

Bir yakınını kaybettikten sonra yaşanan üzüntüye ek olarak, yerine getirilmesi gereken resmî işlemler çoğu kişi için karmaşık gelebilir. Ancak bu işlemler, hem miras haklarının korunması hem de yasal yükümlülüklerin zamanında tamamlanması açısından büyük önem taşır. Ölüm belgesinin alınmasıyla başlayan süreç, veraset ilamı, miras intikali, veraset ve intikal vergisi beyanı ve gerekirse reddi miras başvurusu gibi aşamalardan oluşur. Bu adımların sırasına ve sürelerine dikkat edilmemesi, hem miras paylaşımında gecikmelere hem de idari para cezalarına yol açabilir.
Günümüzde ölüm sonrası yapılacak işlemler artık daha sistematik ve dijital altyapıya entegre biçimde yürütülmektedir. E-Devlet ve entegre tapu sistemleri sayesinde, mirasın intikali, vergi beyanı ve tapu devir işlemleri çok daha hızlı sonuçlanmaktadır. Bu rehber, hem vatandaşlar hem de hukuk profesyonelleri için, ölümden sonra yapılması gereken resmi işlemler konusunda adım adım yol gösterici bir kaynak niteliğindedir.
Vefat eden bir kişinin ardından yapılması gereken hukuki ve idari işlemler, belirli bir sıra ve yasal süreler içinde tamamlanmalıdır.
Bu rehberde, 2025 yılı itibarıyla geçerli olan ölüm sonrası resmi işlemleri, masrafları ve başvuru sürelerini adım adım bulabilirsiniz.
Vatandaşlar genellikle ölüm belgesi sürecinde karışıklık yaşayabilir. Bu nedenle, ölüm belgesi nereden alınır, kim verir, kaç günde çıkar gibi sorulara önceden yanıt aramak işleri kolaylaştırır. Belediyeler ve hastaneler bu süreçte rehberlik sağlar. Kısacası, ölüm belgesi vefat sonrası tüm resmi işlemlerin kapısını açan ilk adımdır.
Bir kişinin vefatının ardından yapılması gereken ilk işlem ölüm belgesinin alınmasıdır. Ölüm belgesi, hem defin işlemlerinin hem de miras sürecinin resmi başlangıç noktasıdır. Bu belge olmadan hiçbir resmi kurumda işlem yapılamaz. Eğer ölüm hastanede gerçekleşmişse, belge hastane yönetimince düzenlenir. Ancak ölüm hastane dışında olduysa, olayın meydana geldiği bölgenin bağlı bulunduğu belediye doktoru tarafından verilir.
Ölüm belgesi ölümün nedenini, tarihini ve yerini gösterir. Bu belgeyle birlikte nüfus müdürlüğü, SGK ve tapu gibi kurumlarda yapılacak işlemlerde kimlik doğrulaması sağlanır. Ölüm belgesi düzenlenmeden defin ruhsatı alınamaz; dolayısıyla cenaze işlemleri de gecikir.
Ölüm belgesi, vefatın resmi olarak kayıtlara geçmesini sağlar ve miras, tapu, banka işlemlerinin ilk adımıdır. Bu belge olmadan hiçbir resmî kurumda işlem yapılamaz.
Hastanede Ölüm: Vefat bir hastanede gerçekleşmişse, ölüm belgesi doğrudan hastane yönetimi tarafından düzenlenir.
Evde veya Hastane Dışı Ölüm: Vefat evde ya da açık alanda gerçekleşmişse, belediyenin sağlık birimince görevlendirilen doktor tarafından düzenlenir.
Not: Ölüm belgesi olmadan ne tapu devri, ne banka işlemi, ne de miras süreci başlatılabilir. Ölüm belgesinin alınmasının ardından, nüfus müdürlüğü tarafından ölüm tescili yapılır.
Vefat eden kişinin mallarına, taşınmazlarına ve alacaklarına kimin hak sahibi olacağını belirleyen belgeye veraset ilamı ya da diğer adıyla mirasçılık belgesi denir. Bu belge olmadan miras paylaşımı veya intikal işlemleri yapılamaz. Veraset ilamı iki farklı yolla alınabilir: Sulh Hukuk Mahkemesi veya noter üzerinden.
Sulh Hukuk Mahkemesi'nden alınan veraset ilamı genellikle 1 ila 14 gün arasında sonuçlanır. Masraflar arasında dava harcı, baro pulu ve vekalet ücreti bulunur; avukat aracılığıyla yapılırsa bu kalemler değişiklik gösterebilir. Noter aracılığıyla alındığında ise belge aynı gün içinde düzenlenir ancak ücretler mirasçı sayısına göre değişir.
Bu aşama, özellikle miras paylaşımı, banka hesaplarının açılması, tapu intikali ve SGK işlemleri gibi konular için zorunludur. Veraset ilamı alındıktan sonra mirasçılar birlikte veya tek tek işlem yapabilirler. Hukuki geçerliliği açısından noter ya da mahkeme belgesi fark etmeksizin aynı değere sahiptir.
Veraset ilamı, mirasçılık sıfatını ve miras paylarını gösteren belgedir. Vefat eden kişinin malvarlığı üzerinde hak sahibi olunduğunun kanıtıdır.
Nereden Alınır?
2025 GÜNCEL VERASET İLAMI MASRAFLARI
Sulh Hukuk Mahkemesi Üzerinden:
Toplam yaklaşık 2.570 TL (Vekil aracılığıyla yapılırsa değişiklik gösterebilir.)
Noter Üzerinden:
Not: Her iki yöntem de eşit hukuki geçerliliğe sahiptir. Ancak noter işlemi hızlıdır; mahkeme yolu ise daha ekonomik olabilir.
Vefat eden kişinin mallarının, taşınmazlarının ve haklarının mirasçılara geçmesi işlemi miras intikali olarak adlandırılır. Bu işlem için öncelikle veraset ilamının alınmış olması gerekir. Mirasçılardan biri tapu, noter veya ilgili kamu kurumuna başvurarak intikal işlemini başlatabilir.
Miras intikalinde amaç, murisin (vefat eden kişinin) üzerine kayıtlı tüm taşınır ve taşınmaz malların mirasçılara devredilmesidir. Bu süreçte tapu dairesi, vergi dairesi ve noter gibi kurumlar devreye girer. Tapuda intikal işlemi yapılmadan miras kalan mülk üzerinde satış, bağış veya paylaşım mümkün değildir.
Özellikle taşınmaz mallarda miras intikal vergisi ve tapu harcı gibi ödemeler yapılır. Bu işlemlerin eksiksiz tamamlanması, ileride çıkabilecek miras anlaşmazlıklarını önler. Günümüzde birçok kişi bu işlemi avukat aracılığıyla yürütmektedir. Böylece hem süre kısalır hem de hukuki hataların önüne geçilir.
Veraset ilamı alındıktan sonra, vefat eden kişinin üzerine kayıtlı taşınmaz, araç, banka hesabı veya diğer mallar mirasçılara devredilir.
İzlenecek Adımlar:
Tapu kayıtları güncellenmeden taşınmaz satışı veya devri yapılamaz. Bu nedenle, intikal işlemi ne kadar erken yapılırsa o kadar avantajlıdır.
Veraset ilamı alındıktan sonra, vefat eden kişinin üzerine kayıtlı taşınmaz, araç, banka hesabı veya diğer mallar mirasçılara devredilir.
İzlenecek Adımlar:
Tapu kayıtları güncellenmeden taşınmaz satışı veya devri yapılamaz. Bu nedenle, intikal işlemi ne kadar erken yapılırsa o kadar avantajlıdır.
Vefat eden kişinin ardından mirasçılar arasında ortaya çıkan miras ortaklığı, Türk Medenî Kanunu uyarınca yasadan doğan geçici bir ortaklıktır. Mirasın geçmesiyle birlikte tereke, yani miras bırakanın tüm malvarlığı değerleri ve borçları, mirasçılara elbirliği mülkiyeti (iştirak halinde mülkiyet) esasına göre geçer. Bu durumda hiçbir mirasçı, terekeye ait bir mal üzerinde tek başına tasarrufta bulunamaz. Ancak yasa, mirasçıları bu zorunlu ortaklık içinde sürekli tutmaz; onlara diledikleri anda mirasın paylaşılmasını (taksim) isteme hakkı tanır. Bu sayede, geçici nitelikteki miras ortaklığı sona erdirilerek her bir mirasçı kendi payı üzerinde tam hak sahibi olur.
Mirasın paylaşılması, iki farklı şekilde gerçekleşebilir: iradi paylaşma (mirasçıların anlaşmasıyla) ve mahkeme kararıyla paylaşma. Türk Medenî Kanunu’nun sisteminde asıl olan, mirasçıların kendi aralarında anlaşarak terekeyi paylaşmalarıdır. Bu iradi paylaşma da kendi içinde ikiye ayrılır: elden paylaşma ve paylaşma sözleşmesi. Elden paylaşmada mirasçılar, terekeye dâhil malları aralarında fiilen taksim eder; malların devri, taşınmazlar için tapuda tescil, araçlar için noter devri gibi ilgili hukuki işlemlerle tamamlanır. Elden paylaşma, herhangi bir şekil şartına tabi değildir; malın türüne göre ilgili devir işlemlerinin yapılması yeterlidir.
Mirasçılar, terekedeki malları fiilen devretmek yerine paylaşım konusunda sadece bir anlaşma yaparlarsa, bu durumda paylaşma sözleşmesi gündeme gelir. Paylaşma sözleşmesi, terekedeki malların veya borçların hangi mirasçıya tahsis edileceğini belirleyen, tüm mirasçıların oybirliğiyle yaptığı bir anlaşmadır. Bu sözleşmenin geçerliliği için adi yazılı şekil yeterlidir; bazı tereke unsurlarının devri için ayrıca resmî şekil gerekse bile, paylaşma sözleşmesinin kendisi yazılı yapılmalıdır. Ayrıca paylaşma sözleşmesinin terekedeki bütün malları kapsaması gerekmez; mirasçılar, sadece belirli mal veya haklar hakkında da paylaşma anlaşması yapabilir. Böylece miras, tarafların uzlaşmasıyla adil biçimde taksim edilerek elbirliği mülkiyeti sona erer ve mirasçıların her biri kendi payı üzerinde tam mülkiyet hakkını kazanır.
Vefat eden kişinin kendi iradesiyle düzenlediği vasiyetname, miras hukukunda büyük önem taşır ve ölüm sonrasında resmî olarak açılarak okunması gerekir. Vasiyetnamenin açılması süreci, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülür ve mirasın paylaşımında hukuki geçerlilik kazanması için bu aşama zorunludur. Murisin ölümünden sonra vasiyetnameyi elinde bulunduran kişi, belgeyi vakit kaybetmeden hakime teslim etmekle yükümlüdür. Bu kişi, vasiyetnameyi gizler ya da mahkemeye ulaştırmazsa, bundan doğacak zararlardan doğrudan sorumlu tutulur. Eğer vasiyetname noter huzurunda düzenlenmişse, mahkemeye teslim etme yükümlülüğü notere aittir ve bu görev yerine getirilmediğinde hukuki yaptırımlar uygulanabilir.
Vasiyetnamenin açılması, mirasın resmen paylaşılması sürecinin ilk adımlarındandır. Murisin ölümünden sonra, vasiyetname Sulh Hukuk Mahkemesi’ne teslim edilir ve mahkeme tarafından mühürlü şekilde açılır. Hakim, vasiyetnamenin içeriğini okur, resmî olarak inceler ve bu inceleme sonucunda ilgili mirasçılara, lehdarlara veya diğer ilgililere içeriğini bir ay içinde bildirir. Bu aşamada mahkeme, tüm ilgilileri davet eder; ancak vasiyetnamenin okunması sırasında hazır bulunmak zorunlu değildir.
Bu süreç, vasiyetnamenin geçerliliğini ve uygulanabilirliğini güvence altına alır. Vasiyetname açılmadan ve mahkemece onaylanmadan hiçbir hüküm doğurmaz. Bu nedenle, vasiyetnameyi elinde bulunduran kişilerin vakit kaybetmeden gerekli başvuruyu yapması, hem mirasın doğru şekilde paylaşılması hem de hukuki sorumluluktan kaçınılması açısından kritik öneme sahiptir. Vasiyetnamenin açılması işlemi, yalnızca mirasçılara bilgi verilmesiyle kalmaz; aynı zamanda murisin son iradesinin yasal zeminde yerine getirilmesini de sağlar.
Veraset ilamı, yalnızca mirasçıların kimler olduğunu gösterir; ölen kişinin malvarlığı bu belgede yer almaz. Mirasçılar, ölenin malvarlığını öğrenmek veya paylaşmak istediklerinde kapsamlı bir miras araştırması yapmalıdır. Bu araştırma; tapu kayıtlarından taşınmaz sorgulaması, Emniyet Genel Müdürlüğünden araç sorgulaması, bankalardan mevduat ve kiralık kasa bilgisi talebi, şirket hisseleri ve menkul kıymet sorgulamaları gibi birçok kaynaktan bilgi toplanmasını içerir.
Bu araştırma sayesinde, miras bırakanın sağlığında bazı mirasçıları kayıran muris muvazaası gibi adil olmayan işlemler yapıp yapmadığı da ortaya çıkarılabilir. Sürecin teknik ve karmaşık olması nedeniyle, deneyimli bir avukattan profesyonel destek almak süreci hızlandırır ve olası hak kayıplarını önler.
Ayrıca miras sadece malvarlığından değil, borçlardan da oluşabilir. Eğer tereke (miras) borca batıksa, yani borçlar mallardan fazlaysa, mirasçılar mirası reddetmek için 3 ay içerisinde sulh hukuk mahkemesinde dava açabilir. Bu yolla mirasçılar, ölenin borçlarından yasal olarak sorumluluktan kurtulabilirler.
Vefat eden kişinin durumu, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) mutlaka bildirilmelidir. Sigortalı, prim ödemekte veya emekli aylığı almakta iken vefat etmişse, hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için başvuru yapılması zorunludur.
Maaş bağlanacak kişilerden reşit ve ayırt etme gücü olanlar başvuruyu bizzat yapmalı; reşit olmayan veya kısıtlı olanların başvurusu ise yasal temsilcileri tarafından gerçekleştirilmelidir. Vekil aracılığıyla başvuru yapılacaksa vekaletname dilekçeye eklenmeli, ayrıca dilekçede avans talebi olup olmadığı ve ikamet adresi mutlaka belirtilmelidir.
Vefat eden kişinin adına kayıtlı araç veya bankada bulunan para, veraset ve intikal vergisi beyannamesine dahil edilmelidir. Beyannamede aracın ruhsat fotokopisi eklenmeli ve aracın değeri kasko bedeli üzerinden belirtilmelidir. Aracın kaskosu varsa, değer bilgisi sigorta şirketinden öğrenilebilir; kaskosu yoksa, Türkiye Sigortalar Birliği’nin marka-model bazlı rayiç bedel listesi esas alınmalıdır.
Bankada bulunan paralar için ise, öncelikle banka şubesinden bakiyeyi gösteren yazı alınmalı ve bu tutar beyannamede açıkça beyan edilmelidir.
Tüm bu işlemlerin ardından, veraset ilamı ve vergi dairesinden alınacak ilişik kesme (vergi borcu yoktur) yazısı ile birlikte noterde araç devri yapılabilir. Aynı belgelerle bankalardan da miras payına düşen tutarın aktarımı talep edilebilir.
Miras paylaşım sürecinde en çok karşılaşılan uyuşmazlıklardan biri, miras bırakanın sağlığında yaptığı işlemlerle bazı mirasçıları kayırması veya diğerlerinin haklarını zedelemesidir. Mirasçılar arasında adil paylaşımın sağlanması ve saklı paylı mirasçıların yasal haklarının korunması için muvazaa iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davası ve tenkis davaları büyük önem taşır. Bu davalar, miras bırakanın ölümünden sonra yapılan malvarlığı araştırmaları sırasında tespit edilen şüpheli devirlerin veya aşırı kazandırmaların iptali ve düzeltilmesi amacıyla açılır.
Muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil davası, miras bırakanın sağlığında yaptığı gerçek iradesini gizleyen işlemlerin iptal edilmesi amacıyla açılan bir davadır. En sık karşılaşılan örnek, miras bırakanın malını “satış” ya da “bağış” gibi göstererek aslında bir veya birkaç mirasçıyı kayırmak istemesidir. Bu tür işlemler, diğer mirasçıların miras hakkını zedelediği için, “muris muvazaası davası” yoluyla tapu iptali ve tescil talep edilebilir. Davayı, miras bırakanın ölümünden sonra hakları ihlal edilen mirasçılar açabilir.
Tenkis davası ise, miras bırakanın tasarruf oranını aşarak saklı pay sahibi mirasçıların haklarını ihlal ettiği durumlarda gündeme gelir. Türk Medeni Kanunu’na göre, miras bırakan belirli bir kısmı (tasarruf oranı) üzerinde dilediği gibi işlem yapabilir; ancak bu oranı aşan bağış veya kazandırmalar, saklı pay sahiplerinin payını azaltıyorsa tenkis davası açılabilir. Bu dava ile, yapılan kazandırmaların saklı pay oranına kadar indirimi (tenkisi) talep edilir.
Her iki dava türü de, mirasçılar arasındaki adaletsiz mal paylaşımını önlemeye yöneliktir. Muvazaa davası işlemin tamamen iptalini sağlarken, tenkis davası yapılan kazandırmanın sadece aşan kısmının geri alınmasını sağlar. Bu nedenle, hangi davanın açılacağı miras bırakanın yaptığı işlemin niteliğine göre belirlenmeli ve süreç mutlaka alanında uzman bir avukat tarafından yürütülmelidir.
Vefat sonrası süreç yalnızca miras, tapu veya SGK işlemleriyle sınırlı değildir. Ölen kişinin adına kayıtlı abonelikler, üyelikler, sigorta poliçeleri ve resmi kayıtların da güncellenmesi gerekir. Elektrik, su, doğalgaz ve internet gibi aboneliklerin iptali veya devri, hem ileride doğabilecek borç riskini önler hem de mirasçıların sorumluluğunu sınırlar. Ayrıca, ölen kişi adına kayıtlı e-Devlet hesapları, dijital platformlar veya üyeliklerin de yasal mirasçılar tarafından kontrol altına alınması önemlidir.
Bunun yanında, vergi dairesi ve belediye nezdinde yapılacak bildirimler de unutulmamalıdır. Mülkiyet veya araç gibi varlıkların devrinden önce, ilgili belediyeye ölüm bildirimi yapılmalı ve varsa emlak vergisi, çevre temizlik vergisi veya araç vergisi gibi yükümlülüklerin durumu kontrol edilmelidir. Aynı şekilde, veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmeden önce terekenin tam olarak belirlenmesi gerekir.
Son olarak, ölen kişinin varsa özel sağlık sigortası, bireysel emeklilik (BES) veya hayat sigortası sözleşmeleri de incelenmelidir. Bu poliçelerde ölüm halinde hak sahiplerine yapılacak ödemeler, genellikle doğrudan sigorta şirketine başvuru ile alınabilir. Belgelerin eksiksiz sunulması, ödemelerin kısa sürede tamamlanmasını sağlar. Bu işlemlerin tamamı, hem hukuki riskleri azaltır hem de mirasçıların süreci düzenli biçimde yürütmesine yardımcı olur.
1. Ölüm belgesi nereden alınır?
Ölüm belgesi, vefat eden kişinin ölümünün resmî olarak tescillenmesi için alınır. Hastane ortamında gerçekleşen ölümlerde belge doğrudan hastane tarafından düzenlenir. Evde ya da dış mekânda gerçekleşen ölümlerde ise belediyenin sağlık biriminden görevlendirilen doktor belgeyi verir. Ölüm belgesi olmadan tapu, banka veya miras işlemlerine başlanamaz.
2. Veraset ilamı nedir?
Veraset ilamı, vefat eden kişinin mirasçılarının kimler olduğunu ve miras paylarını gösteren resmî belgedir. Bu belge olmadan miras kalan taşınmazların, banka hesaplarının veya araçların devri yapılamaz. Veraset ilamı hem noterlerden hem de Sulh Hukuk Mahkemesi’nden alınabilir.
3. Veraset ilamı nereden alınır?
Veraset ilamı almak isteyen mirasçılar, noterliklere veya Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurabilir. Noter işlemi aynı gün sonuçlanırken, mahkeme başvuruları 1 ila 14 gün arasında tamamlanır. Her iki belge de aynı hukuki geçerliliğe sahiptir.
4. Veraset ilamı almak için gerekli belgeler nelerdir?
Veraset ilamı başvurusu için ölüm belgesi, nüfus kayıt örneği ve mirasçının kimlik fotokopisi gereklidir. Mahkeme başvurularında dilekçe ve harç makbuzu da sunulmalıdır. Avukat aracılığıyla işlem yapılması süreci hızlandırır.
5. Veraset ilamı noter masrafı ne kadar?
2025 itibarıyla noterlerde veraset ilamı ücreti bir nüsha için 2.185 TL, iki nüsha için 4.076 TL’dir. Ücret, mirasçı sayısına ve belge sayısına göre değişebilir. Noterlerde yapılan işlemler genellikle aynı gün içinde tamamlanır.
6. Mahkemeden veraset ilamı almanın masrafı nedir?
Sulh Hukuk Mahkemesi’nde veraset ilamı almak için ortalama 1.450 TL dava masrafı, 984,70 TL harç ve 138 TL baro pulu ödenir. Toplam yaklaşık 2.570 TL civarındadır ve dava masrafı genellikle iade edilir.
7. Miras intikali nedir?
Miras intikali, vefat eden kişinin malvarlığının mirasçılara resmî olarak geçmesini sağlayan tapu ve vergi işlemlerinin bütünüdür. Tapu devri yapılmadan taşınmaz satışı yapılamaz. Bu işlem için önce veraset ilamı alınması zorunludur.
8. Miras intikali nasıl yapılır?
Miras intikali için mirasçılardan biri belediyeden rayiç değer belgesi alır, vergi dairesine giderek veraset ve intikal vergisi öder, ardından tapuya başvurarak pay devrini tamamlar. İşlem sonunda taşınmaz mirasçılar adına tescil edilir.
9. Veraset ve intikal vergisi nedir?
Veraset ve intikal vergisi, miras kalan malların devri sırasında devlete ödenen vergidir. Bu vergi, mirasın toplam değeri üzerinden hesaplanır ve belirli oranlarda tahsil edilir. Beyanname verilmeden tapu işlemi yapılamaz.
10. Veraset ve intikal vergisi ne zaman ödenir?
Vergi, ölüm tarihinden itibaren Türkiye’de 4 ay, yurt dışında 6 ay içinde beyan edilmelidir. Beyanname verildikten sonra vergi, iki taksit halinde ödenir. Süresinde beyan edilmezse faiz ve vergi ziyaı cezası uygulanır.
11. Ölüm belgesi olmadan miras işlemi yapılabilir mi?
Hayır, ölüm belgesi olmadan hiçbir resmî kurumda işlem yapılamaz. Bu belge, ölümün resmî olarak tescil edildiğini gösterir ve mirasçılık sürecinin temelini oluşturur. Tüm kurumlar ölüm belgesini zorunlu belge olarak ister.
12. Mirasın reddi nasıl yapılır?
Mirasın reddi, vefat eden kişinin borçlarından sorumlu olmamak için yapılan bir işlemdir. Mirasçılar, ölümden itibaren 3 ay içinde Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dilekçeyle başvurmalıdır. Bu süre geçerse miras kabul edilmiş sayılır.
13. Reddi miras süresi ne kadardır?
Reddi miras süresi, mirasçının ölümü öğrendiği tarihten itibaren 3 aydır. Bu süre hak düşürücüdür; uzatılması mümkün değildir. Süresi içinde başvuru yapılmazsa miras borçlarıyla birlikte mirasçılara geçer.
14. Miras reddedilirse ne olur?
Miras reddedildiğinde, mirasçılar tüm borç ve mallardan feragat etmiş olur. Miras, sıradaki yasal mirasçılara geçer. Tüm yasal mirasçılar reddederse miras, devlete kalır. Reddi miras beyanı geri alınamaz.
15. Tapu intikali ne kadar sürer?
Tapu intikali, belgeler tam olduğu takdirde genellikle aynı gün tamamlanır. Ancak vergi borcu veya eksik belge varsa işlem süresi uzar. Tapu devri yapılmadan miras kalan taşınmaz üzerinde satış yapılamaz.
16. Tapu intikali yapılmazsa ne olur?
Tapu intikali yapılmadığında taşınmaz hâlâ vefat eden kişinin adına kayıtlı görünür. Bu durumda emlak vergisi cezaları oluşur ve mirasçılar malı satamaz. Ayrıca mirasçılar arasında paylaşım hukuken tamamlanmış sayılmaz.
17. Miras kalan araç nasıl devredilir?
Araç devri için öncelikle veraset ilamı alınmalı, ardından noter aracılığıyla devir işlemi yapılmalıdır. Araç üzerinde haciz, rehin veya vergi borcu varsa bunlar ödenmeden işlem tamamlanamaz. Araç devri tapu intikaliyle aynı mantıkla yürütülür.
18. Bankadaki miras parası nasıl çekilir?
Vefat eden kişinin bankadaki hesabındaki parayı çekebilmek için veraset ilamı ibraz edilmelidir. Bankalar, mirasçılık belgesi olmadan ödeme yapmaz. Ayrıca bazı durumlarda vergi borcu yoktur yazısı da istenebilir.
19. Yurt dışında ölen kişi için Türkiye’de veraset ilamı alınabilir mi?
Evet, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve yurt dışında vefat eden kişiler için de Türkiye’de veraset ilamı alınabilir. Ölüm belgesi ve yurt dışı ölüm kaydı tercümesiyle Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvuru yapılabilir.
20. Mirasçılar anlaşamazsa ne olur?
Mirasçılar arasında paylaşım konusunda uzlaşma sağlanamazsa, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası açılır. Bu dava sonucunda mal paylaştırılır veya satış yoluyla paraya çevrilerek paylar oranında bölüştürülür.
Vefat sonrası yapılacak işlemler, yalnızca bir bürokratik zorunluluk değil; aynı zamanda mirasın güvenli şekilde devri ve aile içi anlaşmazlıkların önlenmesi açısından da büyük önem taşır. Dijitalleşen sistemler sayesinde ölüm belgesi, veraset ilamı, miras intikali ve veraset ve intikal vergisi beyanı gibi işlemler artık çok daha hızlı yürütülmektedir. Her bir adımın yasal sürelere uygun yapılması, mirasçıların hem maddi haklarını korur hem de ileride çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların önüne geçer.
Bu makale, ölümden sonra yapılması gereken resmi işlemler konusunda hem vatandaşlara hem de hukuk profesyonellerine adım adım yol gösteren kapsamlı bir kaynaktır. Ölüm belgesinin düzenlenmesinden mirasın reddine kadar tüm aşamaların doğru sırayla tamamlanması, miras sürecinin sağlıklı ilerlemesini sağlar. Mirasın intikali, vergi beyanı ve tapu devri gibi işlemleri zamanında yapmak; hem vergi cezalarından kaçınmayı hem de mülkiyetin mirasçılara sorunsuz geçmesini temin eder.