BOŞANMA DAVASINDA ÇOCUĞUN GÖRÜŞÜ VE VELAYET KARARI

Giriş

Boşanma davalarında velayet kararı verilirken en önemli unsurlardan biri çocuğun görüşüdür. Türk Medeni Kanunu çocuğun dinlenilmesini temel bir hak olarak görür. İdrak çağına ulaşan çocuklar, kendilerini ilgilendiren velayet düzenlemelerinde görüş bildirebilir ve bu görüş mahkeme tarafından dikkate alınmak zorundadır. Ancak çocuğun söyledikleri tek başına bağlayıcı değildir; hakim her zaman çocuğun üstün yararını esas alır. Bu nedenle çocuğun isteği yerine getirilmezse, mahkeme bunun gerekçesini açıkça kararında belirtmekle yükümlüdür.


Çocuğun Dinlenmesi

Boşanma davalarında velayet belirlenirken ya da bağımsız açılan velayet davalarında, çocuğun dinlenilme hakkı temel bir ilke olarak kabul edilir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri, idrak çağına ulaşan çocukların görüşlerinin alınmasını zorunlu kılar. Yargıtay kararlarında da çocuğun dinlenilmesi bir yükümlülük olarak görülür. Ancak çocuğun görüşü mutlak değildir; nihai karar her zaman çocuğun üstün yararı gözetilerek verilir.


Velayet Davalarında Yaş Kriteri ve Olgunluk

Türk hukukunda çocuğun dinlenebilmesi için kesin bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Hakimler her dosyada çocuğun olgunluk seviyesini ve kendini ifade etme kabiliyetini ayrı ayrı değerlendirir. Uygulamada çoğunlukla 8 yaş ve üzerindeki çocukların ifadeleri alınır. Ancak daha küçük yaşta olup kendini ifade edebilen çocuklar da mahkeme tarafından dinlenebilir. Bu noktada önemli olan, çocuğun idrak çağına ulaşmış olmasıdır; yaş tek başına kesin bir ölçüt değildir.


Çocuğun Görüşünün Alınması ve Uzmanların Rolü

Çocuğun beyanı alınırken onun psikolojisini olumsuz etkilemeyecek bir yöntem izlenmesi gerekir. Uygulamada iki yöntem öne çıkar: çocuğun doğrudan hâkim tarafından mahkeme salonunda dinlenmesi veya mahkeme kararıyla psikolog, pedagog ya da sosyal çalışmacı gibi uzmanlar tarafından görüşünün alınması. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/96 esas ve 2022/571 karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, çocuğun zaten uzman önünde ifadesi alınmışsa, onu yeniden mahkeme huzurunda dinlemek çocuğun üstün yararına aykırı olabilir. Bu nedenle çocuk bir kez uzman eşliğinde görüş bildirmişse, aynı konunun tekrar mahkeme ortamında gündeme getirilmesi doğru görülmemektedir.

Aile mahkemeleri genellikle karar vermeden önce sosyal inceleme raporu hazırlanmasını ister. Bu raporlar, psikolog, pedagog veya sosyal çalışmacılar tarafından düzenlenir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2023/8735 esas sayılı kararı ve İstanbul BAM 10. Hukuk Dairesi’nin 2017/786 esas sayılı kararı da, velayet kararı öncesinde mutlaka uzman raporu alınması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur. Uzman raporları yalnızca çocuğun görüşünü değil, aynı zamanda ebeveynlerin ekonomik koşullarını, yaşam standartlarını ve bakım şartlarını da değerlendirerek mahkemeye objektif bir çerçeve sunar. Çocuğun yeniden mahkemeye çağrılması ise sadece zorunlu hallerde ve onun zarar görmeyeceği kesinleştiğinde mümkündür.


Uzman Raporlarının Velayet Kararına Katkısı

Aile mahkemeleri, çoğunlukla velayet kararı öncesinde sosyal inceleme raporu hazırlatır. Bu raporlar:

  • -Çocuğun beyanını,

  • -Ebeveynlerin sosyal ve ekonomik durumunu,

  • -Çocuğun yaşam ve bakım koşullarını

objektif şekilde ortaya koyar. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da uzman raporlarının zorunlu olduğu açıkça belirtilmiştir. Çocuğun yeniden mahkeme huzuruna çıkarılması ise yalnızca zorunlu hallerde mümkündür.


Çocuğun Görüşü Velayet Kararında Etkili Olur Mu?

Çocuğun ifadesi velayet davasında önemli bir delildir ancak tek başına belirleyici değildir. Mahkemeler, çocuğun beyanını mutlaka diğer delillerle birlikte değerlendirir. Anayasa Mahkemesi’nin 6 Haziran 2024 tarihli kararında da velayet kararlarının yalnızca çocuğun sözlerine değil; aynı zamanda uzman raporlarına, sosyal inceleme belgelerine ve somut verilere dayanması gerektiği vurgulanmıştır. Yargıtay da benzer şekilde, çocuğun sözlerinin tanık ifadeleri ve ebeveynlerin sosyal-ekonomik durumlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

Hakimler karar verirken şu kriterlere dikkat eder: çocuğun fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimine uygun ortam sağlanıp sağlanmadığı; mevcut düzenine uyum; kardeşlerin ayrılmaması ilkesi; aile içinde yaşanan sorunların çocuğa etkisi. Örneğin, Yargıtay 2018/6175 esas sayılı kararında aile içi şiddet iddialarına, 2023/2485 esas sayılı kararında ise çocuğun mevcut düzenine alışmış olmasına vurgu yapmıştır. Dolayısıyla, velayet kararı, çocuğun samimi beyanları, uzman görüşleri ve aileye dair somut verilerin bir arada değerlendirilmesiyle verilir. Çocuğun görüşü alınmadan ya da uzman raporu olmadan verilen kararlar ise Yargıtay tarafından eksik inceleme gerekçesiyle bozulmaktadır.


Çocuğun Beyanı Boşanma Davasında Eşlerin Kusurlarını Belirler Mİ?

Velayet görüşmesi sırasında çocuk, boşanmaya neden olan olaylara ilişkin bilgiler verirse bu ifadeler yalnızca velayet değil, boşanma davası bakımından da önem kazanır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Haziran 2018 tarihli kararı, çocuğun şahit olduğu şiddet ya da aile içi sorunlara dair ifadelerinin, boşanma davasında eşlerden birinin kusuruna delil olarak kullanılabileceğini açıkça ortaya koymuştur. Böylece çocuğun beyanı, hem velayet tayininde hem de kusur tespiti sürecinde dikkate alınan güçlü bir unsur haline gelir.


Boşanma Davasında Velayet Belirlenirken Çocuğun Görüşünün Alınması Konusunda Sıkça Sorulan Sorular

1. Boşanma davasında çocuğun görüşü alınır mı?

Boşanma davasında velayet kararı verilmeden önce idrak çağına ulaşmış (uygulamada genellikle 8 yaş) çocukların görüşü alınır. Mahkeme, çocuğun ifadesini doğrudan ya da uzman aracılığıyla dinleyerek kararında dikkate alır. Ancak çocuğun görüşü tek başına yeterli olmayıp her zaman çocuğun üstün yararı gözetilir.

2. Velayet davasında çocuğun yaşı önemli midir?

Türk hukukunda velayet davasında çocuğun ifadesinin alınması için kesin bir yaş sınırı yoktur. Genellikle 8 yaş ve üzerindeki çocukların görüşleri alınır, fakat idrak çağına ulaşmış olan daha küçük çocuklar da kendini ifade edebiliyorsa dinlenebilir.

3. Çocuğun söylediği mahkemede kesin bağlayıcı olur mu?

Çocuğun beyanı önemli bir delil olsa da tek başına bağlayıcı değildir. Hakim, velayet kararını çocuğun sözleri, uzman raporları ve ebeveynlerin sosyal-ekonomik durumlarıyla birlikte değerlendirerek verir.

4. Çocuğun görüşü alınmadan verilen velayet kararı geçerli midir?

Çocuğun idrak çağında olmasına rağmen görüşü alınmadan verilen velayet kararları eksik inceleme sayılır. Yargıtay da bu tür kararları bozarak çocuğun dinlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

5. Mahkeme çocuğu nerede dinler?

Mahkeme çocuğu ya doğrudan duruşma salonunda hâkim huzurunda ya da uzman eşliğinde özel bir ortamda dinler. Çocuğun psikolojisini korumak amacıyla genellikle uzman görüşüne başvurulması tercih edilir.

6. Psikolog ya da pedagog çocuğun ifadesini alabilir mi?

Evet, aile mahkemeleri çoğunlukla psikolog, pedagog veya sosyal çalışmacı gibi uzmanlardan yardım alır. Çocuğun görüşü uzman eşliğinde alınırsa mahkeme yeniden dinlenmesine gerek görmeyebilir.

7. Çocuğun görüşü alınırken ebeveynler yanında olur mu?

Çocuğun sağlıklı ve baskıdan uzak ifade verebilmesi için genellikle ebeveynler yanında bulunmaz. Hakim ya da uzman, çocuğun tek başına rahatça konuşmasını sağlar.

8. Velayet davasında çocuğun üstün yararı ne demektir?

Çocuğun üstün yararı, onun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimini en iyi şekilde sağlayacak kararın verilmesi anlamına gelir. Mahkeme, çocuğun isteklerinden çok sağlıklı gelişimini önceleyen çözümler üretir.

9. Çocuk hangi ebeveyni seçerse mahkeme ona mı verir?

Çocuğun anne veya babayı tercih etmesi tek başına yeterli değildir. Mahkeme, bu görüşü değerlendirirken çocuğun yaşam düzeni, ebeveynlerin koşulları ve uzman raporlarıyla birlikte karar verir.

10. Çocuğun görüşü boşanma davasında kusur tespitinde kullanılabilir mi?

Evet, çocuk boşanmaya sebep olan olaylara tanık olduysa, bu beyanlar boşanma davasında kusur tespitinde delil olarak kullanılabilir. Özellikle şiddet veya ihmal gibi durumlarda çocuğun ifadeleri önemlidir.

11. Çocuk mahkeme salonunda tekrar dinlenmek zorunda mıdır?

Çocuğun zaten uzman önünde ifadesi alınmışsa tekrar mahkeme salonunda dinlenmesi çoğu zaman gerekmez. Bu durum çocuğun psikolojik baskı yaşamasına yol açabileceğinden üstün yarar ilkesine aykırı sayılır.

12. Çocuğun görüşü ile uzman raporu çelişirse hangisi dikkate alınır?

Mahkeme her iki veriyi birlikte değerlendirir. Çocuğun beyanı önemli olsa da uzman raporları, aile koşulları ve objektif delillerle desteklenmediği sürece tek başına belirleyici olmaz.

13. Velayet davasında kardeşlerin görüşü farklı olursa ne olur?

Kardeşlerin farklı ifadeler vermesi halinde mahkeme her birini ayrı ayrı değerlendirir. Ancak genel olarak kardeşlerin ayrılmaması ilkesi esas alınır ve mümkünse aynı ebeveyne bırakılır.

14. Çocuğun görüşünün alınması zorunlu mudur?

Evet, idrak çağındaki çocukların görüşünün alınması usuli bir zorunluluktur. Bu yapılmadan verilen kararlar Yargıtay tarafından eksik inceleme sayılarak bozulmaktadır.

15. Çocuğun velayet konusunda görüş bildirmek istememesi mümkün müdür?

Çocuk kendini ifade etmek istemezse bu durum da dikkate alınır. Hakim, onu zorlamaz ancak uzman raporlarıyla çocuğun yararına uygun değerlendirme yapılır.

16. Çocuğun görüşü alınırken gizlilik sağlanır mı?

Evet, çocuğun beyanı alınırken gizlilik esası vardır. Böylece çocuk, ebeveyn baskısı olmadan özgürce görüşlerini açıklayabilir.

17. Çocuğun görüşü alınmadan velayet anneye verilebilir mi?

Mahkeme, annenin şartlarını çocuğun yararına daha uygun görüyorsa velayeti anneye verebilir. Ancak çocuğun görüşü alınmamışsa bu durum kararın temyizde bozulmasına neden olabilir.

18. Çocuğun görüşü alınmadan velayet babaya verilebilir mi?

Aynı şekilde çocuğun beyanı alınmadan babaya verilen velayet kararları da eksik inceleme sayılır. Çocuğun üstün yararına uygun değerlendirme yapılması gerekir.

19. Velayet davasında sosyal inceleme raporu nedir?

Sosyal inceleme raporu, uzmanlar tarafından hazırlanan ve çocuğun yaşam koşullarını, ebeveynlerin sosyal-ekonomik durumlarını ortaya koyan belgedir. Mahkeme, velayet kararında bu raporlara büyük önem verir.

20. Çocuk ifadesinde şiddetten bahsederse ne olur?

Çocuk velayet görüşmesinde şiddet veya ihmal iddiasında bulunursa, bu durum hem velayet kararında hem de boşanma davasında önemli delil olur. Mahkeme, bu beyanı araştırarak çocuğun güvenliğini gözetir.

21. Çocuğun velayet görüşü değişirse ne yapılır?

Çocuk ilerleyen süreçte farklı bir görüş belirtirse mahkeme bu değişikliği dikkate alabilir. Ancak yine de esas olan, çocuğun istikrarı ve üstün yararıdır.

22. Çocuğun görüşü alınmadan verilen karar nasıl iptal edilir?

Böyle bir durumda temyiz veya istinaf yoluna başvurulabilir. Yargıtay, çocuğun dinlenmediği kararları bozarak mahkemeleri yeniden incelemeye yönlendirir.

23. Çocuğun görüşü alınırken avukat bulunur mu?

Çocuğun ifadesi alınırken genellikle avukatlar salonda bulunmaz. Ama taraf avukatları raporları inceleyebilir ve itiraz hakkına sahiptir.

24. Çocuk mahkemede anne veya babasını suçlarsa ne olur?

Çocuğun ebeveynlerden biri hakkında olumsuz beyanı varsa, bu durum araştırılır ve uzman raporlarıyla desteklenirse delil kabul edilir. Ancak tek başına kesin sonuç doğurmaz.

25. Çocuğun görüşü nafaka kararlarını etkiler mi?

Çocuğun beyanı velayet üzerinde doğrudan etkilidir. Nafaka miktarı ise daha çok ebeveynlerin gelir durumuna göre belirlenir. Yine de çocuğun yaşam koşulları hakkındaki ifadeleri nafaka tespitinde dikkate alınabilir.

26. Çocuk küçükse hiç dinlenmez mi?

Çok küçük yaştaki çocukların ifadesi alınmaz, çünkü idrak çağında değildir. Ancak uzman raporlarıyla çocuğun ihtiyaçları ve yararı değerlendirilir.

27. Çocuğun görüşü geçerli sayılmak için hangi şartlara uymalıdır?

Çocuğun görüşünün dikkate alınması için samimi, baskı altında olmadan verilmiş olması gerekir. Ayrıca uzmanlar, beyanın psikolojik açıdan sağlıklı olup olmadığını değerlendirir.

28. Çocuğun görüşü velayet değişikliği davasında da alınır mı?

Evet, velayet değişikliği davasında da idrak çağındaki çocukların görüşleri mutlaka alınır. Çocuğun mevcut düzenine uyum sağlama durumu mahkeme tarafından değerlendirilir.

29. Çocuğun beyanı boşanma davasını hızlandırır mı?

Çocuğun beyanı, boşanma davasının seyrini etkileyebilir ama tek başına hızlandırmaz. Yine de şiddet veya ağır ihmal gibi hususlar varsa mahkeme daha hızlı tedbir kararı verebilir.

30. Velayet kararında son sözü kim söyler?

Çocuğun görüşü, uzman raporları ve diğer delillerin hepsi birlikte değerlendirilir. Ancak nihai kararı her zaman mahkeme verir ve bu kararın temel ölçütü çocuğun üstün yararıdır.


Sonuç: Çocuğun Üstün Yararı Esastır

Türk yargısı, çağdaş hukuk sistemleriyle paralel olarak, boşanma ve velayet davalarında çocuğun görüşüne büyük önem vermektedir. İdrak çağındaki çocukların dinlenilmesi usuli bir zorunluluk haline gelmiştir; ancak kararlar her zaman çocuğun üstün yararı gözetilerek verilir. Çocuğun söyledikleri tek başına yeterli değildir; bu beyanlar uzman raporları, ebeveynlerin yaşam koşulları ve çocuğun mevcut düzeni gibi nesnel verilerle birlikte değerlendirilir. Çocuğun ifade ettiği hususlar, velayet kararında olduğu gibi boşanma sürecinde tarafların kusur tespitinde de dikkate alınabilir. Sonuç olarak, velayet tayini çok yönlü bir değerlendirme gerektirir ve en önemli ölçüt her zaman çocuğun üstün yararıdır.

Türk yargı sistemi, boşanma ve velayet davalarında çocuğun görüşünü dikkate almayı usuli bir zorunluluk haline getirmiştir. Ancak kararlar her zaman çocuğun üstün yararı ilkesine göre verilir.

  • -Çocuğun beyanı tek başına yeterli değildir.

  • -Uzman raporları, ebeveynlerin yaşam koşulları ve çocuğun mevcut düzeni birlikte değerlendirilir.

  • -Çocuğun sözleri, velayet kararını etkilediği gibi boşanma davasında kusur tespitinde de kullanılabilir.

Sonuç olarak, velayet tayini çok yönlü bir değerlendirme sürecidir ve en önemli ölçüt her zaman çocuğun üstün yararıdır.


WhatsApp
Hemen Ara