

Boşanma davalarında en çok tartışılan konulardan biri, aldatma durumunun çocuğun velayetini etkileyip etkilemeyeceğidir. Eşlerden birinin sadakatsiz davranışları, toplumda genellikle velayet hakkını kaybedeceği yönünde bir algı oluştursa da hukuki gerçeklik farklıdır. Velayet davalarında esas olan, çocuğun üstün yararının hangi ebeveynin yanında daha iyi korunacağıdır. Bu nedenle aldatma fiili tek başına velayetin kime verileceğini belirlemez; mahkemeler ebeveynlerin çocuğa sunduğu bakım olanaklarını, ahlaki tutumlarını, sosyal ve ekonomik koşullarını dikkate alarak karar verir.
Aldatma nedeniyle boşanma süreci yaşanırken velayet kararı, sadece eşlerin kusurlarına değil, çocukla olan ilişkilerine ve ebeveynlik kapasitelerine göre şekillenir. Yargıtay içtihatları da göstermektedir ki, sadakatsiz davranışlar gösteren bir ebeveyn dahi çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda ise velayet hakkı elde edebilir. Bu nedenle, aldatmada çocuğun velayeti kime verilir sorusunun cevabı her olayda farklılık gösterir ve mutlaka uzman görüşleri, sosyal inceleme raporları ve çocuğun yararı gözetilerek detaylı bir değerlendirme yapılması gerekir.
Aldatma olaylarında çocuğun velayetinin kime verileceği, boşanma sürecinde sıkça gündeme gelen ve merak edilen bir konudur. Toplumda yaygın olarak aldatma nedeniyle velayetin otomatik olarak sadık olan eşe verileceği düşünülse de bu her zaman geçerli değildir. Hukuki açıdan, aldatma fiilini gerçekleştiren eşe de çocuğun velayeti verilebilir. Bu durum tamamen çocuğun menfaatleri ve ebeveynlerin yaşam koşulları çerçevesinde değerlendirilir.
Velayet davalarında mahkemeler, öncelikli olarak çocuğun üstün yararını esas alır. Bu nedenle, aldatma eylemi tek başına velayet için engel teşkil etmez. Eşlerin anne-baba olarak yeterlilikleri, yaşam tarzları ve çocukla olan ilişkileri göz önünde bulundurularak karar verilir. Yani bir kişi eşine sadakatsizlik etmiş olsa da, ebeveynlik görevlerini yerine getirebiliyorsa, çocuğun velayeti ona da verilebilir.
Boşanma sürecinde kusurlu tarafın çocuğu iyi yetiştiremeyeceği düşüncesi yaygın olsa da, bu algı her zaman gerçeği yansıtmaz. Özellikle aldatma nedeniyle boşanma gerçekleşmişse bile, bu durum kişinin ebeveynlik kapasitesini doğrudan etkilemez. Bu nedenle her boşanma davasında velayet kararı, somut olayın özelliklerine göre ayrı ayrı ele alınır.
Örneğin, Yargıtay’ın emsal bir kararında, evli olduğu halde eşine sadakatsiz davranışlarda bulunan ve müstehcen içerikli görüntülerini üçüncü bir kişiye gönderen anneye, çocukların onunla yaşamak istemesi ve gerekli koşulları sağlaması nedeniyle velayet verilmesinde bir sakınca görülmemiştir. Yüksek Mahkeme, bu kararı verirken çocuğun menfaatini merkeze almış, ebeveynin kusurlu davranışını doğrudan belirleyici olarak kabul etmemiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/18282 E. 2018/6427 K. 21.05.2018 T. kararında şu ifadeler yer almıştır: “Ana ve babanın boşanmadaki kusurları, sosyal statüleri veya ahlaki değerleri, çocuk için zararlı olmadığı sürece dikkate alınmaz. Eğer çocukla anne veya baba arasında menfaat çatışması varsa, üstünlük çocuğun yararına tanınmalıdır. Annenin çocuklara karşı olumsuz bir davranışı olmadığı ve çocukların anneleriyle birlikte yaşamak istedikleri anlaşılmaktadır.”
Bu örnekten de anlaşılacağı üzere, aldatma eylemi tek başına çocuğun velayeti açısından belirleyici değildir. Asıl önemli olan, çocuğun hangi ebeveynle daha sağlıklı, güvenli ve dengeli bir yaşam sürdürebileceğidir. Ancak aldatma davranışıyla birlikte ebeveynin sorumsuz, düzensiz ya da çocuk bakımına uygun olmayan bir yaşam tarzı sürmesi halinde velayet o kişiye verilmez.
Velayet kararlarında mahkemeler sadece ebeveynlerin beyanlarına değil, uzman görüşlerine de başvurmaktadır. Bu kapsamda sosyal inceleme raporu düzenlenir ve bu rapor, psikolog, pedagog ve sosyal hizmet uzmanlarının ortak çalışmasıyla hazırlanmalıdır. Çocuğun psikolojik ve sosyal durumu, hangi ebeveynle yaşamasının onun gelişimi açısından daha sağlıklı olacağı gibi hususlar bu raporla ortaya konur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/2201 E. 2020/3373 K. 29.06.2020 T.)
Boşanma davalarında çocuğun velayetinin kime verileceği konusunda mahkemeler, aşağıdaki ölçütleri detaylı şekilde inceler:
Anne ve babanın boşanmaya yol açan kusurları ve ahlaki tutumları,
Her iki ebeveynin çocuğa sağlayabileceği maddi ve manevi destek olanakları,
Anne veya babanın çocukla kurduğu bağın niteliği ve varsa ihmal geçmişi,
Ebeveynlerin sosyal çevresi ve ekonomik koşulları,
Tarafların meslekleri, günlük yaşam düzenleri ve sorumluluk bilinci,
Çocuğun kaçırılması riski veya ebeveynlerin çocuğu baskı altına alma ihtimali,
Fiziksel ya da psikolojik şiddet veya istismar tehlikesi,
Anne ya da babanın sağlık durumunun çocuğun bakımına etkisi.
Bu unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, velayetin kime verileceği konusunda yalnızca aldatma eylemi değil, çocuğun tüm yaşam koşulları ele alınır. Velayet talebinde bulunan tarafın, çocuğun menfaatini ön planda tutarak somut deliller sunması gerekir. Bu nedenle, çocuğun velayetini almak isteyen tarafın hukuki süreci doğru yönetebilmesi için bir boşanma avukatından profesyonel destek alması büyük önem taşır.
Evet, aldatma fiilinde bulunmuş bir anneye de çocuğun velayeti verilebilir. Çünkü boşanmadaki kusur ile ebeveynlik yetkinliği farklı değerlendirilir. Özellikle küçük yaşta bir çocuğun annenin bakımına daha çok ihtiyaç duyduğu durumlarda, annenin yaşam tarzı çocuğun gelişimi için uygun ise velayet hakkı anneye tanınabilir.
Aldatmış olan baba da velayet hakkına sahip olabilir. Bu durum, babanın ekonomik imkanları, sosyal koşulları ve çocuğa sunabileceği yaşam kalitesi gibi faktörlere bağlıdır. Örneğin, okul çağındaki bir çocuk için babanın düzenli bir hayat sunması, duygusal destek sağlaması ve eğitim sürecini desteklemesi halinde velayet babaya verilebilir.
1. Aldatan eş çoucuğun velayetini alabilir mi?
Aldatan eşin çocuğun velayetini alması mümkündür. Velayet kararlarında esas alınan kriter, çocuğun hangi ebeveynle daha iyi bir yaşam süreceğidir. Aldatma eylemi, velayet açısından tek başına belirleyici değildir. Eğer aldatan eş çocuğun gelişimi için uygun şartlara sahipse, velayet bu tarafa da verilebilir.
2. Boşanmada aldatma velayet kararını nasıl etkiler?
Boşanma sebebi her ne olursa olsun, velayet kararı çocuğun üstün yararı esas alınarak verilir. Aldatma kusuru, eşler arası ilişkiyi etkiler ancak ebeveynlik nitelikleri bakımından tek başına olumsuz bir kriter olarak değerlendirilmez. Dolayısıyla aldatma, ancak ebeveynlik görevlerini ihmal etme durumuyla birleşirse velayet kararını etkileyebilir.
3. Aldatan anneye velayet verilir mi?
Aldatan bir anne, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda yeterli ise velayet hakkı kendisine tanınabilir. Mahkemeler annenin yaşam tarzına, çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarına göre değerlendirme yapar. Özellikle küçük yaşta çocuklar için annenin rolü daha önemli görülebilir.
4. Aldatan babaya velayet verilir mi?
Eğer baba aldatma eylemine karşın çocuğun gelişimi, eğitimi ve güvenliği için uygun şartlara sahipse, velayet ona da verilebilir. Baba ekonomik açıdan güçlü, sosyal çevresi dengeli ve çocukla bağ kurabilmişse mahkeme bu doğrultuda karar verebilir.
5. Sadece aldatma nedeniyle velayet alınabilir mi?
Sadece aldatma gerekçesiyle bir ebeveynden velayet hakkı alınamaz. Mahkemeler velayet konusunda çocuğun ruhsal, fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarını dikkate alır. Aldatma tek başına çocuğun üstün yararını olumsuz etkilemiyorsa velayet kaybı doğmaz.
6. Aldatma sadakat yükümlülüğü ihlali velayete engel mi?
Sadakat yükümlülüğünün ihlali, boşanma nedeni olabilir ancak bu ihlal velayet konusunda doğrudan bağlayıcı değildir. Ebeveynin çocuğa karşı yükümlülükleri ve sorumluluklarını yerine getirip getirmediği esas alınır.
7. Velayet davasında çocuk kiminle kalmak isterse mahkeme ona mı verir?
Çocuğun görüşü önemlidir fakat mahkeme tek başına çocuğun isteğiyle karar vermez. Çocuğun yaşına ve olgunluk seviyesine göre beyanı dikkate alınır ve uzman görüşleriyle birlikte değerlendirilir.
8. Aldatan eşin yaşam tarzı velayet için engel olabilir mi?
Evet, eğer aldatma dışında serkeş, düzensiz, çocuğa zararlı bir yaşam tarzı varsa, bu durum velayet açısından olumsuz değerlendirilir. Hakim, çocuğun sağlıklı gelişimini sağlayamayacak bir yaşam düzeni görürse velayet vermez.
9. Çocuğun yaşı velayet kararını etkiler mi?
Çocuğun yaşı, velayet kararında önemli bir etkendir. Özellikle küçük yaştaki çocukların anneleriyle kalması daha olasıdır. Ancak yaş ilerledikçe çocuğun tercihi ve ebeveynlerin şartları daha fazla önem kazanır.
10. Aldatma nedeniyle açılan boşanma davasında velayet nasıl belirlenir?
Aldatma nedeniyle açılan davalarda velayet, aldatma fiilinin ebeveynlik kapasitesine etkisi araştırılarak belirlenir. Mahkeme, velayet düzenlemesini çocuğun yararına göre yapar, eşler arasındaki sadakatsizlik ilişkiden çok ebeveynlik yönüyle değerlendirilir.
11. Mahkeme velayet kararında ne tür uzmanlardan görüş alır?
Mahkemeler genellikle psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı gibi uzmanlardan sosyal inceleme raporu ister. Bu raporlar çocuğun ruhsal durumu ve ebeveynlerle ilişkisi hakkında mahkemeye bilimsel veriler sunar.
12. Aldatma nedeniyle açılan davada geçici velayet kime verilir?
Geçici velayet, çocuğun ani mağduriyet yaşamaması için genellikle mevcut bakım sağlayıcısına verilir. Aldatma nedeniyle açılan dava devam ederken çocuğun günlük ihtiyaçları aksatılmadan karşılanmalıdır.
13. Aldatan eşin sosyal çevresi velayet kararını etkiler mi?
Evet, velayet kararı verilirken ebeveynin sosyal çevresi, çocuğun gelişimi açısından önemlidir. Uygunsuz çevre ya da çocuğa zarar verecek sosyal ilişkiler, mahkeme tarafından dikkate alınır.
14. Çocukla güçlü bağ kuran ebeveyne mi velayet verilir?
Mahkeme, çocuğun duygusal bağ kurduğu ve kendini güvende hissettiği ebeveyni dikkate alır. Bu nedenle ebeveyn-çocuk ilişkisi velayet kararında belirleyici bir etkendir.
15. Aldatan eşin velayet talebi reddedilebilir mi?
Eğer aldatma davranışı çocuğun psikolojisini olumsuz etkilediyse, ebeveynin çocukla ilişkisi zayıfsa veya çocuk bakımı konusunda yetersizse velayet talebi reddedilebilir.
16. Velayet davasında çocuk dinlenir mi?
Çocuğun yaşı ve zihinsel olgunluğu yeterliyse, hâkim çocuğun görüşünü alır. Ancak bu görüş nihai karar değildir, diğer faktörlerle birlikte değerlendirilir.
17. Aldatan eşin ekonomik durumu velayet kararında avantaj sağlar mı?
Ekonomik durum tek başına belirleyici değildir. Ancak çocuğun barınma, sağlık, eğitim ve diğer ihtiyaçlarını karşılayabilme kapasitesi velayet için avantaj olabilir.
18. Aldatmada çocuk psikolojisi nasıl etkilenir?
Aldatma olayları çocukta güven duygusunu zedeleyebilir. Bu nedenle mahkemeler çocuğun psikolojik durumu hakkında uzman raporlarına başvurarak karar verir.
19. Çocuğun kaçırılma riski velayeti etkiler mi?
Evet, çocuğun bir ebeveyn tarafından yurt dışına veya bilinmeyen bir yere kaçırılma riski varsa bu durum velayet kararında olumsuz değerlendirilir.
20. Velayet hakkı alınan ebeveyn çocukla görüşebilir mi?
Velayet hakkı alınsa bile, ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı vardır. Ancak bu hakkın nasıl kullanılacağı mahkeme kararına göre belirlenir.
21. Velayet değiştirme davası aldatma nedeniyle açılabilir mi?
Velayet kararı kesinleşmiş olsa da, yeni gelişmeler varsa değişiklik talep edilebilir. Ancak sadece aldatma fiili, tek başına velayet değişikliği için yeterli olmayabilir.
22. Velayet davasında annenin çalışıyor olması dezavantaj mı?
Hayır. Annenin çalışıyor olması velayet için dezavantaj değildir. Önemli olan çocuğa zaman ayırabilme ve bakım sorumluluğunu yerine getirme kapasitesidir.
23. Aldatmada velayet kararı ne kadar sürede sonuçlanır?
Velayet kararları davanın kapsamına ve sosyal inceleme raporlarının hazırlanma süresine bağlı olarak birkaç ay ila bir yıl arasında sonuçlanabilir.
24. Aldatma nedeniyle açılan dava çekişmeli velayet süreci doğurur mu?
Evet, aldatma nedeniyle boşanma çekişmeli hale gelmişse, velayet konusunda da çekişme yaşanması muhtemeldir. Taraflar çocuğun kimde kalacağı konusunda anlaşmazlığa düşebilir.
25. Velayet davası sırasında annenin ev değiştirmesi velayeti etkiler mi?
Anne veya babanın çocuğun yaşam düzenini sık sık değiştirmesi, velayet kararında olumsuz etki yaratabilir. Stabil bir yaşam alanı, çocuğun gelişimi için önemlidir.
26. Mahkeme velayet konusunda çocuğun öğretmeninden bilgi alır mı?
Eğer gerek görülürse, çocuğun öğretmeni ya da okul rehberlik servisi gibi kişilerden de bilgi alınabilir. Bu bilgiler çocuğun genel durumu hakkında fikir verir.
27. Velayet kararına itiraz edilebilir mi?
Evet, velayet kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Üst mahkemeye yapılan başvuruda mevcut kararın gözden geçirilmesi talep edilir.
28. Velayet düzenlemesi yapılırken tarafların meslekleri önemli midir?
Evet, ebeveynlerin mesleki durumu ve iş koşulları, çocuğun günlük bakımına uygun olup olmadığı açısından önemlidir.
29. Aldatma nedeniyle velayet alan ebeveyn daha sonra velayeti kaybedebilir mi?
Evet, velayet kararı kesin olsa da ilerideki olumsuz gelişmeler velayetin değiştirilmesine yol açabilir. Çocuğun menfaatine aykırı durumlar gelişirse yeniden dava açılabilir.
30. Velayet kararında çocuğun istismarı iddiası nasıl değerlendirilir?
Çocuğa yönelik şiddet veya istismar iddiaları ciddi şekilde ele alınır. Mahkeme bu tür iddialarda derhal uzman raporlarına başvurarak gerekli tedbirleri alır.
Aldatma nedeniyle açılan boşanma davalarında çocuğun velayeti, toplumda sanıldığının aksine otomatik olarak sadık eşe verilmez. Mahkemeler, velayet kararını verirken sadece eşler arasındaki sadakat durumunu değil; çocuğun psikolojik, sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını dikkate alır. Aldatan bir eşin, ebeveynlik görevlerini yerine getirme konusunda yeterli görülmesi halinde, çocuğun velayeti bu kişiye de verilebilir. Çünkü hukuk sistemimizde ebeveynlik yetkinliği ile evlilikteki sadakat yükümlülüğü birbirinden ayrı değerlendirilir.
Boşanma sürecinde velayetle ilgili verilen kararlar, tamamen çocuğun üstün yararı ilkesine dayanır. Mahkemeler sosyal inceleme raporları, uzman görüşleri ve çocuğun mevcut yaşam koşulları ışığında en uygun kararı verir. Bu süreçte sadece aldatma fiili değil, ebeveynlerin ekonomik durumu, sosyal çevresi, çocuğa yaklaşımı ve sağlıklı bir yaşam ortamı sunup sunmadığı da dikkate alınır. Bu nedenle aldatmada çocuğun velayeti kime verilir sorusunun yanıtı, her olayda ayrı ve dikkatle değerlendirilmelidir. Sürecin başından itibaren deneyimli bir boşanma avukatından destek almak, hem çocuk hem de ebeveyn açısından en doğru sonucu elde etmeyi sağlar.
Sonuç olarak, aldatma durumunda çocuğun velayetinin kime verileceği konusunda kesin bir kural bulunmamaktadır. Aldatan eşin velayet alamayacağına dair yaygın kanaat, hukuken geçerli değildir. Velayet kararı tamamen çocuğun üstün yararına göre şekillenir ve her somut olay özelinde değerlendirme yapılır. Bu nedenle, velayet talebinde bulunan tarafın hukuki haklarını etkili şekilde savunabilmesi için bir boşanma avukatıyla çalışması önerilir.