Anlaşmalı boşanma süreci, yalnızca tarafların “boşanmayı kabul etmesi”yle değil, bu kabulün doğru ve eksiksiz bir boşanma protokolü ile mahkemeye sunulmasıyla tamamlanır. Boşanma protokolü; mal rejimi tasfiyesi, velayet, nafaka, kişisel ilişki günleri gibi konuları düzenleyen, boşanmanın tüm sonuçlarını belirleyen temel belgedir. Eksik veya hatalı yazılmış bir madde, ileride nafaka davası, mal paylaşımı davası ya da velayet uyuşmazlığı olarak tekrar karşınıza çıkabilir. Bu nedenle her cümle, hem Türk Medeni Kanunu hükümlerine hem de tarafların gerçek iradesine uygun şekilde yazılmalıdır.
Doğru hazırlanmış bir boşanma protokolü, taraflar arasında yeni anlaşmazlıkların doğmasını engeller ve sürecin kısa sürede, tek celsede sonuçlanmasını sağlar. Aksi halde, “herkes anlaştı” denilse bile yanlış bir protokol, mahkemenin reddine ya da yıllar sürecek yeni davalara neden olabilir. Bu yüzden protokol; açık, net, ölçülebilir ifadeler içermeli ve mümkünse bir aile hukuku avukatı tarafından hazırlanmalıdır.
Yorum:
Dolayısıyla, anlaşmalı boşanma protokolü yalnızca bir formalite değil, geleceği şekillendiren bir hukuki plandır.
Anlaşmalı boşanmanın temelini, eşlerin boşanmanın tüm sonuçları üzerinde uzlaşmaları oluşturur (TMK m.166/3). Bu uzlaşma, “boşanma protokolü” adı verilen yazılı bir belgeyle kayıt altına alınır ve mahkemeye sunulur. Hakim, bu metni hem kanuna uygunluk hem de tarafların özgür iradesi açısından inceler. Eksik ya da belirsiz hükümler, örneğin nafaka tutarının belirtilmemesi, protokolün reddine ya da sonradan iptaline yol açabilir.
Yorum:
Boşanma protokolü, yalnızca imza atılıp mahkemeye verilmesi gereken bir formalite değil; doğru yazılmadığında yıllarca sürecek davaların da sebebidir.
Evlilik süresince edinilen malların paylaşımı “mal rejimi tasfiyesi” başlığı altında düzenlenir (TMK m.218 vd.). Ancak birçok çift, bu bölümü yazmayı atlar veya “herkes kendi eşyasını alır” gibi soyut ifadeler kullanır. Oysa Yargıtay, açık bir irade beyanı bulunmadıkça mal paylaşımının kararlaştırıldığını kabul etmez.
Doğru ifade örneği:
“Taraflar, evlilik süresince edinilen mallar bakımından birbirlerinden herhangi bir alacak veya hak talebinde bulunmayacaklarını, mal rejimi tasfiyesinin bu protokol ile kesinleştiğini kabul eder.”
Yorum:
Bu madde net yazılmazsa, boşanmadan yıllar sonra “mal paylaşımı” davası açılabilir. Her kelimenin hukuki karşılığı vardır.
Velayet maddesi hazırlanırken, çocuğun üstün yararı ön planda tutulur (TMK m.336). Eşler “ortak velayet” üzerinde anlaşabilir; ancak mahkeme bu kararı çocuğun menfaatine uygunluk açısından denetler. Görüşme günleri net olmalı, “uygun zamanlarda” gibi muğlak ifadeler kullanılmamalıdır.
Doğru ifade örneği:
“Ortak çocuk [çocuğun adı], annenin velayetinde kalacak olup baba her ayın ilk ve üçüncü hafta sonu Cumartesi 10:00 - Pazar 18:00 arasında çocukla kişisel ilişki kuracaktır.”
Yorum:
Velayet düzenlemesi soyut bırakıldığında infaz aşamasında çatışmalar başlar; net tarih ve saat belirlemek bu yüzden çok önemlidir.
Nafaka, boşanma sonrası mali dengeyi sağlamak ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için belirlenir (TMK m.175-182). Yoksulluk nafakası eş için, iştirak nafakası çocuk içindir. Nafaka miktarının açıkça yazılması gerekir; “ileride belirlenecek” ifadesi geçersizdir.
Doğru ifade örneği:
“Davalı, davacı lehine aylık 10.000 TL yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk lehine aylık 5.000 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul eder. Nafaka her yıl TÜFE oranında artırılacaktır.”
Yorum:
Belirsiz nafaka tutarı, protokolü geçersiz hale getirir. Somut ve ölçülebilir rakamlar yazılmalıdır.
Bu hatalar, protokolün iptaline veya sonradan açılacak davalara zemin oluşturur.
Yorum:
En sık görülen hatalar genellikle küçük gibi görünür ama sonuçları büyüktür. Her madde, ileride dava konusu olabilir.
1. Anlaşmalı boşanma protokolü nedir?
Anlaşmalı boşanma protokolü, eşlerin boşanmanın tüm sonuçları üzerinde uzlaşarak hazırladığı yazılı belgedir. Bu belge, mahkemeye sunularak hakimin onayına sunulur. Protokolde mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi tüm konular açıkça belirtilmelidir; aksi halde mahkeme boşanmayı onaylamayabilir.
2. Boşanma protokolü olmadan anlaşmalı boşanma yapılabilir mi?
Hayır. Türk Medeni Kanunu’na göre anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için protokolün yazılı olması şarttır. Tarafların yalnızca sözlü beyanları yeterli değildir.
3. Mal rejimi tasfiyesi ne anlama gelir?
Mal rejimi tasfiyesi, evlilik süresince edinilen malların paylaşımını düzenler. Evlilik süresince alınan taşınmaz, araç veya birikimler bu kapsama girer. Protokolde bu paylaşım açıkça belirtilmelidir.
4. Boşanma protokolünde “herkes kendi malını alır” yazmak yeterli midir?
Hayır, bu ifade soyut ve belirsizdir. Yargıtay uygulamasına göre açık irade beyanı olmadan mal paylaşımı kararlaştırılmış sayılmaz. Her mal kalemi net şekilde yazılmalıdır.
5. Nafaka türleri nelerdir?
Boşanmada iki temel nafaka türü bulunur: Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası. İlki boşanan eşin geçimini, diğeri çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılamak içindir.
6. Nafaka miktarı sonradan değiştirilebilir mi?
Evet. Tarafların mali durumunda veya ekonomik koşullarda önemli değişiklikler olduğunda, mahkemeye başvurularak nafaka artırımı ya da azaltımı talep edilebilir.
7. Ortak velayet Türkiye’de mümkün mü?
Evet, Yargıtay kararları doğrultusunda ortak velayet kabul edilebiliyor. Ancak mahkeme, çocuğun üstün yararı açısından bu düzenlemeyi inceleyerek onay verir.
8. Görüşme günleri nasıl belirlenmeli?
Kişisel ilişki (görüşme) günleri açık, net ve ölçülebilir olmalıdır. Örneğin “her ayın ilk ve üçüncü hafta sonu Cumartesi 10.00 – Pazar 18.00 arası” gibi ifadeler infaz aşamasında sorunları önler.
9. Protokolde nafaka miktarı yazılmazsa ne olur?
Belirtilmeyen nafaka tutarı, protokolü geçersiz hale getirir. Hakim, miktar belirtilmeden yapılan anlaşmayı onaylamaz.
10. Hakim boşanma protokolünü değiştirebilir mi?
Evet. Hakim, protokoldeki maddelerin hukuka veya çocuğun yararına aykırı olduğunu tespit ederse, gerekli düzeltmeleri talep edebilir.
11. Anlaşmalı boşanma ne kadar sürer?
Eksiksiz hazırlanan belgeler ve doğru yazılmış protokol sayesinde anlaşmalı boşanma genellikle tek celsede, birkaç hafta içinde sonuçlanır.
12. Boşanma protokolü sonradan değiştirilebilir mi?
Tarafların iradesiyle değiştirilebilir; ancak mahkeme kararı kesinleştikten sonra değişiklik için yeni bir dava açmak gerekir.
13. Taraflardan biri baskı altında protokol imzalarsa ne olur?
Mahkeme, tarafın iradesinin baskı altında olduğunu tespit ederse protokol geçersiz sayılır. Bu durumda boşanma davası reddedilebilir veya iptal edilir.
14. Protokolde mal paylaşımı yazılmadıysa ne olur?
Taraflar daha sonra mal rejimi tasfiyesi davası açabilir. Bu nedenle protokolde mal paylaşımı açıkça düzenlenmelidir.
15. Çocuğun velayeti otomatik olarak anneye mi verilir?
Hayır, mahkeme çocuğun üstün yararına göre karar verir. Anne veya baba fark etmeksizin, çocuğun fiziksel ve duygusal gelişimine en uygun taraf belirlenir.
16. Protokolde nafaka ödeme şekli nasıl yazılmalı?
Ödeme şekli ve tarihi net olmalıdır. Örneğin “her ayın 5’inde davacı hesabına yatırılmak üzere” gibi ifadeler infazda kolaylık sağlar.
17. Anlaşmalı boşanma davasında avukat zorunlu mu?
Zorunlu değildir, ancak önerilir. Avukat desteği, hatalı maddelerin önüne geçer ve süreci hızlandırır.
18. Taraflardan biri duruşmaya gelmezse ne olur?
Anlaşmalı boşanma gerçekleşmez. Her iki tarafın da duruşmada hazır bulunması ve beyanlarını sözlü olarak mahkeme huzurunda teyit etmesi gerekir.
19. Boşanma protokolünde nafaka ödenmezse ne yapılır?
Nafaka ödenmediğinde icra takibi başlatılabilir. Nafaka borcu kamu alacağı gibi koruma altındadır ve ödenmediğinde tazyik hapsi uygulanabilir.
20. Protokol imzalandıktan sonra pişman olunursa iptal edilir mi?
Mahkeme kararı kesinleşmeden önce geri çekilebilir. Ancak karar kesinleştiyse, iptal için sadece irade fesadı veya baskı gibi hukuka aykırılık hallerinde dava açılabilir.
DAVACI : ............. T.C.
Adres ..............................................
VEKİLİ : .............
DAVALI : ............. T.C
Adres ..............................................
DAVA KONUSU : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak taraflarca hazırlanan ve iş bu dilekçe ekinde sunulan anlaşmalı boşanma protokolüne göre tarafların boşanmaları hususunda bir karar verilmesi talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR : Müvekkilim ile davalı taraf olan eşi 2010 tarihinde resmi olarak evlenmişlerdir. Bu evlilikleri sırasında 01.05.2011 doğumlu .... isminde ortak çocukları olmuştur.
Müvekkilim ve davalı olan taraf anlaşamamaları nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsılmıştır. Eşlerin anlaşmazlık yaşamalarında hayat tecrübeleri, gelenek ve görenekleri etkili olmuştur. Tüm bunların sonucunda eşler evliliklerini sürdüremez hale gelmişler ve biraraya gelip ortak bir yaşama devam etmeleri kendileri için beklenmeyecek bir hal almıştır.
Müvekkilim ve davalı taraf boşanma hususunda ortak irade göstermişler ve evlilik birliğini sonlandırma hususunda anlaşma sağlamışlardır.
Taraflar evlilik birliğinde sahip oldukları müşterek çocuğun velayetini, annesi olan .... ‘a vermektedir. Taraflarca bu hususta anlaşma sağlanmıştır.
Taraflarca müşterek çocuğun masraflarının karşılanması için anlaşma sağlanmış olup, bu kapsamda babası ..., anne ...’ nin bildireceği banka hesabına, karar tarihi itibariyle aylık olarak tedbir ve iştirak nafakasını .... TL olarak ödeyecektir.
Velayet kendisine bırakılan çocuk annesi ile hafta içinde birlikte kalacak, hafta sonu ise babasının yanında kalacaktır. Bunun haricinde dini bayramlar, ara tatiller ile yaz tatilinde 1 ay boyunca babasının yanında kalması hususunda taraflar ortak iradeleriyle anlaşmışlardır.
Davalı olan baba ... nın evlilikleri süresince kendisinin sebebiyet vermiş olduğu olaylardan dolayı davacı olan .... ya …. TL maddi, ... TL manevi tazminat yatıracaktır.
Taraflardan davalı olan .... tarafından, davacı …’ya ait ... kişisel banka hesabına karar tarihi itibariyle her aynın .... sında yoksulluk nafakasının .... TL olarak yatırılması hususunda anlaşma sağlanmıştır.
Taraflarca yargılama sonucunda hükmedilecek yargılama giderleri ile vekalet ücretine ilişkin olarak hiçbir talep öne sürülmeyeceği hususunda anlaşma sağlanmıştır.
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ettiğimiz hususların tümü bakımından taraflarca tam olarak bir anlaşma sağlanmış olmakla birlikte, işbu anlaşmalı boşanma protokolü aile mahkemesine sunulmak amacıyla taraflarca bir araya gelinerek düzenlenmiş ve imza altına alınmıştır. Bu nedenlerle, mahkemenizce anlaşmalı boşanma protokolünün uygun görülerek anlaşmaya varılan hususlara göre boşanma kararının verilmesi hususunu arz ve talep ederiz. ....../…/ 2026
TARAF TARAF
......... .........
Bir boşanma protokolü, yalnızca bir evliliğin resmen sona erdiği belge değildir; tarafların gelecekteki haklarını, çocukların düzenini ve ekonomik dengeyi güvence altına alan hukuki bir plandır. Mal rejimi tasfiyesi, nafaka miktarı ve velayet düzenlemesi gibi başlıklar doğru yazılmadığında, boşanma sonrasında yeni davaların kapısı aralanır. Her madde; açık, ölçülebilir ve kanuna uygun olmalı, tarafların özgür iradesini yansıtmalıdır. Eksik bırakılan bir kelime bile, yıllar sürecek bir uyuşmazlığa dönüşebilir.
Bu nedenle anlaşmalı boşanma sürecinde, protokolün bir avukat eşliğinde hazırlanması en güvenli yoldur. Profesyonel destekle düzenlenen bir protokol, hem mahkemenin onay sürecini hızlandırır hem de tarafların ileride hak kaybı yaşamasını önler. Unutulmamalıdır ki, doğru hazırlanmış bir boşanma protokolü, yalnızca bugünün değil, yarının huzurunun da teminatıdır.
Boşanma protokolü, sadece boşanmayı belgeleyen bir evrak değildir; tarafların geleceğini belirleyen bir “hukuki plan”dır. Mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi başlıkların eksiksiz ve açık şekilde yazılması gerekir. En güvenli yol, protokolü bir avukat eşliğinde düzenlemektir.
Yukarıda belirtilen ve anlaşmalı boşanma protokolünde bulunması gerekli hususları içeren bir belge, mahkemenin vereceği karara aynen geçirilmesi sonucunda, ilam haline gelecektir. Bundan dolayı kesinleşmesinin ardından anlaşmalı boşanma protokolü aynı mahkeme kararları bakımından olduğu gibi taraflar açısından bağlayıcı olacaktır. Buna göre anlaşmalı boşanma protokolü, eşlerin mahkeme huzurunda dinlenmeleri ve boşanma yönündeki iradeleri ile yapmış oldukları protokolün hâkim tarafından uygun görülmesinin ardından, bağlayıcı hale gelecektir. Buna göre eşlerin mahkeme huzurunda bizzat dinlenmesi ve boşanma yönündeki özgür iradelerinin bizzat açıklanması gerekmektedir. Bundan dolayı, tarafların boşanma yönündeki iradelerinin temsilciler vasıtasıyla ortaya konulabilmesi mümkün olmamaktadır. Sonuç olarak taraflarca, boşanma yönündeki iradeleri ile yapılan anlaşmanın, hâkim huzurunda teyidi halinde, bağlayıcılık kazanması nedeniyle, anlaşmalı boşanma protokolünden, serbestçe dönülememektedir.
Anlaşmalı boşanma protokolünün bağlayıcılık kazanması üzerine, sadece bir irade sakatlığı hali varsa, protokolün hakimin onayından geçmemesi halinde dönülebilmesi mümkündür. Ancak, hakimin onay vermesi halinde dahi kanun yoluna gidilebilecektir. Yargıtay bu hususta farklı bir görüşe sahiptir. Yüksek Mahkeme, eşlerin, protokolün kesinleşmesine yani ilam haline getirilmesine kadar, protokolden serbestçe dönülebileceğini vurgulamaktadır.
Diğer taraftan, tarafların boşanma davası sırasında sunacakları anlaşmalı boşanma protokolünün titizlikle hazırlanması ve protokolde muğlak ifadelerden kaçınılması gerekmektedir. Aksi halde birtakım hak ve menfaat kayıplarının ortaya çıkabilmesi mümkün olacaktır. Taraflar, boşanmanın hukuki ve mali sonuçlarına ilişkin olarak, kendi aleyhlerinde sonuç doğurabilecek, basit hatalardan dolayı, telefi edilmesi mümkün olmayan, mağduriyet yaşayabilmektedirler. Bu nedenle anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanması sürecinde bir avukat yardımından istifade edilmesi tarafların kendi yararına olacaktır.
Evlilik birliğini sona erdirme düşüncesinde olan eşlerin boşanma sürecinin hukuksal zeminde ele alınması ve sürecin daha etkili takibi açısından hukuk büromuzda tecrübeli aile hukuku avukatları çalışmalarına devam etmektedir. Bu konuya ilişkin olarak hukuki yardım ihtiyacınızın olması halinde hukuk büromuzla doğrudan irtibata geçilmesi yeterli olacaktır.
Yorum:
Protokol, ilerideki huzurun teminatıdır. Eksik ya da yanlış yazılan bir cümle, yıllar sürecek bir davaya dönüşebilir.