TEVDİ MAHALLİ TAYİNİ (ÖDEME YERİ BELİRLENMESİ) DAVASI VE KİRACININ HUKUKİ HAKLARI

TEVDİ MAHALLİ TAYİNİ (ÖDEME YERİ BELİRLENMESİ) DAVASI VE KİRACININ HUKUKİ HAKLARI

Kiracının kira borcunu ödemek istemesine rağmen ev sahibinin banka hesabını kapatması, ödemeyi kabul etmemesi ya da yatırılan kira bedelini geri göndermesi durumunda tevdi mahalli tayini davası devreye girer.

Tevdi mahalli tayini, borcunu ödemek isteyen kiracının ev sahibinin kirayı kabul etmemesi durumunda başvurabileceği önemli bir hukuki yoldur. Bu dava sayesinde kiracı, kira bedelini sulh hukuk mahkemesinin belirlediği güvenli bir yere yatırarak hem borcunu ödemiş olur hem de haksız yere temerrüde düşmekten kurtulur. Türk Borçlar Kanunu’nun 107. maddesi, alacaklının temerrüdü halinde borcun mahkeme kararıyla belirlenen yere yatırılmasıyla sona ereceğini düzenlemiştir. Böylece ev sahibinin kötü niyetli tutumları kiracıyı mağdur edemez ve kira sözleşmesinden doğan yükümlülükler hukuken korunmuş olur. 

Kira alacağının reddedilmesi, ödeme yerinin belirsizliği ya da alacaklının temerrüdü gibi hallerde başvurulabilen tevdi mahalli tayini, sulh hukuk mahkemelerinde çekişmesiz yargı kapsamında görülür. Mahkeme kararı ile belirlenen banka hesabına ya da resmi tevdi yerine kira bedeli yatırıldığında, kiracı hem kira borcundan kurtulur hem de olası tahliye davalarına karşı korunur. Bu yönüyle tevdi mahalli tayini davası, ev sahibi ile kiracı arasındaki ödeme uyuşmazlıklarının çözümünde hızlı, etkili ve güvenli bir hukuki yol olarak öne çıkar.

 


Uygulamada Örnek Durum

Bazı ev sahipleri, kiracıyı borcunu ödememiş gibi göstermek için kasten kira bedelini kabul etmez, banka hesaplarını kapatır, hesap bilgisi vermez veya yatırılan parayı geri gönderir. Böyle bir durumda kiracı, doğrudan sulh hukuk mahkemesine başvurarak ödeme yerinin belirlenmesini talep edebilir. Ayrıca ev sahibinin adres değişikliği yaparak ödemeyi imkânsız hale getirmesi ya da kiralananın anahtarlarını teslim almayı reddetmesi de tevdi mahalli tayini davası açılması için yeterli sebepler arasında yer alır. Kira borcuna karşılık mahkeme, çoğunlukla bir devlet bankasında kiracının yatırabileceği özel bir hesap belirler. Kiracı, bu karara uygun olarak kira bedelini yatırdığı anda borcunu usulüne uygun şekilde ödemiş kabul edilir.

Tevdi mahalli tayini yalnızca para ödemeleri veya teslim edilebilir mallar için geçerlidir. Yani kira bedeli, depozito, taşınır mal veya evin anahtarı gibi somut edimler bu kapsama girer. Ancak “boya yapmak” veya “bir işi yerine getirmek” gibi yapma borçları bu kapsamda değerlendirilemez. Bu nedenle kiracının kira parasını ödemek istemesine rağmen ev sahibinin reddetmesi ya da anahtarları teslim almak istememesi gibi durumlarda bu yol devreye girer.

Mahkemenin belirlediği yere kira bedelinin veya teslim edilmesi gereken şeyin bırakılması, borcun ödenmiş sayılması anlamına gelir. Kiracı bu şekilde ödeme yaptığında artık borçlu konuma düşmez ve faiz ya da ceza gibi ek yükümlülüklerden kurtulur. Ancak yatırılan para kiracı tarafından geri çekilirse borç ifa edilmemiş sayılır. Ev sahibinin tevdi edilen ödemeyi kabul etmesiyle birlikte borç kesin olarak sona erer. Böylece kiracı, tüm sorumluluklarını yerine getirmiş olur ve haksız tahliye tehdidine karşı korunur.


Tevdi Mahalli Tayini İçin Gerekli Şartlar

Tevdi mahalli tayini davasının açılabilmesi için bazı koşulların yerine gelmiş olması gerekir. En önemli şart, ev sahibinin temerrüde düşmesidir. Kiracı kira bedelini ödemek istemesine rağmen ev sahibi haklı bir gerekçe olmadan ödemeyi reddediyorsa bu durum alacaklının temerrüdü sayılır. Örneğin kiracının bankadan gönderdiği kira bedeli ev sahibi tarafından iade edildiyse veya hiç kabul edilmediyse, kiracı bu yolla dava açabilir.

Bir diğer şart ise ödeme yerinin belirsiz hale gelmesidir. Ev sahibinin hesabını kapatması, yeni hesap bilgisi vermemesi, adresini değiştirmesi veya ödemeyi fiilen imkânsız hale getirmesi bu kapsamda değerlendirilir. Böyle bir durumda kiracı, mahkemeye başvurarak kira ödemesini yapabileceği güvenli bir yer belirlenmesini talep edebilir.

Ayrıca, dava açılabilmesi için kira borcunun vadesinin gelmiş olması gerekir. Henüz ödeme günü gelmemiş bir borç için tevdi mahalli tayini istenemez. Uygulamada genellikle kira dönemi geldiğinde ve ev sahibi ödemeyi reddettiğinde bu yol tercih edilir. Kiracının bankadan yaptığı ödeme girişimleri, noter ihtarları ya da PTT aracılığıyla kapıda ödeme denemeleri belgelenerek mahkemeye sunulduğunda, kiracının iyi niyetli olduğu açıkça ortaya konulur.


Bu davanın kabul edilebilmesi için üç temel şart aranır:

  1. Alacaklının temerrüde düşmesi: Ev sahibinin kira ödemesini haklı bir gerekçe olmadan reddetmesi ya da taşınmazın anahtarlarını teslim almayı reddetmesi gerekir.

  2. Borcun vadesinin gelmiş olması: Kira ödemesinin zamanı dolmuş olmalı ya da taşınmazın anahtarlarının teslim edilmesi zamanının gelmesi.

  3. Ödeme yerinin belirsizliği: Ev sahibinin banka hesabını kapatması, yeni hesap bilgisini vermemesi, adresinin bilinmemesi ödeme yerini belirsiz kılar ya da taşınmazın anahtarlarını teslim almaktan kaçınır.


Tevdi Mahalli Tayini Davasında Uygulamada Önemli Noktalar


PTT ile Ödeme Denemesi

Ev sahibi kira ödemesini kabul etmiyor ve banka havalesini geri gönderiyorsa, kiracının mahkemeye gitmeden önce PTT aracılığıyla kapıda ödeme yöntemi ile kira parasını göndermeyi denemesi faydalı olur. Sulh hukuk mahkemeleri genellikle tevdi mahalli tayini talebini değerlendirirken, kiracının böyle bir girişimde bulunup bulunmadığını dikkate alır. Bu yöntemle postacı kira bedelini ev sahibine elden sunar; ev sahibi almazsa bu durum kiracının lehine bir ispat belgesi niteliği taşır.


Anahtar Tesliminde Yaşanan Sorunlar

Kiracı evi boşalttığı halde ev sahibi anahtarları teslim almaktan kaçınıyorsa, yine tevdi mahalli tayini talebiyle çözüm bulunabilir. Mahkeme bu durumda kiracının anahtarları bırakabileceği resmi bir yer belirler. Örneğin adli emanet yoluyla anahtarlar teslim edilebilir. Böylece kiracı sorumluluğunu yerine getirmiş olur ve ev sahibi anahtarları almayı reddetse bile kiracıdan ek kira bedeli talep edemez. Bu yöntem, sözleşme sona ermesine rağmen evin teslim edilememesinden doğabilecek hak kayıplarını önler.


Ödeme Çabalarının Belgelenmesi

Mahkemeye başvururken kiracının gerçekten kira ödemek istediğini ve bu konuda çaba gösterdiğini kanıtlaması çok önemlidir. Bunun için banka dekontları, ev sahibinin iade ettiği para transfer kayıtları, iadeli taahhütlü posta makbuzları ve PTT ödeme belgeleri dosyaya eklenmelidir. Bu belgeler, kiracının iyi niyetle hareket ettiğini ve alacaklının temerrüde düştüğünü net bir şekilde ortaya koyar. Böylece tevdi mahalli tayini davasında kiracının lehine güçlü bir delil oluşturur.


Görevli ve Yetkili Mahkeme

Tevdi mahalli tayini davasında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesi, kira ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemelerini görevli kılmıştır. Ayrıca HMK m.382’de bu tür başvuruların çekişmesiz yargı işleri kapsamında değerlendirileceği açıkça belirtilmiştir.

Yetkili mahkeme ise genellikle kiralanan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak borçlu isterse kendi ikametgahında da bu talebi yapabilir. Çekişmesiz yargı niteliğinde olduğundan dava, “değişik iş” numarası üzerinden kaydedilir ve çoğunlukla duruşmasız şekilde sonuçlandırılır.

Yetki konusunda Türk Borçlar Kanunu’nun 107. maddesi devreye girer. Eğer kira sözleşmesinde özel bir ödeme yeri belirlenmemişse, kural olarak ödeme yeri ev sahibinin ikametgahıdır. Ancak uygulamada çoğunlukla taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkili kabul edilir. Bu nedenle kiracı, genellikle kiraladığı evin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesine başvurarak ödeme yerinin belirlenmesini ister.

Çekişmesiz yargı işlerinde dava dosyası “Değişik İş” esasına kaydedilir. Bu süreçte ev sahibi, davalı sıfatıyla yer almaz; mahkeme yalnızca dosya üzerinden inceleme yapar ve karar verir. Bu yönüyle süreç, kiracı için hızlı ve pratik bir hukuki yol olarak öne çıkar.


Dava Ne Kadar Sürer?

Tevdi mahalli tayini davasının sonuçlanma süresi mahkemelerin yoğunluğuna göre değişiklik gösterebilir. Genellikle bu tür talepler, gerekli belgelerin eksiksiz sunulması halinde 1 ila 3 ay içinde karara bağlanır. Özellikle şartların açıkça oluştuğu durumlarda hâkim dosya üzerinden kısa sürede karar verebilir. Uygulamada çoğu dosya ortalama 90 gün içinde sonuçlanmakta, ancak iş yükü fazla olan mahkemelerde bu süre uzayabilmektedir.


Başvuru Süreci ve Masraflar

Kiracı, mahkemeye dilekçe vererek kira bedelini ödemek istediğini, ancak ev sahibinin kabul etmediğini belgeleriyle ortaya koyar. Mahkeme, şartların oluştuğunu tespit ederse kira bedelinin yatırılacağı banka veya resmi kurum belirlenir. Bu süreç genellikle 1 ila 3 ay arasında sonuçlanır. Başvuru sırasında ödenecek masraflar içinde başvuru harcı, gider avansı ve tebligat ücretleri bulunur. Ortalama olarak birkaç bin lira civarında maliyet doğar.

Tevdi mahalli tayini başvurularında, dava açılırken bazı zorunlu masraflardan başlıcaları şunlardır:

  • Başvuru harcı: Dava açarken mahkeme veznesine yatırılan temel harçtır.

  • Gider avansı: Tebligat, keşif veya bilirkişi giderleri için peşin yatırılır.

  • Tebligat ücreti: Mahkeme kararının taraflara ulaştırılması için ödenen posta masraflarıdır.

  • Vekâlet harcı ve pulu: Dava avukat aracılığıyla açıldığında ödenir. Avukat tutulmazsa bu kalem söz konusu olmaz.

Bu masrafların toplamı, kira bedelinin tutarına ve yapılan tebligat sayısına göre değişir. 2025 yılı itibariyle ortalama masraf 2.000 – 5.000 TL arasında değişmektedir. Eğer avukat aracılığıyla takip edilirse vekâlet ücreti de eklenir ve toplam tutar daha yüksek olabilir.


Avukat ve Vekalet Ücreti

Dava bir avukat aracılığıyla açılmışsa, kiracının talebi kabul edildiğinde avukatlık ücreti de karşı taraftan tahsil edilir. Ancak dava reddedilirse, kiracı ev sahibinin avukatına vekalet ücreti ödemek zorunda kalabilir. Bu nedenle dava açmadan önce koşulların gerçekten oluşup oluşmadığı titizlikle değerlendirilmelidir. 

Mahkeme, kiracının talebini haklı bulup tevdi mahalli tayinine karar verirse, kiracı lehine vekalet ücreti hükmeder. Böylece kiracının avukatı varsa, bu ücret Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenir ve ev sahibinden tahsil edilir. Ancak dava şartların oluşmadığı gerekçesiyle reddedilirse, ev sahibi lehine vekâlet ücreti doğabilir. Uygulamada bu konuda farklı kararlar verilmiş olsa da, kiracının iyi niyetli ve belgeli ödeme girişimleri genellikle lehine sonuçlanmaktadır.


Kararın Uygulanması ve İtiraz Yolu

Mahkeme, tevdi mahalli tayini kararı verdikten sonra kiracı kira bedelini belirtilen banka hesabına yatırarak borcunu ifa etmiş sayılır. Ev sahibi parayı çekmese dahi kira borcu sona ermiş olur. Karara karşı istinaf kanun yolu açıktır; taraflar kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurabilir.


Çekişmesiz Yargı Süreci

Tevdi mahalli tayini, klasik anlamda bir dava değildir; çekişmesiz yargı işi niteliği taşır. Burada iki taraf arasında bir uyuşmazlık çözülmez, sadece borcun yatırılacağı yer belirlenir. Bu nedenle mahkeme çoğu zaman duruşma yapmadan, dosya üzerinden hızlıca karar verir. Dosyalar, “değişik iş” numarasıyla kayıt altına alınır. Bu süreç, kiracının zaman kaybetmeden borcunu güvenli şekilde ödeyebilmesine olanak tanır.


Arabuluculuk Zorunlu mu?

Kira davalarının bir kısmında dava açmadan önce arabuluculuk şartı aranırken, tevdi mahalli tayini davası için arabuluculuk zorunlu değildir. Çünkü bu dava çekişmesiz yargı kapsamında değerlendirilir. Kiracı, doğrudan sulh hukuk mahkemesine başvurarak süreci başlatabilir. Bu durum, kiracıya zaman ve masraf açısından avantaj sağlar.


Karara İtiraz ve İstinaf Yolu

Sulh Hukuk Mahkemesi’nin verdiği tevdi mahalli tayini kararı, taraflara tebliğ edildiğinde kesinleşir. Ancak tarafların 2 hafta içinde istinaf başvurusu yapma hakkı vardır. İtiraz dilekçesi, bölge adliye mahkemesine sunulur ve dosya orada incelenir.

Bölge adliye mahkemesinin verdiği karar kesin niteliktedir ve Yargıtay’a başvuru imkânı bulunmaz. Uygulamada genellikle bu yola ev sahipleri başvurur; çünkü kiracı lehine verilen bir karar, ödemeyi reddetmenin tüm sonuçlarını ev sahibinin aleyhine doğurur. Bununla birlikte, kiracı da mahkemenin şartları yanlış değerlendirdiğini düşünüyorsa istinaf yoluna başvurabilir.


Tevdi Mahalli Tayini (Ödeme Yeri Belirlenmesi) Davası Hakkında Sık Sorulan Sorular

1.Tevdi Mahalli Tayini Ne Demektir?

“Tevdi” kelimesi, bir şeyi bırakmak veya teslim etmek anlamına gelir. Tevdi mahalli tayini ise borcun ödeneceği yerin mahkeme tarafından belirlenmesini ifade eder. Borçlu, kira ya da anahtar teslim borcunu yerine getirmek istemesine rağmen alacaklının (örneğin ev sahibinin) bunu kabul etmediği hallerde, mahkeme tarafından güvenli bir yer belirlenmesini talep edebilir. Bu yöntem sayesinde hem borcun ifası sağlanır hem de kiracının haksız yere borçlu gösterilmesinin önüne geçilir. Örneğin kiracı, kira bedelini ödemek ister ancak ev sahibi parayı kabul etmezse, mahkemeden tevdi yeri tayin edilmesini isteyebilir.

2.Tevdi Mahalli Tayini Davası Nedir?

Tevdi mahalli tayini davası, alacaklının ödemeyi reddettiği veya ödeme yerinin belirsiz olduğu durumlarda borçlunun borcunu güvenli şekilde ödeyebilmesi için açılan davadır. Bu davada kiracı, kira borcunu ödeyeceği yeri mahkemenin belirlemesini talep eder. Çoğunlukla bu yer, sulh hukuk mahkemesi tarafından devlet bankasında açılan özel bir hesap veya emanet kasası olur. Türk Borçlar Kanunu’nun 107. maddesi, alacaklının temerrüdü halinde borçlunun mahkeme kararıyla borcundan kurtulabileceğini düzenlemiştir. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382. maddesi uyarınca bu dava çekişmesiz yargı işleri arasında yer alır ve genellikle dosya üzerinden hızlıca sonuçlanır. Mahkeme kararı kesinleştiğinde, kiracı borcunu hukuken ifa etmiş kabul edilir. Bu nedenle tevdi mahalli tayini, kiracının haklarını koruyan pratik ve güvenilir bir yol olarak öne çıkar.


3.Tevdi Mahalli Tayini Davası Hangi Durumlarda Açılır?

Tevdi mahalli tayini davası, alacaklının temerrüde düşmesi yani borcun ödenmesini haklı bir sebep olmaksızın reddetmesi halinde açılır. Özellikle kira ilişkilerinde sık görülen durum, kiracının kira bedelini ödemek istemesine rağmen ev sahibinin parayı almaktan kaçınmasıdır. Bazı ev sahipleri, kiracıyı haksız yere tahliye edebilmek için ödemeyi kabul etmeyerek kiracıyı borcunu ödememiş gibi göstermeye çalışabilir. Böyle bir durumda kiracı, sulh hukuk mahkemesine başvurarak tevdi mahalli tayini talep edebilir. Mahkemenin belirlediği yere kira bedeli yatırıldığında, kiracı borcunu usulüne uygun şekilde ödemiş sayılır ve temerrüt iddiasından kurtulur.

Bunun yanı sıra, ödeme yerinin belirsiz hale gelmesi de dava açmayı gerektirebilir. Örneğin ev sahibinin banka hesabının kapanması, yeni hesap bilgisini vermemesi ya da kendisine ulaşılamaması kiracının borcunu ödemesini imkânsız hale getirir. Böyle bir durumda da kiracı mahkemeden ödeme yapılacak güvenli bir yer belirlenmesini talep edebilir. Hatta kiralanan taşınmaz tahliye edilmiş olsa bile, ev sahibi anahtarları teslim almıyorsa kiracı mahkeme aracılığıyla anahtarları tevdi edebilir.


4.Tevdi Mahalli Tayini Davasının Şartları

Bu davanın kabul edilmesi için bazı şartların gerçekleşmiş olması gerekir:

  • Alacaklının temerrüdü: Ev sahibinin hiçbir haklı sebep olmadan kira ödemesini reddetmesi veya kiracının yaptığı ödemeyi iade etmesi alacaklıyı temerrüde düşürür. Bu durumda kiracı, Türk Borçlar Kanunu m.107 uyarınca dava açabilir.

  • Borcun vadesinin gelmiş olması: Tevdi mahalli tayini için borcun ödenme zamanı gelmiş olmalıdır. Örneğin kira bedeli ay sonunda ödenecekse, ay dolmadan dava açılamaz.

  • Ödeme yerinin belirsizleşmesi: Ev sahibinin adresine ulaşılamaması, banka hesabının kapanması ya da kira evinin yeni malike devredilmesine rağmen iletişim bilgilerinin verilmemesi ödeme yerini belirsiz hale getirir. Bu durumda kiracı mahkemeye başvurabilir.

  • Borcun ödemeye hazır olması: Kiracının gerçekten kira borcunu ödemeye niyetli olması ve bunu somut delillerle gösterebilmesi gerekir. Banka dekontları, iadeli taahhütlü mektuplar veya PTT aracılığıyla yapılan ödeme girişimleri, kiracının ödeme isteğini kanıtlayan güçlü belgelerdir.

Tüm bu şartların bir araya gelmesiyle açılan tevdi mahalli tayini davası, kiracının borcunu güvenli şekilde ödemesine ve ev sahibinin ödeme almaktan kaçınmasının yarattığı risklerden korunmasına imkan tanır.,


5.Tevdi Mahalli Tayini Davasında Taraflar

Tevdi mahalli tayini davasında davacı, borcunu ödemek isteyen taraftır. Kira ilişkisinde bu genellikle kiracı olur. Davalı ise, borcun ifasını kabul etmeyen taraftır; kira ilişkisi bakımından bu taraf ev sahibidir. Yani dava, kiracı tarafından ev sahibine karşı açılır.

Bu dava, klasik anlamda bir çekişme çözümü değil, yalnızca ödeme yapılacak yerin belirlenmesi talebidir. Bu nedenle davalı olan ev sahibinin fiilen davaya katılmasına çoğu zaman gerek kalmaz. Ancak hukuken alacaklı taraf davalı sıfatıyla gösterilir ve karar kendisine tebliğ edilir. Böylece ev sahibi, mahkemenin belirlediği yere yatırılan kira bedelini sonradan çekebilir veya teslim edilmesi gereken eşyayı alabilir.


6.Tevdi Mahalli Tayini Davasında Görevli Mahkeme

Bu dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.382 kapsamında çekişmesiz yargı işlerinden sayılır. Dolayısıyla görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Kira bedelinin ödenmesi veya anahtar teslimi gibi talepler, kanunen sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına girer. HMK m.4 de kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıkların sulh hukuk mahkemelerinde görülmesini öngörmüştür.

Bu nedenle tevdi mahalli tayini davası için hazırlanan dilekçe, sulh hukuk mahkemesine hitaben yazılmalı ve dava orada açılmalıdır. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, yanlış mahkemede açılması durumunda dava reddedilebilir veya görevli mahkemeye gönderilebilir.


7.Tevdi Mahalli Tayini Davasında Yetkili Mahkeme

Yetki, davanın hangi yerde açılacağını belirler. HMK m.384 kural olarak çekişmesiz yargı işlerinde yetkili mahkemeyi, talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin yerleşim yeri olarak düzenlemiştir. Yani kiracı, kendi ikamet ettiği yerdeki sulh hukuk mahkemesine başvurabilir.

Bununla birlikte uygulamada sıklıkla, kiralanan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi tercih edilir. Örneğin kiralanan ev İstanbul’da ise, kiracı Ankara’da oturuyor olsa bile İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurabilir. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu m.107 ifa yerindeki hakimi yetkili kıldığından, kira sözleşmesinde belirlenen ödeme yeri veya ev sahibinin adresi de yetkili mahkeme sayılabilir. Bu nedenle en güvenli yol, ev sahibinin veya taşınmazın bulunduğu yerde dava açmaktır.


8.Tevdi Mahalli Tayini Davasında Arabuluculuk Şart mı?

Arabuluculuk, tevdi mahalli tayini davası için zorunlu değildir. Bu dava, çekişmesiz yargı niteliğinde olduğundan dava açmadan önce arabulucuya başvurma şartı bulunmaz. 01.09.2023 tarihinden sonra bazı kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk dava şartı haline gelmiş olsa da, tevdi mahalli tayini bu kapsamda değildir. Çünkü burada kiracı, ev sahibinden bir hak talep etmez; sadece borcunu ödeyebilmek için mahkemeden ödeme yerinin belirlenmesini ister.

Kiracı doğrudan sulh hukuk mahkemesine başvurarak süreci başlatabilir. Bu hem zaman kazandırır hem de ek masraf doğmasını engeller. Ancak kiracının ödeme isteğini ve iyi niyetini göstermek amacıyla arabulucuya başvurmuş olması mahkeme nezdinde olumlu bir etki yaratabilir. Yine de bu durum, dava açmak için zorunlu bir şart değildir.


9.Tevdi Mahalli Tayini Davası Nasıl Açılır?

Tevdi mahalli tayini davası açmak için öncelikle bir dilekçe hazırlanarak görevli ve yetkili sulh hukuk mahkemesine sunulur. Dilekçede borcun niteliği, kira sözleşmesinin ayrıntıları ve ödeme yapılmak istendiği halde neden yerine getirilemediği açıkça belirtilmelidir. Kiracı, ev sahibinin kira bedelini kabul etmediğini, banka hesap bilgisini vermediğini ya da ödemenin iade edildiğini somut delillerle ortaya koymalıdır.

Başvuruda dilekçeye mutlaka belgeler eklenmelidir: kira sözleşmesi, ödeme girişimlerini gösteren banka dekontları, ev sahibinin iadeleri, yazışmalar, noter ihtarları veya PTT ödeme belgeleri. Sulh hukuk mahkemesi bu talepleri çekişmesiz yargı usulü ile inceler ve genellikle duruşma yapılmadan dosya üzerinden karar verir. Şartlar oluşmuşsa, hâkim kira bedelinin yatırılacağı yeri belirler. Dosya bu süreçte “Değişik İş” numarası ile kayıt altına alınır. Başvuru sırasında gerekli harç ve masraflar yatırılır ve dilekçe işleme alınır.

Başvurunun hızlı sonuçlanması için dilekçenin eksiksiz hazırlanması ve belgelerin tam olması çok önemlidir. Mahkeme eksiklik görürse dosya üzerinden ek bilgi ya da belge isteyebilir, ancak süreç çoğunlukla diğer kira davalarına göre daha az prosedürle tamamlanır.


10.Tevdi Mahalli Tayini Davası Ne Kadar Sürer?

Bu dava, çekişmesiz yargı kapsamında olduğu için çoğunlukla hızlı sonuçlanır. Uygulamada 1 ila 3 ay arasında karar verildiği görülmektedir. Belgelerin eksiksiz sunulması halinde bazı dosyalar bir ay içinde bile sonuçlanabilir.

Mahkemenin iş yoğunluğu, hâkimin inceleme süresi ve gerekli tebligatlar davanın süresini etkileyebilir. Eğer karar istinafa götürülürse süreç birkaç ay, hatta bir yıl uzayabilir. Ancak çoğu durumda taraflar kararı kabul eder ve dava ilk derece mahkemesinin kararıyla fiilen sona erer. Bu yönüyle tevdi mahalli tayini, en kısa sürede sonuçlanan kira davalarından biridir.


11.Tevdi Mahalli Tayini Davası Masrafları

Bu dava açılırken bazı masrafların ödenmesi gerekir. Öncelikle başvuru harcı yatırılır, bu tutar 2025 yılı itibarıyla yaklaşık yüz TL civarındadır. Ayrıca gider avansı adı altında tebligat ve diğer işlemler için birkaç yüz TL ödenir. Avukat aracılığıyla dava açıldığında ise vekalet harcı ve pul bedeli gibi küçük masraflar eklenir.

Eğer mahkeme talebi kabul ederse, kiracı lehine vekalet ücreti de hükmedilir ve bu ücret ev sahibinden tahsil edilir. Kiracı davayı avukatsız açarsa bu kalem devreye girmez. 2025 yılı itibarıyla tevdi mahalli tayini davasının toplam masrafı 2.000 – 5.000 TL arasında değişmektedir. Avukat ile takip edilirse bu miktara avukatlık ücreti de eklenir.


12.Tevdi Mahalli Tayini Davasında Avukat ve Vekalet Ücreti

Tevdi mahalli tayini davası bir avukat aracılığıyla açıldığında, yargılama sonunda vekalet ücreti konusunda da karar verilir. Eğer mahkeme kiracının talebini haklı bulur ve ödeme yerini belirlerse, kiracı lehine vekalet ücreti hükmedilir. Bu durumda ev sahibi, kiracının avukatlık giderlerini de karşılamak zorunda kalır.

Vekalet ücreti her yıl güncellenen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenir. Sulh hukuk mahkemelerinde görülen çekişmesiz işler için bu tutar genellikle birkaç bin TL civarındadır. Böylece kiracı, haklı çıkması halinde sadece kira borcunu ödemekle kalmaz, avukatlık masraflarını da karşı taraftan tahsil edebilir.

Peki dava reddedilirse ne olur? Eğer mahkeme kiracının talebini haksız bulur ve başvuruyu reddederse, bu kez ev sahibi lehine vekalet ücreti takdir edilebilir. Bu durumda kiracı, ev sahibinin avukatına tarife üzerinden belirlenen ücreti ödemek zorunda kalabilir. Ancak tevdi mahalli tayini davalarında reddedilme riski oldukça düşüktür; genellikle kiracının hiç ödeme girişiminde bulunmaması gibi istisnai hallerde söz konusu olur.


13.Tevdi Mahalli Tayini Davası “Değişik İş” Olarak Mı Görülür?

Evet. Bu dava bir çekişmesiz yargı işi olduğundan, sulh hukuk mahkemelerinde “Değişik İş” numarası ile kaydedilir. Dava dilekçesi sunulduğunda dosya, “Talep Eden: …” şeklinde kayda alınır ve klasik davalardaki esas numarası yerine Değişik İş numarası verilir.

Bu teknik ayrım, hakimin davanın esasına girip borcun miktarını veya haklılığını incelemeyeceğini gösterir. Mahkeme sadece ödeme yerini belirleme kararı verir. Çoğu zaman duruşma yapılmaz; hâkim, dilekçe ve belgeler üzerinden inceleme yaparak kararını verir. Karar daha sonra taraflara tebliğ edilir.


14.Mahkeme Kararı Sonrası Kira Bedeli Nasıl Ödenir?

Mahkeme tevdi mahalli tayini talebini kabul ettiğinde, kira bedelinin yatırılacağı yeri açıkça belirler. Uygulamada genellikle bir devlet bankasında (örneğin Ziraat Bankası) ev sahibi adına özel bir tevdi hesabı açılır. Kararda, “Davacı tarafından … Bankası … şubesinde açılan hesaba kira bedelinin yatırılması ve bu tutarın davalı tarafından çekilebilmesi” gibi bir ifade yer alır.

Kiracı, karar kesinleşmeden dahi bu hesaba ödemeyi yapabilir. Ödeme yapıldığı anda Türk Borçlar Kanunu m.107 gereğince borç ifa edilmiş sayılır. Böylece kiracı, hem kira borcunu zamanında ödemiş olur hem de faiz ya da ceza gibi ek yükümlülüklerden kurtulur.

Ev sahibi parayı çekmese bile kiracı sorumluluktan kurtulur; çünkü tevdi edilen ödeme, borcun yerine getirilmiş olduğu anlamına gelir. Mahkeme kararıyla yatırılan bedel, kiracının borcunu eksiksiz ve usulüne uygun şekilde ifa ettiğini gösterir.


15.Tevdi Mahalli Tayini Kararına Karşı İstinaf Başvurusu

Sulh Hukuk Mahkemesi’nin verdiği tevdi mahalli tayini kararına karşı istinaf yoluna başvurmak mümkündür. Burada “itiraz” kelimesi, karar düzeltme değil, Bölge Adliye Mahkemesi’ne (BAM) yapılan inceleme talebini ifade eder. Karar taraflara tebliğ edildikten sonra 2 hafta içinde istinaf dilekçesi sunulabilir.

Örneğin ev sahibi, mahkemenin kira ödemesi için belirlediği yeri kabul etmezse, tebliğden itibaren 2 hafta içinde BAM’a başvurabilir. İstinaf mahkemesi, sulh hukuk mahkemesinin kararını evrak üzerinden inceler; duruşma yapılması ise istisnai bir durumdur. Dosya hukuka uygun bulunursa ilk derece mahkemesi kararı onanır ve kesinleşir. Eğer hatalı bir değerlendirme görülürse karar kaldırılabilir veya düzeltilmek üzere geri gönderilebilir.

Uygulamada tevdi mahalli tayini kararları basit ve kanuna uygun olduğundan, BAM çoğunlukla ilk derece kararlarını onamaktadır. Ayrıca istinaf süreci borcun tevdi edilmesini engellemez; kiracı, karar kesinleşmeden de ödemesini mahkemenin gösterdiği yere yapabilir.


16.Tevdi Mahalli Tayini Davasının Yasal Temeli

Tevdi mahalli tayini davasının yasal dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 107. maddesidir. TBK m.107’ye göre, “Alacaklının temerrüde düşmesi halinde borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere borcunu tevdi ederek yükümlülüğünden kurtulabilir. Tevdi yerini ifa yerindeki hâkim belirler.”

Ayrıca TBK m.106–108 arasında alacaklının temerrüdü ve sonuçları düzenlenmiştir. TBK m.108, alacaklının teslimi reddettiği malların uygun şekilde saklanmasını ve alacaklı hazır olduğunda teslim edilmesini öngörür. Bunun yanında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) devreye girer. HMK m.382’de bu tür işlerin çekişmesiz yargı işleri olduğu, m.383–386 arasında ise usulün basit şekilde yürütüleceği belirtilmiştir.

Kısaca, tevdi mahalli tayini davası TBK m.107 hükmüne dayanır, HMK m.382 vd. çerçevesinde sulh hukuk mahkemeleri tarafından basit usulle karara bağlanır. Bu düzenlemeler, borcunu ödemek isteyen kiracı gibi iyi niyetli borçluyu korumayı hedefler.


17.Alacaklının Temerrüdü ve Tevdi Mahalli Tayini İlişkisi

Alacaklının temerrüdü, borçlunun ödeme yapmak istemesine rağmen alacaklının borcu kabul etmemesi veya gerekli işbirliğini yapmaması durumudur. Örneğin, ev sahibinin kiracının ödediği parayı sebepsiz yere geri göndermesi ya da kira bedelini almaktan kaçınması alacaklının temerrüdü anlamına gelir.

Bu durumda borçlu, kendi yükümlülüğünü yerine getiremediği için tevdi mahalli tayini davası açma hakkına sahip olur. TBK m.107 açıkça, alacaklının temerrüde düşmesi halinde borcun tevdi yoluyla ifa edilebileceğini düzenlemiştir. Böylece kiracı, mahkemece belirlenen yere kira bedelini yatırarak hem borcunu ifa etmiş olur hem de faiz, gecikme cezası gibi ek yükümlülüklerden kurtulur.

Sonuç olarak, alacaklının temerrüdü ile tevdi mahalli tayini arasında doğrudan bir bağ vardır. Alacaklı ödeme kabul etmezse, borçlu mahkeme aracılığıyla tevdi işlemi yaparak borcunu yasal güvence altında yerine getirebilir.


18.Ev Sahibi Kirayı Almıyorsa Kiracının Yapması Gerekenler

Ev sahibi kira ödemesini kabul etmiyorsa, kiracının yapması gereken ilk adım durumu belgelendirmek ve pasif kalmamaktır. Kiracı, kira borcunu ödemek için her türlü girişimde bulunmalı ve bu girişimlerini kayıt altına almalıdır. Örneğin, kira sözleşmesinde belirtilen hesaba ödeme yapmaya çalışıp ev sahibinin bu parayı iade etmesi halinde banka dekontlarının mutlaka saklanması gerekir. Eğer ev sahibi banka hesabını kapatır ve yeni hesap bilgisi vermezse, kiracı noter aracılığıyla ihtar çekerek ödeme yapmak istediğini ve hesap bilgisini talep ettiğini resmî olarak bildirmelidir.

Ev sahibi kira bedelini ısrarla kabul etmiyorsa, kiracının en güvenli çözümü tevdi mahalli tayini davası açmaktır. Sulh hukuk mahkemesine yapılacak başvuru sonucunda kira bedelinin yatırılacağı resmi bir yer belirlenir. Mahkemenin kararına uygun şekilde kira ödemesi yapan kiracı artık borcunu hukuken ifa etmiş sayılır. Bu sayede ev sahibinin “kira ödenmedi” iddiası geçersiz hale gelir ve kiracı, haksız tahliye tehdidinden korunmuş olur.

Önemli olan nokta şudur: Kiracı, “ev sahibi kirayı almıyor” gerekçesiyle hiçbir ödeme yapmamak gibi bir hataya düşmemelidir. Aksi halde ev sahibi tahliye davası açabilir ve kiracıyı kira ödememekle suçlayabilir. Noter ihtarı, PTT aracılığıyla yapılan konutta ödeme denemeleri ve son çare olarak mahkemenin belirleyeceği tevdi yerine ödeme yapılması, kiracının haklarını güvence altına alacak adımlardır.


19.Ev Sahibi Kirayı Almazsa Kiracı Tahliye Edilebilir mi?

Bazı kötü niyetli ev sahipleri, kiracıyı çıkarmak için kirayı bilerek almamayı tercih edebilir. Bu durumda sıkça sorulan soru şudur: “Ev sahibi kirayı almazsa, kiracı temerrüde düşer mi ve tahliye edilebilir mi?”

Hukuken, ev sahibinin kirayı kabul etmemesi tek başına kiracıya karşı tahliye sebebi oluşturmaz. Ancak burada kiracının tavrı belirleyicidir. Eğer kiracı hiçbir girişimde bulunmaz, ödeme yaptığını ispat edemez ve tevdi mahalli tayini gibi yasal yolları kullanmazsa, ev sahibi tahliye davası açarak kiracıyı borcunu ödememekle suçlayabilir.

Buna karşılık kiracı, ödemek için girişimlerini belgeleyip mahkemeden tevdi mahalli tayini kararı aldırırsa, ev sahibinin bu planı sonuçsuz kalacaktır. Çünkü kiracı borcunu yasal olarak ödemiş kabul edilir ve alacaklı olan ev sahibi temerrüde düşmüş sayılır. Nitekim Yargıtay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, kiracı kira borcunu veya anahtar teslimini noter ya da mahkeme aracılığıyla gerçekleştirdiğinde temerrütten sorumlu tutulamaz.

Sonuç olarak: Ev sahibi kirayı almayı reddediyorsa, kiracı sulh hukuk mahkemesine başvurup tevdi mahalli tayini talep etmelidir. Bu adım, kiracının borcunu hukuka uygun şekilde yerine getirmesini sağlar ve haksız tahliye riskini tamamen ortadan kaldırır.


20.Tevdi Mahalli Tayini İçin Dava Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?

Tevdi mahalli tayini talebi için hazırlanacak dilekçe, genel dava dilekçelerine benzer yapıya sahip olsa da bazı özel noktalar içerir. Öncelikle dilekçe, görevli Sulh Hukuk Mahkemesi’ne hitaben yazılmalıdır. Başlangıç bölümünde “Talep Eden (Davacı)” ve “Karşı Taraf (Davalı)” bilgileri eksiksiz olarak yer almalı, konu kısmında ise “Tevdi Mahalli Tayini Talebi” ifadesi kullanılmalıdır.

Açıklamalar bölümünde, kira sözleşmesi ve yaşanan süreç kronolojik şekilde aktarılmalıdır. Örneğin, kiracının kira bedelini ödemek için girişimlerde bulunduğu, paranın banka hesabına yatırıldığı ancak ev sahibi tarafından iade edildiği ya da yeni hesap numarası verilmediği açıkça belirtilmelidir. Bu durumun alacaklının temerrüdü anlamına geldiği vurgulanmalı ve Türk Borçlar Kanunu m.107’ye dayanılarak kiracının tevdi hakkını kullanmak istediği açıklanmalıdır. Ardından mahkemeden, kira bedelinin yatırılacağı yerin belirlenmesi talep edilmelidir.

Hukuki nedenler kısmında TBK m.107–108 ve HMK m.382–384 hükümlerine atıf yapılmalıdır. Deliller arasında kira sözleşmesi, banka dekontları, noter ihtarları, PTT belgeleri veya diğer ödeme girişimlerini gösteren belgeler sunulmalıdır. Sonuç ve istem kısmında ise net bir şekilde: “Kira bedelinin yatırılacağı yerin mahkemece belirlenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ederim.” ifadesine yer verilmelidir.


Sonuç ve Değerlendirme

Ev sahibinin kira ödemesini kabul etmemesi halinde tevdi mahalli tayini davası, kiracının borcunu zamanında yerine getirmesi ve haksız yere temerrüde düşmesinin önüne geçilmesi için en etkili hukuki yollardan biridir. Mahkemenin belirlediği ödeme yeri aracılığıyla kiracı, kira bedelini usulüne uygun şekilde yatırarak sorumluluğunu yerine getirmiş sayılır. Bu süreç, diğer kira davalarına göre daha hızlı ve basit işlese de, başvuru koşullarının doğru değerlendirilmesi ve belgelerin eksiksiz sunulması oldukça önemlidir. Ayrıca, mahkeme kararına uygun olarak ödeme yapılması da kiracının hak kaybı yaşamaması açısından kritik rol oynar.

Kiracının mağduriyet yaşamaması için adımların dikkatle takip edilmesi gerekir. Özellikle dava sürecinin hukuki ayrıntılar içermesi nedeniyle, gerektiğinde uzman bir avukattan destek almak olası riskleri azaltır ve hak kayıplarının önüne geçer. Doğru şekilde ilerlenen bir süreçte tevdi mahalli tayini sayesinde kiracı, borcunu ifa etmiş kabul edilir ve ev sahibinin ödemeyi almaktan kaçınmasından kaynaklanabilecek tüm olumsuz sonuçlardan korunur.

Kira alacağının reddedilmesi, kira bedelinin iade edilmesi veya ödeme bilgilerinin gizlenmesi gibi hallerde başvurulabilen tevdi mahalli tayini, sulh hukuk mahkemelerinde basit usulle sonuçlanır ve genellikle kısa sürede karara bağlanır. Kiracı için bu dava, kira bedelini güvence altına almanın yanı sıra ev sahibinin kötü niyetli davranışlarını bertaraf etme imkânı sunar. Sonuç olarak, tevdi mahalli tayini davası hem kiracı hem de ev sahibi açısından kira ilişkisinde ortaya çıkabilecek ödeme ihtilaflarını çözmekte etkili ve pratik bir yol olup, kira borcunu güvenle ödemek isteyen kiracılar için hayati öneme sahiptir.

Tevdi mahalli tayini davası, kira sözleşmesinde ortaya çıkan ödeme ihtilaflarını çözmek için pratik ve güvenilir bir yöntemdir. Kiracı, kira bedelini sulh hukuk mahkemesinin belirlediği yere yatırarak hem borcunu öder hem de ev sahibinin kirayı almaması nedeniyle oluşabilecek tüm risklerden korunur. Bu yönüyle dava, kira borcunu zamanında ödemek isteyen kiracının hukuki güvencesi olarak öne çıkar.


Tevdi Mahalli Tayini Dava Dilekçesi Örneği

DAVACI: (Kiracı Adı – TCKN – Adres)
DAVALI: (Ev Sahibi Adı – Adres)
KONU: Türk Borçlar Kanunu m.107 kapsamında kira bedelinin yatırılacağı yerin belirlenmesi talebidir.

AÇIKLAMALAR:
Davacı ile davalı arasında … tarihinde imzalanan kira sözleşmesi uyarınca aylık … TL kira bedelinin ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davacı, … ayına ait kira bedelini davalının … Bankası’ndaki hesabına yatırmış, ancak davalı bu ödemeyi gerekçesiz şekilde iade etmiş ve yeni hesap bilgisi bildirmemiştir. Kiracı ödemeyi yapmak istemesine rağmen davalının bu tutumu nedeniyle edimini ifa edememektedir. Bu durum alacaklının temerrüdünü göstermektedir. Davacı, borcunu ifa etmek ve sorumluluktan kurtulmak amacıyla mahkemenize başvurma zorunluluğu duymuştur.

HUKUKİ NEDENLER: TBK m.107–108, HMK m.382–384 ve ilgili mevzuat.
DELİLLER: Kira sözleşmesi, banka dekontları, noter ihtarı, PTT belgeleri, yazışmalar.
SONUÇ ve İSTEM: Açıklanan nedenlerle kira bedelinin yatırılacağı yerin tayinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygıyla talep ederim.

Tarih – İmza


Bu dilekçe örneği, tevdi mahalli tayini davası için bir şablondur. Her olayın kendine özgü koşulları bulunduğundan dilekçenin somut olaya göre uyarlanması gerekir. Hukuki sürecin eksiksiz ilerlemesi için uzman bir avukattan destek almak faydalı olacaktır.


WhatsApp
Hemen Ara