesine yapılacak şikâyet başvurularında süreler adli tatilde işlemez şeklinde yorumlanmaz; bu sürelerin kesintisiz biçimde işlemeye devam ettiği kabul edilir.
Adli tatil süresince icra dairelerinde nöbet sistemiyle çalışılsa da işlemler aksamaz. Haciz talepleri, taşınır ve taşınmaz satışları, ihtiyati hacizlerin kesin hacze dönüşmesi, ödeme emirlerinin tebliği gibi işlemler tatil süresince de gerçekleştirilir. Örneğin, 15 Temmuz’da talep edilen bir haciz işlemi, 20 Temmuz sonrasında da yapılabilir. Yine 9 Ağustos’ta planlanmış bir taşınmaz satış ihalesi tatil nedeniyle ertelenmez ve ilan edilen tarihte gerçekleştirilir.
İcra mahkemelerinde görülen dosyalar genellikle evrak üzerinden karara bağlanan işlerdir. Bu nedenle nöbetçi mahkemeler, adli tatil boyunca şikâyet dilekçelerini değerlendirebilir. Borçlunun ödeme emrine karşı süresi içinde yapması gereken itiraz gibi işlemler de tatil boyunca gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla icra mahkemeleri, tatil süresinde de yargısal faaliyeti sürdürebilen alanlardandır.
Hak Kayıplarının Önlenmesi İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler; Borçlu taraflar arasında yaygın olarak “tatilde icra işlemez” gibi yanlış bir inanış bulunsa da bu doğru değildir. Ödeme emirleri, hacizler ve satış işlemleri adli tatilde de yapılabildiği için tarafların dikkatli hareket etmesi gerekir. Özellikle geçici haczin kesinleşmesi gibi süreye bağlı işlemler için hak düşümüne uğramamak büyük önem taşır.
Bu nedenle alacaklılar, işlemlerini tatil bitimini beklemeden başlatabilir. Dosya sürelerinin karıştırılması, işlemlerin zamanında yapılamaması gibi hataların önüne geçmek adına adli tatil döneminde de icra hukuku konusunda deneyimli bir avukattan destek almak, hak kayıplarının önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.
İdari yargı sistemi, adli tatil uygulamasına tabidir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 16. maddesinde düzenlendiği üzere, her yıl 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasında idare ve vergi mahkemelerinde adli tatil uygulanır. Yeni adli yıl ise her yıl 1 Eylül tarihinde başlar. Ancak bu genel kuralın istisnaları da vardır: Bir ilde sadece tek bir idare veya vergi mahkemesi bulunuyorsa, bu mahkeme çalışmaya ara verme kapsamına girmez ve yıl boyunca hizmet vermeye devam eder.
Özellikle küçük illerde bulunan bu tekil mahkemeler, yaz aylarında da tam kapasite çalışırken; büyükşehirlerdeki (örneğin Ankara, İstanbul, İzmir gibi) çok sayıda dairesi bulunan mahkemeler, adli tatil süresince işlemleri nöbetçi mahkemeler aracılığıyla yürütür. İYUK m.16 ve 62’ye göre, adli tatil boyunca her yargı çevresinde yeterli sayıda nöbetçi idare ve vergi mahkemesi belirlenmekte; Hâkimler ve Savcılar Kurulu, görev yapacak hâkimleri atamaktadır.
Adli tatil süresince nöbetçi mahkemeler, yalnızca acil niteliğe sahip dava ve işlemleri yürütür. Özellikle yürütmenin durdurulması talepleri, delil tespiti işlemleri ve kanunda belirli süre içinde sonuçlanması gereken davalar (örneğin ihale ve seçim itirazları) tatil boyunca bu mahkemelerde karara bağlanabilir. Böylece hak arama özgürlüğü korunmuş olur ve telafisi güç zararların önüne geçilir.
Adli tatil, yalnızca mahkemelerin yargısal faaliyetleriyle ilgilidir. İdari kurumların işlem süreleri, adli tatilden doğrudan etkilenmez. Örneğin bir vatandaşın belediyeye yaptığı başvuruya idarenin 30 gün içinde cevap vermesi gerekiyorsa, bu süre adli tatilden dolayı uzamaz. Ancak vatandaş açısından mahkemeye başvuru süresi adli tatil nedeniyle uzayabilir. Örneğin 1 Ağustos’ta olumsuz bir idari işlem tebliğ edilen bir kişi, dava açma süresi adli tatile denk geliyorsa, sürenin sonuna 7 gün eklenir. Bu uzatma, İYUK m.16/3 ve geçici 7. maddeye dayanmaktadır.
İdari yargıda dava süreleri genellikle çok kesindir. Memur atamaları, sınav iptalleri, ruhsat iptalleri, çevre izinleri gibi davalarda süre kaybı telafisi zor zararlar doğurabilir. Bu nedenle yaz döneminde de başvuruların nöbetçi mahkemelere zamanında yapılması gerekir. Nöbetçi mahkemeler, UYAP sistemi üzerinden görülebilir ve vatandaşlar bu konuda bilgi alabilir. Danıştay gibi yüksek mahkemelerde de nöbetçi daireler belirlenmişse işlemler tatilde de sürdürülebilir.
Özellikle çevre davaları, imar planı iptalleri gibi kamu yararını ilgilendiren konularda, delil kaybı yaşanmaması için adli tatilde dahi işlemler yapılmaktadır. İdari yargının hızlı aksiyon gerektiren yapısı nedeniyle, tatil dönemi nöbet sistemiyle desteklenerek süreklilik sağlanır.
İdari yargıda adli tatil uygulaması vardır; ancak nöbetçi mahkemeler aracılığıyla acil dava ve işlemler tatil süresince de yürütülmektedir. Dava açma süreleri tatil nedeniyle uzayabilirken, idarenin işlem süreleri değişmez. Bu nedenle hak kaybı yaşanmaması için başvuruların süresinde yapılması büyük önem taşır. Özellikle sınav, memuriyet ve çevreye ilişkin davalarda tatil süreci dikkate alınarak hareket edilmeli ve gerektiğinde uzman bir idare hukuku avukatından destek alınmalıdır.
Adli tatil döneminde tüm mahkemeler tamamen kapanmaz; bazı yargı birimleri nöbetçi sistemle çalışmaya devam eder. Bu süre zarfında sadece ivedi ve acil işler yürütülür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 103. maddesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 331. maddesi doğrultusunda belirlenen işlemler, tatil süresince nöbetçi mahkemeler aracılığıyla yerine getirilir. İşte adli tatilde de faaliyetlerini sürdüren mahkemeler ve yargı organları:
Adli tatil süresince her adliyede belirlenen nöbetçi hukuk mahkemeleri, acil sayılan hukukî talepleri değerlendirmekle görevlidir. Asliye Hukuk, Sulh Hukuk ve Aile Mahkemeleri nöbet çizelgesi kapsamında sırayla görev alır. Bu mahkemeler, ihtiyati tedbir, delil tespiti, geçici velayet, nafaka gibi HMK m.103 kapsamına giren talepleri tatil süresince karara bağlayabilir. Aynı zamanda çekişmesiz yargı işleri de bu dönemde sonuçlandırılabilir. Kararlar genellikle dosya üzerinden, duruşma yapılmaksızın alınır.
Ceza yargılamasında adli tatil süresince görevli olan nöbetçi ceza mahkemeleri, özellikle Sulh Ceza Hakimlikleri aracılığıyla faaliyet gösterir. Tutuklama kararları, adli kontrol uygulamaları, arama ve el koyma kararları, sorgu işlemleri gibi işlemler bu mahkemeler tarafından yürütülür. Ağır Ceza Mahkemeleri ise, tutuklu sanıkların yargılandığı dosyalarda duruşma yapabilir veya tutukluluk durumunu inceleyebilir. Her adliyede bu işlemler için nöbetçi heyetler belirlenmiş olur.
İcra daireleri, adli tatil süresince kesintisiz olarak çalışır. Ödeme emirleri, haciz işlemleri, satış ilanları, tebligatlar ve ihaleler tatil boyunca devam eder. İcra mahkemeleri ise borçlu itirazları, şikayet başvuruları gibi talepleri değerlendirmeyi sürdürür. Bu nedenle, adli tatil dönemi icra hukuku açısından duraklama anlamına gelmez. Uygulamada da işlem yoğunluğu yaz aylarında devam eder.
Noterler, adli tatil döneminde hizmet vermeye devam eder. Vekâletname düzenleme, ihtarname gönderme, sözleşme onaylama, tapu işlemlerine ilişkin belgelerin hazırlanması gibi birçok işlem tatilde de yapılabilir. Sadece resmi tatil ve bayram günlerinde noterler kapalıdır; onun dışındaki tüm günlerde faaliyetlerini sürdürür.
İstinaf mahkemeleri ve Yargıtay, adli tatil süresince sadece tutuklu dosyalar gibi ivedilik taşıyan işleri karara bağlar. Özellikle temyiz incelemesi bekleyen dosyalarda, tutuklu sanıkların mağdur olmaması adına işlemler yürütülür. Tutuksuz dosyalar ise genellikle adli tatil sonrasına bırakılır. Bu sistem sayesinde ceza adaletinde gecikmelerin önüne geçilir.
İdari yargının en üst organı olan Danıştay, adli tatil süresince nöbet usulüyle çalışmaya devam eder. Özellikle yürütmenin durdurulması talepleri, ruhsat iptali, çevresel etki davaları gibi konular tatilde de Danıştay’da karara bağlanabilir. Her daire için belirlenen nöbetçi heyetler bu süre zarfında görev yapar.
Adli tatil boyunca bazı mahkemeler yargısal faaliyete ara verirken, nöbetçi mahkemeler ve birimler kritik öneme sahip işlemleri yürütmeye devam eder. Hukuki süreci devam eden vatandaşlar; nöbetçi mahkemeler, icra daireleri, noterlikler ve ceza soruşturma organları üzerinden işlemlerini aksatmadan sürdürebilir. Bu nedenle adli tatil süresince de belirli hukuki işlemleri yerine getirmek mümkündür ve hak kaybı yaşanmaması için doğru zamanda başvuru yapılması büyük önem taşır.
Adli tatilin hukuki kapsamı ve uygulamadaki sınırları, Yargıtay’ın verdiği kararlarla yıllar içinde netlik kazanmıştır. Yüksek Mahkeme, adli tatil sürecine ilişkin hem süre uzamaları hem de hangi davaların bu dönemde görülebileceği konusunda önemli içtihatlar oluşturmuştur. Bu kararlar, ilk derece mahkemeleri için yönlendirici ve uygulamada standart belirleyici niteliktedir.
Yargıtay, Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.104 ve Ceza Muhakemesi Kanunu m.331 maddelerini titizlikle yorumlamaktadır. Örneğin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, bir işçiye ilişkin işe iade davasında, bir aylık dava açma süresinin son günü adli tatile denk geldiği için, davanın 7 Eylül’e kadar açılabileceğine hükmetmiştir. Bu karar, HMK m.104’ün süreyi adli tatilin bitiminden itibaren 7 gün uzattığını net bir şekilde ortaya koymuştur.
Benzer şekilde, Yargıtay kararlarında temyiz veya istinaf süreleri adli tatil süresine denk gelmişse, sürelerin otomatik olarak tatil sonrası 7 gün (hukuk davalarında) veya 3 gün (ceza davalarında) uzayacağı kabul edilmiştir. Bu kararlar, sürelere ilişkin hak kaybı yaşanmasını önlemek adına büyük önem taşır.
Yargıtay’ın dikkat çektiği önemli bir konu da, adli tatilde görülemeyecek davaların usule aykırı şekilde duruşmaya alınmasıdır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, HMK m.103 kapsamına girmeyen bir davanın adli tatil süresinde görülmesini usul hatası olarak değerlendirmiştir. Kararda, ilgili davada duruşma yapılamayacağı, kanunun emredici hükmüne aykırı davranıldığının altı çizilmiştir.
Yine başka bir kararında Yargıtay, tarafların rızası olsa dahi, adli tatilde kanunen görülemeyecek bir davada duruşma yapılmasının mümkün olmayacağını vurgulamıştır. Bu içtihatlar, adli tatil kurallarının mahkeme ve taraflarca birlikte ihlal edilemeyeceğini göstermektedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi kararlarında açıkça belirtilmiştir ki; icra daireleri ve icra mahkemeleri adli tatil kapsamında değildir. Yani, ödeme emirlerine itiraz, icra şikayetleri ve satış işlemleri gibi konular adli tatilde de yürütülür. Bir içtihatta, “icra mahkemesine yapılan şikayet başvurularında adli tatil hükümleri uygulanmaz” denilerek sürelerin kesintisiz işlediği ve işlemlerin aksamaması gerektiği belirtilmiştir. Bu kararlar, uygulamada icra işlemlerinin yaz döneminde de sürdürülmesi gerektiğini mahkemelere ve taraflara açıkça göstermektedir.
Yargıtay Genel Kurulu’nun 2021 tarihli bir kararında, işçi alacak ve iş akdi davalarının HMK m.103/1-a bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu kapsamda iş davalarının, “ivedi iş” niteliğinde olması nedeniyle adli tatilde de görülebileceği ifade edilmiştir. Böylece iş mahkemelerinde yaz aylarında dosya kabul edilmesinin yasal dayanağı netleşmiştir. Aynı görüş, Anayasa Mahkemesi kararlarında da hak arama özgürlüğü çerçevesinde destek bulmuştur.
Yargıtay kararları, adli tatil sürecinin nasıl işlemesi gerektiği konusunda yol gösterici niteliktedir. Gerek sürelerin uzaması gerekse hangi davaların tatilde görülebileceği, duruşmaların yapılıp yapılamayacağı gibi konular bu içtihatlarla netleşmiştir. Özellikle HMK m.104, CMK m.331 ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesi kararları, uygulayıcılar için bağlayıcı örnekler sunmaktadır. Tatil süresince dava açmayı düşünen veya süresi işlemekte olan tarafların, bu içtihatlara uygun hareket etmesi büyük önem taşır. Aksi halde usul hataları ya da hak kaybı yaşanması kaçınılmaz hale gelebilir.
1. Adli tatil nedir?
Adli tatil, her yıl 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasında uygulanan ve mahkemelerin rutin işleyişine ara verdiği özel bir yargı dönemidir. Bu süreçte yalnızca kanunda belirtilen acil ve ivedi işler görülürken, diğer dava ve duruşmalar yeni adli yıl olan 1 Eylül sonrasına ertelenir. Adli tatilin amacı, hem yargı personeline dinlenme imkânı sağlamak hem de iş yükünü planlı şekilde dağıtmaktır.
2. Adli tatilde mahkemeler kapalı mı olur?
Hayır, adli tatilde mahkemeler tamamen kapatılmaz; sadece duruşmaların büyük çoğunluğu yapılmaz. Her adliyede görevli nöbetçi mahkemeler, acil dava ve işlemleri yürütmeye devam eder. Özellikle nafaka, velayet, ihtiyati tedbir gibi konular bu süreçte değerlendirilebilir.
3. Adli tatilde dava açılabilir mi?
Evet, adli tatil süresince dava açmak mümkündür. Yasalar, adli tatilde dava açılmasını engellemez. Dava dilekçeleri mahkemeye sunulabilir, harçlar yatırılabilir ve dava süreci başlatılabilir. Ancak dava türü tatilde görülebilecek davalardan değilse, duruşma genellikle Eylül ayına bırakılır.
4. Adli tatilde duruşma yapılır mı?
Adli tatilde yalnızca ivedi sayılan davalarda duruşma yapılabilir. Örneğin, tutuklu sanıkların yargılandığı ceza davalarında veya çocuk velayeti gibi acil karar verilmesi gereken durumlarda duruşma yapılabilir. Diğer davalarda ise duruşmalar adli tatil bitiminden sonra planlanır.
5. Adli tatil ne zaman başlar ve biter?
Adli tatil her yıl 20 Temmuz’da başlar ve 31 Ağustos’ta sona erer. Yeni adli yıl ise 1 Eylül tarihi itibarıyla başlar. Bu tarihler yasayla belirlenmiş olup değiştirilemez.
6. Adli tatilde süreler durur mu?
Usule ilişkin dava ve başvuru süreleri, adli tatil süresince işlememekte ve tatil bitiminden itibaren belirli bir süre uzamaktadır. Hukuk ve idari davalarda bu uzama 7 gün, ceza yargılamalarında ise 3 gündür. Ancak hak düşürücü süreler ve icra takip süreleri tatilden etkilenmez.
7. Hangi davalar adli tatilde görülmeye devam eder?
İhtiyati tedbir, nafaka, velayet, delil tespiti, tutuklu ceza davaları, yürütmenin durdurulması talepleri gibi ivedi işler adli tatilde de görülmeye devam eder. Bu liste 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 103. maddesinde sınırlı şekilde sayılmıştır.
8. Adli tatilde Yargıtay çalışır mı?
Yargıtay adli tatil süresince kısmen çalışmaya devam eder. Özellikle tutuklu sanıklara ilişkin dosyalar ve ivedi işler istisna olarak incelenebilir. Diğer dosyalar ise Eylül ayından sonra işlem görür.
9. Adli tatilde noterler açık mı?
Evet, noterler adli tatilde hizmet vermeye devam eder. Vekâletname, ihtarname, tapu işlemleri gibi noter işlemleri yaz döneminde yapılabilir. Yalnızca resmi tatil günlerinde noterler çalışmaz.
10. Adli tatilde boşanma davası açılabilir mi?
Adli tatilde boşanma davası açmak mümkündür, ancak duruşmalar çoğunlukla tatil sonrasına bırakılır. Eğer dava türü acil bir müdahale gerektirmiyorsa (örneğin anlaşmalı boşanma), dosya kabul edilse bile duruşma genellikle Eylül ayında yapılır.
11. Adli tatilde dava sürecinde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Adli tatil döneminde dava süreci başlatılabilir ancak bazı sınırlamalar mevcuttur. Özellikle duruşmalar çoğunlukla tatil bitimine ertelendiğinden, bu sürecin dosya hazırlığı, dilekçe sunumu ve tebligat işlemleri için verimli şekilde kullanılması önerilir. Nöbetçi mahkemeler aracılığıyla ivedi konular hakkında karar alınabilir.
12. Adli tatilde icra işlemleri devam eder mi?
Evet, icra işlemleri adli tatilde de kesintisiz devam eder. Haciz, satış, ödeme emri gönderimi gibi tüm işlemler yürütülür. İcra daireleri resmi tatil dışında haftanın her günü çalışır, süreler durmaz.
13. Adli tatilde ihtiyati tedbir kararı alınabilir mi?
Evet, ihtiyati tedbir başvuruları adli tatilde yapılabilir. HMK m.103’e göre geçici hukuki koruma talepleri bu dönemde değerlendirilmeye devam eder ve nöbetçi mahkeme kararıyla uygulanabilir.
14. Adli tatilde velayet davası görülebilir mi?
Çocukların üstün yararı gerektirdiğinde, velayet talepleri adli tatilde de değerlendirilebilir. Bu tür acil durumlar nöbetçi mahkeme tarafından ele alınarak geçici veya nihai kararlar verilebilir.
15. Adli tatilde çekişmesiz yargı işleri yapılır mı?
Evet, çekişmesiz yargı işlerinin birçoğu adli tatilde nöbetçi mahkemeler tarafından yürütülebilir. Özellikle vasiyetname açılması, nüfus kaydı düzeltme ve kayıp belgesi işlemleri bu kapsamda yer alır.
16. Adli tatilde istinaf başvurusu yapılabilir mi?
Adli tatilde istinaf başvurusu yapılabilir. Ancak başvuru süresinin son günü tatil süresine denk gelirse, süre HMK m.104 gereği tatil bitiminden itibaren 7 gün uzar.
17. Adli tatilde temyiz süresi nasıl işler?
Temyiz süresi, eğer son günü adli tatil içindeyse, hukuk davalarında 7 gün, ceza davalarında ise 3 gün uzatılır. Bu süreler, tatil bitiminden itibaren işlemeye başlar.
18. Adli tatilde dava dosyasına belge sunulabilir mi?
Evet, adli tatilde dava dosyasına evrak sunulabilir. Dilekçeler, deliller ve belgeler UYAP üzerinden veya fiziken nöbetçi mahkemelere teslim edilebilir. Bu durum süreci hızlandırır.
19. Adli tatilde nafaka davası açılabilir mi?
Evet, nafaka davası adli tatilde açılabilir ve duruşma yapılabilir. Nafaka talepleri HMK m.103 kapsamında ivedi işler arasında yer aldığından nöbetçi mahkeme tarafından ele alınabilir.
20. Adli tatilde tutuklu sanığın duruşması yapılır mı?
Evet, tutuklu sanıklarla ilgili ceza davaları adli tatilde de görülür. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi heyeti tutukluluk incelemesi yapabilir veya duruşma düzenleyebilir.
21. Adli tatilde Danıştay çalışır mı?
Danıştay, adli tatil süresince yürütmenin durdurulması ve diğer ivedi işler için nöbetçi heyetler aracılığıyla çalışmaya devam eder. Acil dosyalar tatil sürecinde karara bağlanabilir.
22. Adli tatilde yürütmenin durdurulması kararı alınabilir mi?
Evet, idari davalarda yürütmenin durdurulması talepleri adli tatilde de nöbetçi mahkemeler tarafından değerlendirilebilir. Özellikle çevresel etkiler, ihaleler ve ruhsat iptalleri gibi durumlar bu kapsamdadır.
23. Adli tatilde görevli nöbetçi mahkemeler nereden öğrenilir?
Adli tatil döneminde görev yapan nöbetçi mahkemeler, adliyelerin internet sitelerinde ve ilan panolarında duyurulur. Ayrıca UYAP sistemi üzerinden ilgili mahkeme bilgilerine ulaşmak mümkündür.
24. Adli tatilde mahkemeye dilekçe verilebilir mi?
Evet, adli tatilde de mahkemeye dilekçe sunulabilir. Bu işlem UYAP sistemi üzerinden elektronik ortamda ya da fiziksel olarak adliyelerdeki nöbetçi mahkemelere yapılabilir.
25. Adli tatilde haciz işlemi yapılır mı?
Evet, haciz işlemleri adli tatilde de yapılır. İcra daireleri yıl boyunca çalıştığı için haciz talepleri değerlendirilir ve uygulamaya alınır.
26. Adli tatilde icra takibine itiraz edilebilir mi?
Evet, adli tatilde icra takibine karşı itiraz süresi işlemeye devam eder. Süreler durmadığı için, borçlunun yasal süre içinde icra takibine itiraz etmesi gerekir.
27. Adli tatilde tanık dinlenebilir mi?
Genel olarak tanık dinleme işlemleri adli tatil sonrasına bırakılır. Ancak ivedi iş kapsamında olan dosyalarda, özellikle delil kaybı riski varsa, nöbetçi mahkeme bu işlemi yapabilir.
28. Adli tatilde iş davası açılabilir mi?
Evet, işçilik alacakları, işe iade ve kıdem tazminatı gibi konulara ilişkin iş davaları adli tatilde de açılabilir. Bu tür davalar HMK m.103 kapsamında değerlendirildiğinden dosya kabulü mümkündür.
29. Adli tatilde boşanma protokolü hazırlanabilir mi?
Evet, taraflar boşanma protokolünü tatil sürecinde hazırlayabilir ve dava açabilirler. Duruşma genellikle tatil sonrası yapılmakla birlikte hazırlık süreci geciktirilmeden tamamlanabilir.
30. Adli tatilde ceza mahkemelerinde ne tür işlemler yapılır?
Ceza mahkemelerinde tutuklama, adli kontrol, yakalama, arama ve el koyma gibi işlemler adli tatilde de yapılır. Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği bu işlemleri kesintisiz yürütür.
31. Adli tatilde dava açmak için mahkemeye gitmek zorunlu mu?
Hayır, adli tatil süresince dava açmak için mahkemeye fiziken gitmek zorunlu değildir. UYAP Vatandaş Portalı üzerinden e-devlet şifresiyle dava açılabilir ve gerekli belgeler sisteme yüklenebilir.
32. Adli tatilde anlaşmalı boşanma yapılabilir mi?
Anlaşmalı boşanma davası adli tatilde açılabilir; ancak duruşma genellikle tatil sonrasına bırakılır. Taraflar dilerse protokolü hazırlayıp davayı açabilir, bu da süreci hızlandırır.
33. Adli tatilde noterler çalışır mı?
Evet, noterler adli tatilde tam kapasiteyle çalışmaya devam eder. Vekalet, ihtarname, gayrimenkul işlemleri gibi tüm işlemler yaz boyunca yapılabilir.
34. Adli tatilde avukatla görüşmek mümkün mü?
Evet, adli tatilde avukatlarla görüşmek mümkündür. Çoğu hukuk bürosu çalışmaya devam eder ve danışmanlık hizmeti sunar. Özellikle dava sürecinde olanlar için tatil süreci iyi değerlendirilmelidir.
35. Adli tatilde velayet değişikliği yapılabilir mi?
Acil durumlarda, örneğin çocuğun güvenliğini tehdit eden bir gelişme varsa, adli tatilde velayet değişikliği talep edilebilir. Bu durumda nöbetçi aile mahkemesine başvuru yapılmalıdır.
36. Adli tatilde istinaf süresi geçerse ne olur?
İstinaf süresi adli tatile denk geliyorsa, hukuk davalarında bu süre tatil bitiminden itibaren 7 gün uzar. Bu süre içinde başvuru yapılmazsa hak kaybı yaşanır.
37. Adli tatilde arabuluculuk başvurusu yapılabilir mi?
Evet, arabuluculuk başvuruları adli tatil süresince de yapılabilir. Arabuluculuk merkezleri ve büroları yıl boyunca çalıştığından işlemler durmaz.
38. Adli tatilde dava düşer mi?
Hayır, adli tatil süresi içinde herhangi bir dava sırf tatil nedeniyle düşmez. Sürelerin durması ya da uzaması davayı askıya almaz, sadece belirli işlemlerin yapılması ertelenebilir.
39. Adli tatilde uzman bilirkişi ataması yapılabilir mi?
Bazı istisnai durumlarda, delil kaybı riski varsa bilirkişi ataması adli tatilde de yapılabilir. Ancak çoğu bilirkişi işlemi duruşma sürecine bağlı olduğu için tatil sonrasına bırakılır.
40. Adli tatilde dava süreci nasıl hızlandırılır?
Adli tatilde dosya hazırlığı yapılarak ve gerekli belgeler sunularak dava süreci hızlandırılabilir. Ayrıca dilekçelerin UYAP üzerinden sunulması, duruşma tarihinin erkene alınmasına katkı sağlayabilir.
41. Adli tatilde miras davası açılabilir mi?
Evet, miras davaları adli tatil süresince açılabilir. Ancak bu davalar ivedi sayılmadığı için duruşmalar genellikle tatil sonrasına bırakılır. Yine de davanın açılması, sürecin erkenden başlamasını sağlar.
42. Adli tatilde tapu iptali davası açılır mı?
Tapu iptali ve tescil davaları adli tatilde açılabilir fakat bu davalar adli tatilde görülmeye devam eden ivedi davalar arasında yer almaz. Dava açılır, fakat duruşma tatil sonrası planlanır.
43. Adli tatilde idari para cezasına itiraz edilebilir mi?
Evet, idari para cezasına itiraz süresi adli tatilde işlemezse süre uzar. Ancak bazı idari işlemler istisna tutulabileceğinden, vatandaşların sürelere dikkat ederek nöbetçi mahkemeye başvurmaları önerilir.
44. Adli tatilde vekaletname verilebilir mi?
Evet, adli tatilde noterlikler açık olduğu için vekaletname verme işlemleri yıl boyunca yapılabilir. Özellikle dava vekaleti gibi işlemler için bu dönem uygundur.
45. Adli tatilde delil tespiti yapılır mı?
Evet, delil kaybı riski bulunan durumlarda delil tespiti adli tatilde de yapılabilir. Nöbetçi mahkemelere bu taleple başvurulabilir, özellikle inşaat, çevre zararı gibi durumlarda önemlidir.
46. Adli tatilde nafaka artırımı davası açılabilir mi?
Nafaka artırımı davası açılabilir ancak ivedi sayılmadığı için tatil süresince duruşma yapılmaz. Fakat dava dilekçesi sunulabilir ve ön hazırlık aşamaları tamamlanabilir.
47. Adli tatilde aile içi şiddet durumunda ne yapılmalı?
Aile içi şiddet gibi acil durumlarda adli tatilde nöbetçi aile mahkemelerine başvurularak koruma kararı alınabilir. Bu tür işlemler adli tatil kapsamı dışında değerlendirilir ve ivedilikle sonuçlandırılır.
48. Adli tatilde tazminat davası açılabilir mi?
Evet, tazminat davaları açılabilir fakat bu tür davalar ivedi kapsamda olmadığı için tatil süresince duruşmaları yapılmaz. Yine de dava açılması, sürecin tatil sonrası hızlanmasını sağlar.
49. Adli tatilde karşı dava açılabilir mi?
Karşı dava, asli davanın açılmasına bağlıdır ve süreye tabidir. Adli tatil nedeniyle karşı dava süresi doluyorsa, bu süre tatil bitiminden sonra yedi gün uzar. Sürenin kaçırılmaması gerekir.
50. Adli tatilde boşanma protokolü hazırlanabilir mi?
Evet, taraflar anlaşmalı boşanma protokolünü adli tatilde hazırlayabilir. Hatta dava da açılabilir. Duruşma büyük ihtimalle Eylül ayına kalır, fakat hazırlıkların önceden yapılması büyük avantaj sağlar.
51. Adli tatilde velayet davası açılır mı?
Adli tatilde velayet davası açılabilir. Ancak bu davalar ivedi sayılmadığından, duruşmalar genellikle adli tatil sonrasına bırakılır. Acil durum varsa nöbetçi mahkemeden geçici tedbir kararı talep edilebilir.
52. Adli tatilde trafik kazası sonrası dava açılabilir mi?
Evet, trafik kazası sonrası maddi veya manevi tazminat davası açılabilir. Ancak bu davalar da tatil süresince duruşmaya alınmaz. Dava açmak süreci başlatmak açısından avantajlıdır.
53. Adli tatilde işçi işe iade davası açabilir mi?
İşe iade davası açılabilir ve bu tür davalar adli tatilde görülebilecek ivedi davalar arasında sayılabilir. Özellikle süreli dava olduğundan tatilde de işlemler aksatılmadan yürütülmelidir.
54. Adli tatilde ihtiyati tedbir talep edilebilir mi?
Evet, ihtiyati tedbir talepleri HMK m.103 gereği adli tatilde de yapılabilir ve nöbetçi mahkemeler tarafından değerlendirilebilir. Bu işlemler acil nitelikte kabul edildiği için tatilde engel yoktur.
55. Adli tatilde tapu müdürlüğünde işlem yapılabilir mi?
Adli tatil yalnızca mahkemeleri ilgilendirir. Tapu müdürlükleri yıl boyu açık olduğundan, tapu devri, ipotek, şerh gibi işlemler adli tatilde de yapılabilir.
56. Adli tatilde resmi tatillerin etkisi olur mu?
Adli tatil dışında kalan resmi tatil günlerinde mahkemeler tamamen kapalıdır. Bu tarihlerde herhangi bir işlem yapılamaz ve sürelere etkisi olur. Süre, tatilin bittiği ilk iş günü başlar.
57. Adli tatilde tahliye davası açılır mı?
Tahliye davası açılabilir ancak bu dava türü tatil boyunca görülmez. Dava açmak mümkündür fakat duruşma tarihi adli tatil sonrasına verilir. Acil durumlar için ihtiyati tedbir talep edilebilir.
58. Adli tatilde mal paylaşımı davası açılır mı?
Evet, mal rejimi ve mal paylaşımı davası açılabilir. Ancak bu dava da adli tatilde görülemeyecek davalar arasında yer alır. Davanın açılması, süreç hazırlığını başlatır.
59. Adli tatilde dava dilekçesi verilir mi?
Evet, adli tatilde dava dilekçesi verilebilir. UYAP sistemi üzerinden veya fiziki olarak nöbetçi mahkemeye sunulabilir. Tatil sonrası ilk duruşma tarihi verilecektir.
60. Adli tatilde tanık dinlenir mi?
Genellikle hayır. Tatil süresince ivedi işler dışında duruşmalar yapılmaz, bu nedenle tanık dinlenmesi işlemleri tatil sonrası planlanır. Ancak acil yargılamalarda istisna olabilir.
61. Adli tatilde boşanma davası açmak mümkün mü?
Evet, adli tatilde boşanma davası açmak mümkündür. Ancak bu dava türü adli tatilde görülmez, duruşmalar Eylül ayından itibaren planlanır. Dava açarak süreci başlatmak avantaj sağlar.
62. Adli tatilde nafaka artırımı davası açılabilir mi?
Nafaka artırımı davaları adli tatilde açılabilir ancak duruşmaları tatilden sonra yapılır. Geçici nafaka gibi ivedi durumlar varsa nöbetçi mahkemeden tedbir talep edilebilir.
63. Adli tatilde icra takibine itiraz süresi durur mu?
Hayır, icra işlemleri adli tatilden etkilenmez. Takiplere yapılan itirazlar ve şikâyet süreleri aynen işler. Süreleri kaçırmamak için dikkatli olunmalıdır.
64. Adli tatilde kayyum atanması talep edilebilir mi?
Evet, kayyum atanması talepleri HMK m.103 kapsamında değerlendirilen ivedi işler arasında yer alır ve adli tatilde nöbetçi mahkemeler tarafından karara bağlanabilir.
65. Adli tatilde tespit davası açılabilir mi?
Tespit davası açılabilir ancak genelde tatil döneminde görülmez. Ancak delil kaybı riski varsa, delil tespiti talepleri tatilde de yapılabilir ve nöbetçi mahkeme tarafından değerlendirilir.
66. Adli tatilde evlat edinme davası görülür mü?
Evlat edinme davaları çekişmesiz yargı kapsamında olsa da genellikle adli tatilde görülmez. Ancak dosya hazırlanabilir ve işlemlere tatil sonrası devam edilir.
67. Adli tatilde miras taksim davası açılabilir mi?
Miras taksim davaları tatil sürecinde açılabilir fakat duruşmaları Eylül ayına bırakılır. Dosya hazırlığı ve başvuru işlemleri bu sürede yapılabilir.
68. Adli tatilde vasiyetnamenin iptali davası açılabilir mi?
Evet, bu tür davalar açılabilir ancak adli tatilde görülmez. Bu süreçte dava açılması, işlem sırasına erkenden girilmesini sağlar.
69. Adli tatilde çocuk teslimi kararı alınabilir mi?
Çocuk teslimi ve kişisel ilişki kurulması gibi konular HMK m.103’e göre ivedi sayıldığından, tatilde nöbetçi aile mahkemesinden bu konuda karar istenebilir.
70. Adli tatilde mahkeme evrakı nasıl verilir?
Adli tatilde dava dilekçesi, itiraz, şikayet ve diğer evraklar UYAP üzerinden veya nöbetçi mahkeme aracılığıyla verilebilir. Sistem açık olduğundan belge sunmakta bir engel yoktur.
71. Adli tatilde temyiz süresi nasıl hesaplanır?
Adli tatilde temyiz süresinin son günü tatile denk gelirse, süre 7 Eylül akşamına kadar uzar. HMK m.104 gereğince bu uzama, hak kaybını önlemek amacıyla uygulanır.
72. Adli tatilde istinaf süresi uzar mı?
Evet, eğer istinaf başvuru süresinin son günü adli tatile denk gelirse, bu süre 7 gün uzar ve adli tatilin bitiminden itibaren devam eder. Bu sayede taraflar mağdur olmaz.
73. Adli tatilde tedbir kararları verilir mi?
Evet, geçici hukuki koruma tedbirleri adli tatilde de verilebilir. Özellikle delil tespiti, uzaklaştırma, ihtiyati tedbir gibi işlemler için nöbetçi mahkemeye başvurulabilir.
74. Adli tatilde tebligat yapılır mı?
Evet, adli tatilde de tebligat işlemleri devam eder. Özellikle icra dairelerinde tebligatlar aksamadan yapılır. Mahkemeler tarafından yapılan tebligatlar da işlemlerini sürdürür.
75. Adli tatilde mahkeme dosyaları görüntülenebilir mi?
Evet, UYAP sistemi üzerinden tatil süresince taraflar ve avukatlar mahkeme dosyalarını inceleyebilir. Ancak fiziki evrak talepleri nöbetçi personel aracılığıyla sağlanır.
76. Adli tatilde arabuluculuk başvurusu yapılabilir mi?
Evet, adli tatilde arabuluculuk başvuruları yapılabilir. Arabuluculuk sistemleri tatilden etkilenmez. Başvurular e-Devlet veya ilgili bürolar üzerinden yürütülür.
77. Adli tatilde hakem kararlarına itiraz edilebilir mi?
Hakem kararlarına itiraz süresi tatil süresine denk gelirse, HMK m.104 gereği bu süre 7 Eylül’e kadar uzar. Zaman kaybı yaşanmaması için bu tür sürelere dikkat edilmelidir.
78. Adli tatilde tahliye davası açılır mı?
Tahliye davaları adli tatilde açılabilir, ancak duruşma yapılmaz. Dosya hazırlanır ve tatil sonrasında değerlendirilir. Ancak ihtiyati tahliye kararı gerekiyorsa nöbetçi mahkemeye başvurulabilir.
79. Adli tatilde ceza mahkemesine dilekçe verilir mi?
Evet, adli tatilde ceza mahkemelerine dilekçe sunulabilir. Sulh Ceza Hakimliği nöbetçi olduğu için dilekçeler işleme alınır. Tutukluluk ve adli kontrol kararları da değerlendirilir.
80. Adli tatilde tanık beyanı alınır mı?
Adli tatilde tanık beyanı alınması genellikle yapılmaz. Ancak çok acil dosyalarda veya delil kaybı riski varsa, nöbetçi mahkeme bu işlemi yapabilir.
81. Adli tatilde boşanma davası açılır mı?
Evet, adli tatil süresince boşanma davası açılabilir. Ancak duruşma tarihi genellikle adli tatil sonrasına verilir. Anlaşmalı boşanma gibi acil olmayan davalarda süreç tatil bitimiyle işler.
82. Adli tatilde nafaka artırımı davası açılır mı?
Nafaka artırımı davaları açılabilir, ancak dava görülmesi adli tatil sonrasına ertelenir. Ancak geçici nafaka ya da acil tedbir talebi varsa nöbetçi mahkeme karar verebilir.
83. Adli tatilde mahkeme kararı tebliğ edilir mi?
Evet, adli tatilde mahkeme kararları tebliğ edilebilir. Tebligat işlemleri tatil süresince de yapılır ve UYAP sistemine düşer. Tatil, tebligat işlemlerini durdurmaz.
84. Adli tatilde mal rejimi davası açılır mı?
Mal rejimi davaları adli tatilde açılabilir fakat yargılamaya dair işlemler genellikle Eylül ayından itibaren yürütülür. Dosya hazırlanması açısından tatil dönemi avantaj sağlar.
85. Adli tatilde velayet davası açılır mı?
Velayet davası adli tatilde açılabilir. Ancak dava acil bir durumu içeriyorsa, nöbetçi aile mahkemesi tarafından geçici velayet veya tedbir kararı verilebilir.
86. Adli tatilde miras davası açılır mı?
Miras davaları da tatilde açılabilir ancak duruşma süreci adli yıl başlangıcına kalır. Acil bir işlem gerekmedikçe tatil içinde esaslı bir yargı faaliyeti yürütülmez.
87. Adli tatilde arsa davası açılır mı?
Evet, arsa ve tapu davaları açılabilir. Ancak HMK 103 kapsamında ivedi davalar arasında yer almadıkları için duruşmalar genellikle tatil sonrası yapılır.
88. Adli tatilde tanık çağrısı yapılır mı?
Genel olarak hayır. Adli tatil boyunca tanık dinleme işlemleri yapılmaz. Ancak nöbetçi mahkeme kararıyla ve delil kaybı riski varsa bu istisnai olarak mümkün olabilir.
89. Adli tatilde iş mahkemesi çalışır mı?
İş mahkemeleri adli tatilde sınırlı çalışır. Ancak iş kazaları veya ivedi işçi taleplerinde dosya kabulü ve tedbir kararları verilebilir. Duruşmalar genellikle Eylül’e bırakılır.
90. Adli tatilde Yargıtay dilekçesi verilir mi?
Evet, Yargıtay’a temyiz dilekçesi adli tatilde verilebilir. Eğer sürenin son günü tatile denk gelmişse, 7 Eylül akşamına kadar süre devam eder ve başvuru yapılabilir.
91. Adli tatilde tapu iptal davası açılır mı?
Evet, tapu iptal ve tescil davası adli tatil süresinde açılabilir. Ancak bu tür davalar HMK m.103 kapsamında acil dava sayılmadığı için duruşmalar adli tatil sonrasına bırakılır.
92. Adli tatilde ihtiyati haciz başvurusu yapılabilir mi?
Evet, ihtiyati haciz talepleri ivedi işler kapsamında değerlendirildiğinden adli tatilde nöbetçi mahkemeye başvuru yapılabilir ve karar alınabilir. Delil kaybı riski varsa hızlı hareket önemlidir.
93. Adli tatilde karşı dava açılır mı?
Adli tatilde karşı dava açılabilir. Süre bakımından kısıtlama yoktur. Ancak ana dava ile birleştirilmesi veya duruşma yapılması genellikle tatil sonrasına bırakılır.
94. Adli tatilde elektronik imzayla dava açılabilir mi?
Evet, e-Devlet ve UYAP Avukat Portal üzerinden elektronik imzayla adli tatilde de dava açılabilir. Fiziken adliyeye gitmeye gerek olmadan işlemler yapılabilir.
95. Adli tatilde delil tespiti yapılır mı?
Evet, delil kaybı riski varsa adli tatilde nöbetçi mahkemeler aracılığıyla delil tespiti yapılabilir. Bu özellikle kazalar, inşaat olayları veya şahit beyanlarında büyük önem taşır.
96. Adli tatilde duruşma yapılamazsa ne olur?
Adli tatilde duruşma yapılamazsa, dava dosyası beklemeye alınır ve duruşma Eylül ayı sonrası bir tarihe bırakılır. Ancak dosya hazırlıkları bu süreçte sürdürülebilir.
97. Adli tatilde boşanma protokolü hazırlanabilir mi?
Evet, anlaşmalı boşanma için protokol hazırlanmasında engel yoktur. Avukatla birlikte tatil boyunca da hazırlık yapılabilir ve dava dosyası sisteme yüklenebilir.
98. Adli tatilde mahkemeye vekaletname verilir mi?
Evet, noterler adli tatilde çalıştığı için avukata vekaletname vermek mümkündür. Bu sayede davaların takibi aksamaz. Resmi tatil harici günlerde işlem yapılabilir.
99. Adli tatilde ceza infaz işlemleri durur mu?
Hayır, ceza infaz işlemleri adli tatilden etkilenmez. Cezaevindeki işlemler, tahliye ve tutuklama süreçleri tatil boyunca nöbetçi savcılık ve mahkemelerle yürütülmeye devam eder.
100. Adli tatilde dava sonuçlanır mı?
Genel olarak hayır. Duruşma yapılmayan davalarda karar çıkması beklenmez. Ancak bazı dosyalar evrak üzerinden sonuçlandırılabilir ya da tatil süresince yazı işleri tarafından işlem yapılabilir.
Adli tatil, her yıl 20 Temmuz – 31 Ağustos tarihleri arasında uygulanmakta olup, hukuki süreçlerin tamamen durmadığı, sadece belirli iş ve davaların ertelendiği özel bir dönemdir. Bu süreçte, icra daireleri, noterlikler, nöbetçi mahkemeler gibi yargı birimleri çalışmaya devam ederken; nafaka, velayet, delil tespiti, yürütmenin durdurulması gibi ivedi işler de nöbetçi mahkemelerce karara bağlanabilmektedir. Dolayısıyla, adli tatil süresi içinde dava açmak, itirazda bulunmak veya icra işlemlerine devam etmek isteyen vatandaşların hukuki haklarını kullanmaları mümkündür. Bu nedenle, adli tatil nedir, hangi davalar bu süreçte görülür gibi soruların cevabını bilmek, hem bireyler hem de profesyonel danışmanlık veren hukukçular için büyük önem taşır.
Adli tatil boyunca dava açma sürelerinin uzayıp uzamadığı, hangi davaların işlemeye devam ettiği, nöbetçi mahkemelerin yetkisi gibi konularda bilgi sahibi olmak, süreci doğru yönetmek açısından kritik bir fark yaratır. Özellikle icra takipleri, iş davaları, boşanma başvuruları gibi alanlarda hak kaybı yaşamamak için sürelerin takibi büyük bir hassasiyetle yapılmalıdır. Vatandaşların adli tatilde dava açılır mı, noter çalışır mı, icra işlemleri durur mu gibi sorulara doğru yanıt bulması, yargı sürecinde güvenli bir ilerleme sağlar. Adli tatil süresince karşılaşılabilecek hukuki ihtiyaçlara hazırlıklı olmak, süreci bilinçli bir şekilde yönetmek ve gerektiğinde bir avukattan destek almak, adalet arayışında sağlıklı bir yol haritası oluşturacaktır.
Adli tatil, yargı sisteminin yaz döneminde belirli faaliyetlerine ara verdiği ancak tamamen durmadığı özel bir süreçtir. Bu dönemde yalnızca kanunen "ivedi" kabul edilen dava ve işlemler görülmeye devam eder. Diğer tüm duruşma ve karar süreçleri, genellikle Eylül ayına ertelenir. Bu nedenle, dava süreci devam eden kişiler ile yeni dava açmak isteyenlerin, adli tatilin etkilerini bilmesi ve buna göre hareket etmesi önemlidir. Örneğin, Temmuz ortasında açılan bir dava için duruşma tarihi genellikle adli tatil sonrasına bırakılır. Ancak, bu dönem sadece bekleme değil, aynı zamanda dosya hazırlık ve belge sunumu için önemli bir fırsattır.
Adli tatil süresince bazı dava türlerinde süreler durur ve tatilin bitiminden sonra yeniden işlemeye başlar. Hukuk ve idari yargıda süreler adli tatilin sona erdiği tarihten itibaren 7 gün; ceza yargılamalarında ise 3 gün uzar. Bu nedenle süre takibi büyük önem taşır. Öte yandan, icra takipleri gibi tatil dışı kalan işlemlerde süreler durmaz ve işlemler aynen devam eder. Bu alanlardaki yazışma ve başvuruların zamanında yapılması gerekmektedir.
Adli tatil, dava açmaya, dilekçe sunmaya veya temyiz başvurusu yapmaya engel değildir. "Adliyeler kapalı" düşüncesiyle işlemlerin ertelenmesi, zaman kaybı yaratabilir. Özellikle anlaşmalı boşanma, işçi alacakları veya maddi tazminat davalarında, dosyanın hazırlanıp teslim edilmesi yargılamanın daha hızlı başlamasını sağlar. Bu nedenle, işlemler tatil dönemine denk gelse bile yasal süreçler beklemeden başlatılmalıdır.
Adli tatil süresince her adliyede görevli nöbetçi mahkemeler, acil durumlar için hizmet vermeye devam eder. Aile içi şiddet durumlarında koruma kararı almak, inşaat kazasında delil tespiti talep etmek veya çocuğun velayetine ilişkin geçici karar istemek gibi acil hukuki talepler için bu mahkemelere başvuru yapılabilir. Bu mekanizma, yargının temel işlevini tatil döneminde de sürdürebilmesi için getirilmiştir.
Adli tatil dönemindeki süre hesaplamaları ve işlemlerin takibi teknik bilgi gerektirir. Birçok kişi, sürenin tatilde durup durmadığını veya kaç gün uzadığını bilmemekten dolayı hak kaybı yaşayabilir. Özellikle dava açma, itiraz süresi veya delil sunma gibi işlemlerde yapılacak bir hata, telafisi zor sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, süreci profesyonel bir avukatla yürütmek, hukuki haklarınızı güvence altına almanın en sağlam yoludur. Kartal Avukat Mimoza Hukuk Büromuzdaki uzman avukatlarımız adli tatilde de faaliyetlerine devam etmektedir.
Adli tatil, yargı mensuplarının dinlenmesi amacıyla getirilen bir uygulama olmakla birlikte, vatandaşların hak arama süreçlerini bilinçli yönetmesi gereken önemli bir dönemdir. Bu süreçte hangi işlemlerin yapılabileceğini, hangi davaların görülebileceğini ve sürelerin nasıl işlediğini bilmek, kişilerin adalet arayışındaki etkinliğini artırır. Bilgi eksikliği nedeniyle oluşabilecek hak kayıpları çoğunlukla sürelerin yanlış değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu yüzden sürecin hukuki bir danışman eşliğinde yürütülmesi, yargılamanın kesintisiz ve güvenli biçimde devam etmesini sağlar.
Adli tatil, doğru yönetildiğinde bir engel değil; hukuki süreci planlama ve hazırlık açısından bir fırsat haline gelebilir. Kararsız kaldığınız her noktada alanında uzman bir avukata danışmak, haklarınızı korumanın en etkili yoludur.