

Arabuluculuk, mahkemeye gitmeden önce uyuşmazlıkların çözülmesini sağlayan hızlı ve etkili bir yöntemdir. Özellikle iş ve ticaret davalarında dava şartı haline gelen arabuluculuk süreci, yalnızca tarafların katılımıyla değil aynı zamanda arabuluculuk ücreti açısından da dikkat edilmesi gereken önemli yükümlülükler içerir. Görüşmelerin başlatılması, taraflara ulaşılamaması, taraflardan birinin veya her ikisinin toplantıya katılmaması gibi farklı senaryolarda arabuluculuk ücretinin kimin tarafından ödeneceği değişmektedir. Bu nedenle, arabuluculuk toplantılarına katılım ve ücretlendirme kuralları, tarafların hak kaybı yaşamaması açısından kritik öneme sahiptir.
Özellikle iki saatlik ücretsiz sürenin ardından tarafların anlaşmaya varamaması durumunda ortaya çıkan ücret paylaşımı, dava aşamasında da etkili olmaktadır. Arabuluculuk görüşmesinin yapılamaması ya da sonuçsuz kalması halinde, ücretin bakanlık tarafından karşılanması, ancak bu giderlerin sonradan yargılama gideri kapsamında taraflara yüklenmesi mümkündür. Bu nedenle, arabuluculuk sürecine hazırlıklı katılmak, ücret ve sorumluluk konularını önceden bilmek hem hukuki hem de mali açıdan avantaj sağlar.
2018 yılında yürürlüğe giren ve dava şartı haline gelen zorunlu arabuluculuk, özellikle iş, ticaret ve benzeri uyuşmazlıklarda dava açmadan önce başvurulması gereken bir yöntemdir. Bu süreç, mahkemeye gitmeden önce tarafların uyuşmazlığı çözmeyi denediği hukuki bir adımdır ve tarafların her birinin bu görüşmelere iştirak etmesi zorunludur. Arabuluculuk toplantısına katılmama, davayı etkileyecek ciddi sonuçlara yol açabilir.
Bu yazıda, arabuluculuk görüşmesine katılmayan tarafın karşılaşabileceği hukuki sonuçları ayrıntılı şekilde inceleyecek ve yargılama sürecine etkilerini açıklayacağız.
Konunun daha iyi anlaşılması için öncelikle arabuluculuğun bazı davalar için neden zorunlu hale geldiğine değinelim.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesi, işçi ile işveren arasındaki bazı uyuşmazlıklarda arabuluculuğu dava şartı olarak kabul etmektedir. Örneğin işçi alacakları, tazminat talepleri veya işe iade davalarında, önce arabuluculuk sürecinin işletilmesi gerekmektedir. Sonuçta anlaşma sağlanıp sağlanmaması önemli değildir, önemli olan bu sürecin eksiksiz yürütülmesidir.
Taraflar arasında anlaşma olmasa bile toplantıya katılım gösterilmiş olması, dava açmak için yeterlidir. Ancak bu sürece hiç katılım sağlanmazsa, dava dava şartı eksikliği nedeniyle reddedilir.
Arabulucu, taraflara ulaşarak ilk toplantı için davet yapar. Eğer taraflardan biri bu toplantıya haklı bir mazeret sunmaksızın katılmaz ve bu nedenle süreç sona ererse, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. maddesi devreye girer.
Bu maddeye göre, geçerli bir mazeret olmadan toplantıya gelmeyen taraf, dava açıldığında haksız da olsa haklı da olsa tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücreti de hükmedilmez. Bu durum, mahkeme nezdinde ciddi bir dezavantaj oluşturur.
Ancak bu yaptırımların uygulanabilmesi için ilk toplantının yapılmaması ve arabuluculuk sürecinin sonlandırılmış olması şarttır. Yani taraf toplantıya katılmaz ve bu nedenle başka görüşme yapılmazsa, bu hüküm devreye girer.
Peki arabuluculuk toplantısına hem davacı hem de davalı katılmazsa? Bu durumda da benzer bir yaptırım söz konusudur. Eğer her iki taraf da ilk toplantıya iştirak etmezse ve süreç bu nedenle sona ererse, açılacak davada her iki taraf da kendi yargılama giderlerinden sorumlu olur.
Ancak bu durumda davayı kazanan taraf lehine vekalet ücretine hükmedilir. Yani bir taraf tamamen masrafına katlanırken diğer taraf vekalet ücretini karşılamak zorunda kalır.
Sadece Bir Taraf İlk Toplantıya Katılmazsa | Her İki Taraf da İlk Toplantıya Katılmazsa |
---|---|
Katılmayan taraf, dava sürecinde haklı olsa bile tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulur. | Her iki taraf da kendi yaptığı yargılama masraflarını kendisi karşılar. |
Katılmayan taraf, davayı kazansa bile lehine vekalet ücreti ödenmez. | Davayı kazanan taraf lehine vekalet ücreti hükmedilir. |
İlk toplantıya katılım sağlandıktan sonra arabuluculuk ikinci kez toplandığında taraflardan birinin bu ikinci görüşmeye katılmaması halinde herhangi bir hukuki yaptırım öngörülmemiştir. Yani yalnızca ilk toplantıya katılmama halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti yaptırımları uygulanabilir.
Dolayısıyla ikinci toplantıya katılmama durumunda herhangi bir hukuki sorumluluk oluşmaz.
Tarafların arabuluculuk görüşmelerine bizzat katılması gerekmektedir. Ancak bu katılım, avukat aracılığıyla da sağlanabilir. Özellikle iş hukuku davalarında tarafların bir avukat ile temsil edilmesi sürecin sağlıklı yürümesi açısından büyük önem taşır.
Ayrıca tüzel kişileri veya küçükleri temsilen yasal temsilcileri de toplantılara katılabilir.
Toplantı Durumu | Katılmayan Tarafın Hukuki Sorumluluğu |
---|---|
Arabuluculuk İlk Toplantısına Katılmama | Eğer taraflardan biri ilk toplantıya geçerli bir mazeret olmadan katılmazsa; bu taraf yargılama giderlerini öder ve lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Her iki taraf da katılmazsa, her biri kendi yaptığı masrafları öder, ancak davayı kazanan taraf lehine vekalet ücretine hükmedilir. |
Arabuluculuk İkinci Toplantısına Katılmama | İlk toplantıya katılım sağlandıysa, ikinci görüşmeye katılmamanın herhangi bir yasal yaptırımı yoktur. Bu durumda, yargılama gideri ve vekalet ücreti dava sonucuna göre belirlenir; davayı kaybeden taraf bu masrafları ödemekle yükümlüdür. |
Arabuluculuk toplantısı yalnızca dava şartını yerine getirmek için değil, aynı zamanda süreci yönetebilmek adına da önemlidir. Görüşmeye katılmak, tarafların pozisyonlarını ve taleplerini netleştirmeleri açısından stratejik avantajlar sağlar. Görüşme sırasında anlaşma sağlanamasa bile, karşı tarafın argümanları analiz edilerek dava stratejisi buna göre oluşturulabilir.
Ancak her uyuşmazlık kendi içinde farklı özellikler barındırdığından, hukuki süreçte değişiklikler olabilir. Bu nedenle arabuluculuk görüşmesinde ve sonrasındaki dava aşamasında deneyimli bir avukat desteği alınması büyük önem taşır.
Dava sürecinde oluşabilecek yargılama giderleri, davanın türüne göre değişiklik gösterebilir. Bu giderler arasında; mahkeme harçları, tebligat masrafları ve arabuluculuk ücretleri sayılabilir.
Ayrıca vekalet ücreti, kaybeden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken avukatlık ücreti olup, bu bedel Türkiye Barolar Birliği'nin belirlediği asgari ücret tarifesine göre hesaplanır. Tarafların kendi avukatlarıyla yaptığı özel anlaşmalar bu bedele dahil değildir.
Özellikle iş ve ticaret hukuku gibi dava açmadan önce arabuluculuk sürecinin zorunlu olduğu alanlarda, bu toplantılara katılım büyük önem arz etmektedir. İlk toplantıya mazeretsiz katılmama, taraflara yargılama giderleri ve vekalet ücreti gibi mali sorumluluklar yükleyebilir.
Bu nedenle arabuluculuk sürecini hafife almamak, görüşmelere katılmak ve profesyonel bir hukuki danışmanlık almak, hak kaybı yaşamamak adına hayati önemdedir.
Durum | Arabuluculuk Ücreti Kim Tarafından Ödenir? |
---|---|
Tarafların arabuluculuk süreci sonunda anlaşmaya varması halinde | Arabuluculuk ücreti, taraflar arasında eşit şekilde paylaşılır. |
Taraflara ulaşılamaması halinde | Arabuluculuk ücreti Adalet Bakanlığı tarafından karşılanır, ancak bu bedel daha sonra yargılama gideri olarak taraflara yüklenir. |
Tarafların katılmaması nedeniyle arabuluculuk görüşmesinin yapılamaması | Görüşme gerçekleşmediği için ücret yine bakanlıkça ödenir, fakat bu ücret yargılama gideri kapsamında ilgili tarafa rücu edilir. |
Görüşme 2 saatten kısa sürer ve taraflar anlaşamazsa | Ücret, bakanlık tarafından ödenir, ancak dava açılırsa ve taraflardan biri kaybederse, bu ücret kaybeden tarafa yargılama gideri olarak yansıtılır. |
Görüşme 2 saati aşar fakat taraflar anlaşmaya varamazsa | İlk 2 saatin ücreti bakanlıkça karşılanır; 2 saati aşan kısmın ücreti taraflara ait olup eşit şekilde paylaşılır veya mahkemece uygun görülen tarafa yüklenir. |
Arabuluculuk nedir ve hangi davalarda zorunludur?
Arabuluculuk, taraflar arasındaki uyuşmazlığın mahkemeye gitmeden önce çözülmesini amaçlayan alternatif bir çözüm yoludur. İş, ticaret ve bazı tüketici davalarında dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunludur.
Arabuluculuk görüşmesine kimler katılmak zorundadır?
Taraflar, arabuluculuk sürecine bizzat ya da vekilleri aracılığıyla katılmakla yükümlüdür. Katılmayan taraf, belirli hukuki yaptırımlarla karşılaşabilir.
İlk toplantıya katılmazsam ne olur?
İlk arabuluculuk toplantısına geçerli bir neden olmaksızın katılmayan taraf, davada haklı olsa bile yargılama giderlerini öder ve lehine vekalet ücreti verilmez.
Her iki taraf da ilk toplantıya katılmazsa sonuç ne olur?
Her iki taraf da görüşmeye katılmazsa, her biri kendi yargılama giderini karşılar. Ancak davayı kazanan taraf lehine vekalet ücreti hükmedilir.
İkinci arabuluculuk toplantısına katılmamanın yaptırımı var mı?
Hayır. İlk toplantıya katılım sağlanmışsa, ikinci toplantıya katılmamak hukuki sonuç doğurmaz. Dava süreci bu durumdan etkilenmez.
Arabuluculuk ücreti kim tarafından karşılanır?
Taraflar anlaşırsa, arabuluculuk ücreti eşit olarak paylaşılır. Anlaşma sağlanamazsa ücretin kimde kalacağı görüşme süresine ve diğer koşullara bağlıdır.
Taraflar anlaşamazsa ücret kime yüklenir?
İki saatten kısa süren görüşmelerde anlaşma olmazsa ücret bakanlık tarafından karşılanır. Ancak dava açılır ve taraf kaybederse bu ücret ona yansıtılır.
Görüşme iki saati geçerse ne olur?
İki saatten uzun görüşmelerde anlaşma sağlanamazsa, ilk iki saatin ücreti bakanlıkça karşılanır, geri kalan süre taraflarca eşit şekilde ödenir.
Taraflara ulaşılamazsa ücret kimden alınır?
Taraflara ulaşılamayan durumlarda ücret yine Adalet Bakanlığı tarafından ödenir, fakat dava açılırsa bu bedel yargılama gideri olarak davayı kaybeden tarafa yüklenir.
Hiç görüşme yapılmadan süreç sona ererse ücret ne olur?
Taraflar görüşmeye katılmaz ve süreç başlamadan sona ererse, ücret bakanlıkça ödenir ama yargılama gideri kapsamında taraflara rücu edilir.
Arabuluculuk anlaşması yapılırsa ücret nasıl bölüşülür?
Anlaşma halinde arabuluculuk ücreti taraflarca eşit olarak paylaşılır. Ancak taraflar aksini kararlaştırabilir.
İşe iade davası için arabuluculuk şart mıdır?
Evet. İşe iade davası açmadan önce arabuluculuk süreci tamamlanmalıdır. Aksi takdirde dava usulden reddedilir.
Tarafların avukatla katılması zorunlu mu?
Hayır, zorunlu değildir. Ancak hukuki destek almak için bir avukatla katılmak tavsiye edilir, özellikle karmaşık uyuşmazlıklarda.
Arabuluculukta anlaşırsak dava açabilir miyim?
Taraflar arasında yapılan anlaşma “mahkeme kararı” niteliğinde olup bağlayıcıdır. Anlaşmaya rağmen dava açılamaz.
Arabulucu ücreti neye göre belirlenir?
Ücret, arabuluculuk asgari ücret tarifesine göre belirlenir. Ücretin tutarı, görüşme süresi ve taraf sayısına göre değişiklik gösterebilir.
Vekalet ücreti ile arabuluculuk ücreti aynı şey mi?
Hayır. Vekalet ücreti, avukata ödenen bedeldir; arabuluculuk ücreti ise arabulucuya ödenen hizmet karşılığıdır.
Katılmadığım halde arabuluculuk yapılmış sayılır mı?
Hayır. Katılmayan taraf varsa ve bu nedenle görüşme yapılamazsa süreç olumsuz sonuçlanır ve bu durum tutanağa yazılır.
Mahkemede arabuluculuk görüşme tutanağı istenir mi?
Evet. Zorunlu arabuluculuk kapsamında olan davalarda, dava dilekçesiyle birlikte arabuluculuk son tutanağı sunulmalıdır.
Arabulucu görüşme için ne zaman çağırır?
Görevlendirilen arabulucu genellikle 3 iş günü içinde taraflara ulaşır ve görüşme tarihini belirler.
Katılmadığım toplantının bana etkisi olur mu?
Evet. Katılmayan taraf, dava aşamasında yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından olumsuz sonuçlarla karşılaşabilir.
Taraflar anlaşır ama ödeme yapmazsa ne olur?
Anlaşma belgesine uyulmazsa, bu belge ilam niteliğinde olduğu için doğrudan icra takibi yapılabilir.
Arabulucu taraf tutarsa ne yapmalıyım?
Tarafsız davranmadığı düşünülen arabulucu, tarafların ortak talebiyle değiştirilebilir veya şikayet edilebilir.
Arabuluculukta anlaşma tutanağı ne işe yarar?
Anlaşma tutanağı tarafları bağlayan resmi bir belgedir. Mahkeme kararı gibi hüküm ifade eder ve icraya konabilir.
Arabuluculukta masraflar geri alınabilir mi?
Katılım sağlanıp süreç tamamlanırsa, taraflar anlaşmamış olsa bile masraflar iade edilmez; ancak bazı özel durumlarda dava kazanılırsa yüklenebilir.
Arabuluculukta taraf sayısı önemli mi?
Evet. Taraf sayısı arttıkça arabuluculuk ücretinde değişiklik olabilir. Özellikle çok taraflı uyuşmazlıklarda ücret hesaplaması farklılaşır.
Dava açmadan önce arabuluculuk zorunlu mu?
Bazı davalar için evet. Özellikle iş ve ticaret hukukunda dava şartı olan arabuluculuk tamamlanmadan dava açılamaz.
Görüşme sonucu anlaşmazsak süreç biter mi?
Evet. Taraflar anlaşma sağlayamazsa arabulucu görüşmeyi sonlandırır ve bu durumu tutanak altına alır.
Katılmadığım görüşmeye dair itiraz hakkım var mı?
Katılmadığınız görüşmenin sonuçlarına karşı doğrudan bir itiraz hakkı bulunmasa da mazeret sunulabilir. Ancak genellikle mazeretsiz katılmama yaptırıma yol açar.
Arabuluculuk görüşmesine mazeretli katılamazsam ne olur?
Geçerli bir mazeret varsa bu durum arabulucuya önceden bildirilmelidir. Haklı mazeret durumunda hukuki yaptırım uygulanmaz.
Arabuluculuk görüşmesine katıldım ama anlaşma olmadı, dava süreci nasıl işler?
Görüşme başarısız olursa taraflar dava açabilir. Mahkeme, arabuluculuk tutanağına göre sürecin tamamlandığını kontrol eder.
Arabuluculuk, dava öncesi çözüm yolları arasında en etkili yöntemlerden biri olarak öne çıkarken, toplantıya katılım ve arabuluculuk ücretinin paylaşımı sürecin hukuki boyutunu doğrudan etkiler. Özellikle ilk arabuluculuk toplantısına geçerli bir mazeret olmadan katılmayan taraflar, davayı kazansalar dahi yargılama giderlerini ödemek ve vekalet ücreti almamak gibi ciddi sonuçlarla karşılaşabilir. Aynı zamanda görüşme süresi, anlaşma sağlanıp sağlanmaması ve tarafların davranışları da arabuluculuk ücretinin kim tarafından ödeneceğini belirler. Bu nedenle, arabuluculuk toplantısına zamanında ve bilinçli şekilde katılmak yalnızca hukuki yükümlülük değil, stratejik bir adım olarak değerlendirilmelidir.
Taraflar açısından bakıldığında, arabuluculuk sürecine aktif katılım hem mahkeme sürecini kısaltmakta hem de masrafların artmasını önlemektedir. Arabuluculuk masrafları, dava açıldığında yargılama gideri olarak yansıyabileceği gibi, anlaşmazlık durumunda taraflardan birine yüklenebilir. Görüşmelere katılmamanın yarattığı olumsuzluklar göz önüne alındığında, arabuluculuk sürecinde bilinçli hareket etmek ve gerektiğinde uzman bir avukattan destek almak büyük önem taşır. Böylece, dava şartı olan bu sürecin etkili yönetilmesiyle hem hak kaybı önlenir hem de mali sorumluluk en aza indirgenmiş olur.