

Borç verdiğiniz kişi borcunu ödemiyor ve ne yapacağınızı bilmiyor musunuz? Türk Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu, borç verenin alacağını koruması için açık yasal yollar tanır. Elden verilen, EFT ya da havale yoluyla gönderilen borçların geri alınmasında icra takibi veya alacak davası en etkili yöntemlerdir. Ancak her şeyden önce, paranın gerçekten “borç” olarak verildiğinin ispatı gerekir. Bu noktada banka dekontu, mesajlaşmalar, yazılı sözleşmeler veya tanık beyanları gibi deliller büyük önem taşır.
Borç ilişkilerinde güven kadar belge de önemlidir. Açıklamasız gönderilen havaleler veya dekontta “borç” ibaresinin yer almaması, ileride ciddi ispat sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle borç para verirken açıklama kısmına “geri ödenmek üzere borç” gibi açık ifadeler yazmak, hukuki açıdan büyük fark yaratır. Mimoza Hukuk uzman avukatlar olarak, borç verilen paranın geri alınması, itirazın iptali davaları, ilamsız icra süreçleri ve Yargıtay içtihatlarına uygun savunma stratejileri konusunda müvekkillerimize profesyonel destek sunuyoruz.
Günümüzde “borç verdiğim kişi ödemiyor” sorusu oldukça sık karşımıza çıkıyor. Böyle bir durumda ilk yapılması gereken, borcun hangi şartlarda verildiğini tespit etmektir. Arada yazılı bir sözleşme, dekont, mesaj ya da herhangi bir delil olup olmadığı sürecin seyrini belirler.
Borç ilişkilerinde yazılı belge her zaman en büyük güvencedir. “Güvendiğim kişiye verdim” düşüncesi, hukuken ispat yükünü zorlaştırabilir.
Günümüzde “borç verdiğim kişi ödemiyor” sorusu, gerek arkadaşlık gerek aile ilişkilerinde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu tür uyuşmazlıklarda ilk adım, paranın hangi şekilde verildiğini belirlemektir. Elden mi verildi, banka yoluyla mı gönderildi, açıklama kısmı var mı, yazılı bir sözleşme yapıldı mı? Bu soruların yanıtı, alacağın nasıl tahsil edileceğini belirler.
Borç ilişkilerinde “güven” kadar “belge” de önemlidir. Deliliniz ne kadar güçlü olursa, hakkınızı o kadar kolay korursunuz.
Borcun ödenmemesi halinde öncelikle borcun verildiğini gösteren tüm deliller toplanmalıdır. Banka dekontları, mesajlaşmalar, yazılı senet veya tanık beyanları delil olarak kullanılabilir. Ardından icra takibi başlatmak veya alacak davası açmak mümkündür. Bu süreçte bir icra avukatından profesyonel destek almak, hatasız ilerlemenizi sağlar.
İcra takibi veya dava sürecinde usul hatası yapılması, sürecin uzamasına veya davanın reddine yol açabilir. Avukat desteği burada belirleyici rol oynar.
Arkadaşınıza verdiğiniz borcu geri alamıyorsanız, öncelikle delillerinizi toplayın. Elden verildiyse, yazışmalar veya tanıklar işinizi kolaylaştırır. Ardından ilamsız icra takibi veya alacak davası açabilirsiniz. Bu süreç tamamen hukukidir; “şikâyet etmek” çözüm değildir.
Arkadaşlık bağı, hukuken borcu ortadan kaldırmaz. Borç ödenmiyorsa icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilirsiniz. Bu durumda duygusal değil, hukuki adımlar atmak gerekir.
“Arkadaşa borç verdim” cümlesi genellikle “belgesiz verdim” anlamına gelir. Oysa en yakın arkadaşla bile belge düzenlemek gerekir.
Arkadaşlık ilişkisi ile borç ilişkisini birbirinden ayırmak gerekir. Hukuken “arkadaş” değil, “alacaklı” olursunuz.
Elden verilen borç, yazılı belgeyle ispat edilmediği sürece en riskli borç türlerinden biridir. Eğer yazılı bir sözleşme yoksa, WhatsApp yazışmaları, tanık beyanları veya dekont açıklamaları delil başlangıcı olarak kabul edilebilir. Elden verilen borçlarda “verdim ama ispat edemiyorum” durumu sık görülür.
Mahkemeler elden verilen borçlarda “ispat” konusunda oldukça titizdir. Yazılı belge yoksa en azından borca dair dijital izlerin (mesaj, ses kaydı, banka hareketi) saklanması önemlidir.
EFT ile borç para verildiğinde, dekont açıklamasına mutlaka “borç olarak verildi” gibi bir ibare yazılmalıdır. Açıklamada bu ifade yoksa işlem “bağış” veya “geri ödemesi olmayan gönderim” olarak yorumlanabilir. Aynı şekilde yalnızca "borç" yazılması, daha önce verilen borcun geri alındığı anlamına gelebilir. Bu nedenle, bankadan yapılan her para transferinde açıklama kısmı önemlidir.
Basit bir “borç olarak, emanetin, geri alınmak kaydıyla” gibi kelime ya da sözcük grupları, ileride binlerce liralık alacağın kanıtı olabilir. Açıklama satırı, borç ispatının temel taşıdır.
Havale genellikle mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapılır. Bu nedenle havale gönderdim ama borç olarak vermiştim demek yeterli olmaz; bunu ispat etmek gerekir. Yargıtay kararlarına göre, havale dekontunda açıklama kısmında“borç olarak” gibi ibareler bulunuyorsa, bu ifade borç ilişkisinin varlığını destekler.
Havale dekontunda açıklama yapılmadıysa, borç iddiası zayıflar. Yargıtay daima “belgeye” bakar, niyete değil.
IBAN’a gönderilen para, havale tamamlandığında anında karşı tarafın hesabına geçer. Bu nedenle havale işlemi iptal edilemez. Ancak yanlış kişiye para gönderildiyse, banka aracılığıyla geri çağırma talebinde bulunabilirsiniz.
Yanlış gönderimlerde zaman çok kritiktir. İşlemden hemen sonra bankaya başvurmak gerekir.
FAST işlemlerinde para genellikle anında karşı tarafa geçer. Ancak bankaya hızlıca bildirim yapılırsa, işlem iptal veya geri çağırma talebi değerlendirilebilir.
FAST işlemleri saniyeler içinde gerçekleşir; bu nedenle refleks hızında hareket etmek gerekir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 102. maddesi uyarınca, açıklama yapılmamış bir ödeme, kural olarak mevcut bir borcun ödenmesi sayılır. Aynı şekilde yalnızca "borç" yazılması, daha önce verilen borcun geri alındığı anlamına gelebilir. Dolayısıyla, dekont açıklamasına “borç olarak verildi” gibi bir ifade yazmak hem ispat hem de delil başlangıcı açısından büyük önem taşır.
Hukuken küçük bir ayrıntı gibi görünen “dekont açıklaması”, davanın kaderini değiştirebilir.
Borç verildiğini ispatlamanın en güçlü yolu yazılı delildir. Ancak yazılı belge yoksa; ikrar, yemin, ticari defter veya delil başlangıcı (örneğin WhatsApp mesajı) gibi araçlarla da ispat mümkündür. HMK 202. maddeye göre, delil başlangıcı varsa tanık da dinlenebilir.
Borç ispatında yazılı belge birincil delildir, ancak teknoloji çağında dijital veriler de artık mahkemelerde geçerli sayılmaktadır.
Açıklamasız banka havalesi, yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmez. Ancak açıklama kısmında “borç olarak”, “ödünç”, “geri ödenecek” gibi ifadeler varsa, bu dekont delil başlangıcı sayılır. (Yargıtay 13. HD, 2019/11468 K.)
Basit bir açıklama, ileride büyük davaları önleyebilir. “Borç” ibaresini yazmak en etkili ispat yöntemidir.
Elinizde senet olmasa da ilamsız icra takibi başlatabilirsiniz. Ancak borçlu itiraz ederse, alacağınızı yazılı veya dijital delillerle kanıtlamanız gerekir.
Senetsiz borçlarda ispat zordur, ama imkânsız değildir. WhatsApp konuşmaları, dekontlar, e-postalar delil başlangıcı olabilir.
Borç verdiğiniz kişiyi karakola ya da savcılığa şikâyet edemezsiniz. Çünkü borcun ödenmemesi bir “ceza suçu” değil, “hukuki borç ilişkisidir.” Bu nedenle çözüm, yalnızca hukuk mahkemeleri veya icra daireleri aracılığıyla mümkündür.
“Ceza davası açtırırım” düşüncesi yanlıştır; bu durum hukuki alandır, adli suç değildir. En doğru yol, delillerle icra takibine başvurmaktır.
Borç verdiğiniz kişi ödemiyorsa, mahkemeye başvurabilir veya ilamsız icra takibi yoluyla alacağınızı talep edebilirsiniz. Elinizde bir belge olmasa bile icra takibi başlatabilirsiniz; ancak borçlu itiraz ederse, borcun varlığını kanıtlayacak delillere ihtiyacınız olur.
Belgesiz verilen borçlarda süreç tamamen “ispat” üzerine kurulur. Bu nedenle her zaman yazılı veya dijital iz bırakmak gerekir.
Borç verilen paranın iadesi iki şekilde mümkündür:
Her iki durumda da ispat yükü alacaklıdadır. Yani parayı “borç olarak verdiğinizi” siz kanıtlamak zorundasınız. Banka dekontu, mesajlaşmalar veya tanık beyanları bu süreçte delil olarak kullanılabilir.
Alacaklı her zaman ispat yükünü taşır. Bu nedenle en baştan güçlü delillerle hareket etmek uzun sürede lehine sonuç verir.
Banka açıklamasına “geri ödenmek üzere borç” veya “ödünç para” yazmak gerekir. Açıklamasız gönderilen para, kanunen “borç ödemesi” sayılır. Yani siz değil, karşı taraf borçluymuş gibi değerlendirilir.
Açıklama kısmı, dava dosyasında en çok dikkat edilen bölümlerden biridir. Belirsizlik, borcu “bağış” gibi gösterebilir.
Yanlış hesaba para gönderildiyse önce bankayla iletişime geçilmeli, ardından gerekli durumlarda sebepsiz zenginleşme davası açılabilir. Banka, işlemin yanlış kişiye yapıldığını fark ederse parayı “havuzda” bekletebilir ve geri alma sürecini kolaylaştırır.
Hukuki yolların yanında hızlı banka bildirimi, geri alma ihtimalini artırır.
Sözleşmede vade belirlenmemişse borç, ilk istemden itibaren 6 hafta sonra istenebilir (Yargıtay 11. HD 2018/7099 K.). Bu süre dolmadan açılan dava veya yapılan icra takibi usulsüz sayılır.
Borç geri istenirken sabır da hukuki bir zorunluluktur. 6 haftalık süreye dikkat edilmezse dava reddedilebilir.
Türk hukukuna göre iki yol vardır:
İfası mümkün olan her borç için bu yollardan biri tercih edilebilir. Ancak icra takibi genellikle daha hızlı sonuç verir.
İcra ve dava süreçlerinin hangisinin uygun olduğu, dosyanın delil durumuna göre değişir. Avukat yönlendirmesiyle süreci planlamak önemlidir.
Yanlışlıkla gönderilen paralar için sebepsiz zenginleşme davası açılabilir. Bu davada, paranın haksız yere karşı tarafa geçtiği ve iade edilmesi gerektiği ispatlanmalıdır.
Yanlış gönderilen paralar, “bağış” sayılmaz; hukuken geri istenebilir.
Eksik borçlar, kumar, bahisten doğan borçlar, evlenme simsarlığından doğan ücret borçları, ahlaki ödevlerden doğan borçlar, sözleşmeden soğan borçlar, malkin iyiniyetli zilyet karşısındaki borçları gibi borçlardır. Bu borçlar ödenmişse geri istenemez. Yani borçlu, bilerek veya farkında olmadan ödemişse, bu ödeme geçerlidir ve geri alınamaz.
Eksik borç kavramı, borçlar hukukunun incelikli konularından biridir; bilinçli ödeme yapıldıysa geri dönüşü olmaz.
EFT yoluyla borç verdiyseniz, borçluya ilamsız icra takibi başlatabilirsiniz. İtiraz edilirse “itirazın iptali davası” açılır. Bu dava 1–2 yıl sürebilir. Delilleriniz güçlü ise sürecin sonunda alacağınızı tahsil edebilirsiniz.
Mimoza Yorumu:
EFT açıklaması eksikse dava uzayabilir. Doğru dekont açıklaması, süreci hızlandırır.
Borçlu kişi borcunu ödemiyorsa, elinizdeki delillerle birlikte ilamsız icra takibi başlatabilirsiniz. İcra dairesi, borçluya bir ödeme emri gönderir. Borçlu, tebliğden itibaren 7 gün içinde itiraz etmezse takip kesinleşir ve haciz süreci başlar.
İcra takibi, en hızlı sonuç veren yollardan biridir. Ancak hatalı başvuru, takibin iptaline neden olabilir.
Borç alacağına ilişkin dava, ödünç verme sözleşmesine dayanır. Ancak uygulamada genellikle icra takibiyle başlanır; sonuç alınamazsa alacak davasına gidilir. Her iki durumda da yazılı delil büyük önem taşır.
Alacak davası uzun sürebilir, bu nedenle öncelik her zaman icra takibidir.
Türk Borçlar Kanunu’na göre, ödünç paranın iadesine ilişkin zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ancak belirli bir geri ödeme günü kararlaştırılmadıysa, borç verenin isteminden itibaren 6 hafta beklenmesi gerekir. Bu süreden önce icra takibi başlatılamaz. Yargıtay 2. HD 2024/4579 sayılı kararı da bu yöndedir: Alacaklı, talep tarihinden itibaren 6 hafta geçmeden takip başlatırsa dava reddedilir.
Zamanaşımı kadar, “muacceliyet süresi” de önemlidir. Borç ne zaman istenebilir, ne zaman dava açılabilir — bu fark çoğu zaman sonucu belirler.
Evet. Türk Borçlar Kanunu’nun 392. maddesi gereği, belirli bir ödeme tarihi yoksa borçluya ihtarname gönderilmeden dava açılamaz. İhtardan sonra 6 hafta beklenmelidir.
İhtar çekmeden açılan davalar çoğu zaman reddedilir. Basit bir noter ihtarı, davanın kaderini değiştirir.
Banka dekontu, açıklama kısmı varsa delil başlangıcı sayılır. Açıklama yoksa tek başına yeterli değildir. Ancak yazışmalar, e-postalar ve dijital kayıtlarla desteklenirse güçlü bir ispat oluşturur.
Dekont + yazışma kombinasyonu, mahkemelerde oldukça güçlü bir delil setidir.
Yargıtay’a göre, açıklamasız gönderilen para mevcut bir borcun ödenmesi olarak kabul edilir. (BK m.102) Bu nedenle açıklama yapılmadan gönderilen paranın “ödünç” olduğunu iddia eden kişi, bu iddiasını ispatlamak zorundadır.
“Borç olarak” gibi bir ibare yoksa karine sizin aleyhinize işler. Açıklamaya "borç" yazmak, sizi kurtarmayabilir, çünkü bu ibare, borç verdiğinizi değil, aldığınızı gösterebilir. Bu yüzden açıklama yazmak en kritik detaydır.
Açıklamasız gönderilen paranın borç olduğunu;
Ancak bu kayıtlar mahkemeye sunulmadan önce telefon incelemesiyle doğrulanmalıdır.
Dijital deliller artık çağımızın “senet”leridir. Ancak doğrulanmadan sunulursa geçersiz sayılabilir.
HMK 202. maddeye göre, yazılı delil zorunluluğu varsa tanık dinlenemez. Ancak delil başlangıcı varsa tanık dinlenebilir. Akrabalar arasındaki borçlarda ise tanık dinlenmesi mümkündür.
Tanıklar yalnızca mevcut delili destekler; tek başına tanık beyanı çoğu zaman yetersiz kalır.
Dava dilekçesinde “yemin deliline” dayanılmışsa, hakim bu hakkı hatırlatır. Yemin eden taraf doğruyu söylüyorsa konu kapanır; yemin etmekten kaçınırsa, aksi kabul edilir.
Yemin delili, davanın seyrini tamamen değiştirebilir. Bu adım stratejik kullanılmalıdır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin birçok kararında, açıklamasız havalenin borç ilişkisini ispatlamadığı vurgulanmıştır.
Yargıtay’ın yaklaşımı nettir: “Belge yoksa borç da yoktur.” Açıklama, sözleşme ve dekont bir arada olmalıdır.
1. Borç verdiğim kişi borcunu ödemezse ne olur?
Borç verdiğiniz kişi borcunu ödemezse, öncelikle yazılı bir ihtarname göndererek borcun ödenmesini talep edebilirsiniz. Ardından ilamsız icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilirsiniz. Elinizde dekont, mesaj, sözleşme veya başka bir delil bulunması süreci hızlandırır.
2. Elden verdiğim borcu nasıl geri alırım?
Elden borç verdiyseniz ve belge yoksa, delil başlangıcı sayılabilecek mesajlaşma, WhatsApp yazışması veya tanık beyanı gibi unsurlarla alacağınızı ispatlayabilirsiniz. Sonrasında icra takibi ya da alacak davası açarak paranızın tahsilini sağlayabilirsiniz.
3. Bankadan açıklamasız para gönderirsem geri alabilir miyim?
Açıklamasız havale, genellikle “mevcut bir borcun ödemesi” sayılır. Bu durumda gönderilen parayı geri almak için, borç olarak gönderildiğini başka delillerle ispat etmeniz gerekir. Açıklamada “borç olarak", "emaneten” veya “geri ödenmek üzere” ibaresi olması, davayı güçlendirir. Yalnızca "borç" kelimesi yazmak da yeterli sayılmaz, çünkü borç verdiğinizi değil, daha önce aldığınız borcu ödediğiniz kabul edilir.
4. Borç olarak gönderdiğim parayı geri almak için ne kadar sürem var?
Borç verilen paranın geri alınması için zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ancak vade belirlenmemişse, borçluya yapılan ilk istemden itibaren 6 hafta geçmeden dava veya icra takibi başlatılamaz.
5. Borç verdiğim kişi borcunu inkâr ederse ne yapmalıyım?
Borçlu inkâr ederse, siz borcun verildiğini ispatlamakla yükümlüsünüz. Banka dekontu, mesaj kayıtları, e-posta yazışmaları, WhatsApp konuşmaları ve tanık beyanları delil olarak kullanılabilir. Bu delillerle itirazın iptali davası açabilirsiniz.
6. Dekont açıklamasına “borç” yazmak yeterli mi?
Tek başına “borç” ibaresi çoğu zaman yeterli değildir. En doğrusu, “geri ödenmek üzere borç verildi” veya “ödünç para” gibi açık ifadeler kullanmaktır. Bu tür açıklamalar, mahkemede borç ispatı açısından kuvvetli delil sayılır.
7. İcra takibi başlatmak için belge gerekir mi?
İlamsız icra takibi başlatmak için belge zorunlu değildir. Ancak borçlu itiraz ederse, alacağınızı ispatlayacak deliller sunmanız gerekir. Aksi hâlde takip durur ve dava açmanız gerekir.
8. Borçlunun malı yoksa alacağımı alabilir miyim?
Borçlunun malı yoksa haciz işlemi yapılamaz. Ancak mal beyanı vermek zorundadır; vermemesi hâlinde cezai yaptırımla karşılaşabilir. Borçlunun ileride edineceği mal varlığı da haczedilebilir.
9. EFT ile borç verdiğim kişi ödemiyor, ne yapmalıyım?
EFT açıklamasında “borç olarak” gibi bir ibare varsa, bu durum ispatı kolaylaştırır. Önce ihtarname gönderin, ardından icra takibi başlatın. Borçlu itiraz ederse, “itirazın iptali davası” açarak tahsil yoluna devam edebilirsiniz.
10. Arkadaşıma borç verdim, geri ödemiyor. Dava açabilir miyim?
Evet, arkadaşınıza borç verdiyseniz ve geri ödemediyse, icra takibi veya alacak davası açabilirsiniz. Mahkemeler arkadaşlık ilişkisine değil, delillere bakar. Bu nedenle mesaj, dekont veya tanık beyanı sunmak önemlidir.
11. Yanlış IBAN’a para gönderirsem geri alabilir miyim?
Yanlış IBAN’a para gönderildiğinde, derhal bankayla iletişime geçmek gerekir. Banka, parayı alan kişiye iade talebi iletir. Rıza göstermezse, sebepsiz zenginleşme davası açarak paranın iadesini talep edebilirsiniz.
12. Borçlu kişi ödemiyor ama ceza davası açabilir miyim?
Hayır, borcun ödenmemesi ceza hukuku kapsamında değildir. Bu nedenle şikayet hakkı yoktur. Sadece hukuki yollar (icra takibi, alacak davası) kullanılabilir.
13. Whatsapp konuşmaları borç ispatında geçerli mi?
Evet, WhatsApp yazışmaları delil başlangıcı olarak kabul edilir. Yazılı belgeyle desteklendiğinde, mahkeme nezdinde borç ilişkisini kanıtlamaya yardımcı olur.
14. Borç iadesi için noter ihtarnamesi zorunlu mu?
Eğer ödeme tarihi belirlenmemişse, evet. Noter aracılığıyla ihtarname çekmek zorunludur. Bu ihtardan itibaren 6 hafta geçtikten sonra dava veya icra takibi yapılabilir.
15. Açıklamasız gönderilen parayı tanıkla ispat edebilir miyim?
Borç miktarı, senetle ispat sınırının altında ise tanık dinlenebilir. Ancak bu sınırın üzerindeyse tanık dinletmek için “delil başlangıcı” gerekir. Akrabalar arasındaki borçlarda ise tanık dinlenmesi mümkündür.
16. Banka dekontu borç ispatı için yeterli midir?
Dekont, açıklama içeriyorsa delil başlangıcı kabul edilir. Açıklamasız dekont ise tek başına yeterli değildir. Ancak yazışmalar veya dijital belgelerle desteklenirse güçlü bir delil oluşturur.
17. Sevgilime para verdim, geri alamıyorum. Ne yapmalıyım?
Sevgilinizle aranızdaki para transferi, açıkça borç niteliğinde değilse geri istenemez. Ancak “geri ödenmek üzere gönderildiğini” ispat ederseniz, sebepsiz zenginleşme davası açabilirsiniz.
18. Borç para verirken sözleşme yapmak zorunlu mu?
Zorunlu değildir, ancak yazılı sözleşme yapmak ileride doğacak uyuşmazlıkların önüne geçer. Sözleşmede borcun miktarı, ödeme tarihi ve varsa faiz oranı açıkça belirtilmelidir.
19. Borç verdiğim kişiye faiz işletebilir miyim?
Kural olarak, faiz ancak taraflar arasında yazılı olarak kararlaştırılmışsa talep edilebilir. Ticari ilişkilerde faiz oranı serbesttir; ancak bireysel borçlarda TBK sınırları geçerli olur.
20. Borç parayı geri alamazsam dava ne kadar sürer?
Alacak davası, delillerin durumuna göre değişmekle birlikte genellikle 1 ila 2 yıl arasında sonuçlanır. Borçlu itiraz etmezse icra takibi çok daha kısa sürede tamamlanabilir.
Borç ilişkileri güvenle başlasa da, hukuken en sağlam dayanak her zaman belge ve ispat olur. Elden, EFT veya havale yoluyla verilen paralar geri istenebilir; ancak bu süreçte dekont açıklaması, yazılı sözleşme, ihtarname ve icra takibi gibi adımların doğru atılması gerekir. Türk Borçlar Kanunu ve Yargıtay kararları, “açıklamasız gönderilen para” durumlarında alacaklıyı değil borçluyu korur. Bu nedenle, parayı verirken “geri ödenmek üzere borç” gibi net ifadeler kullanmak ve her işlemde yazılı delil oluşturmak hem hakkınızı korur hem de süreci hızlandırır.
Mimoza Hukuk Bürosu olarak, borç verilen paranın geri alınması, ilamsız icra takibi, itirazın iptali davası, sebepsiz zenginleşme ve borç ispatı konularında müvekkillerimize hukuki güvence sağlıyoruz. Borç ilişkilerinde belge eksikliği, çoğu zaman hak kaybına yol açar; ancak doğru stratejiyle alacaklı olarak hakkınızı yasal yollarla geri almanız mümkündür. Unutmayın: borç verirken güven değil, delil konuşur — ve doğru adımlarla haklarınızı korumak daima sizin elinizdedir.
Borç ilişkileri çoğu zaman iyi niyetle başlasa da, belge eksikliği nedeniyle alacaklılar haklarını kaybedebiliyor. Her para transferinde açıklama kısmına dikkat etmek, yazılı sözleşme düzenlemek ve gerektiğinde avukat desteği almak, gelecekteki uyuşmazlıkların önüne geçer. Mimoza Hukuk Bürosu olarak borç, alacak, icra ve itiraz süreçlerinde profesyonel destek sağlamaktayız.