OKULDA AKRAN ZORBALIĞI ŞİKAYETİ NASIL YAPILIR?

ÇOCUKLARA YÖNELİK ZORBALIK VE HUKUKİ MÜCADELE

 

Türkiye’de akran zorbalığı, siber zorbalık ve suça sürüklenen çocuklar üzerine yapılan araştırmalar, çocukların hem okul ortamında hem dijital dünyada giderek artan bir risk altında olduğunu gösteriyor. Son yıllarda bullying davranışlarının yaygınlaşması, çocuk hakları ihlallerini daha görünür hâle getirirken, hem okul zorbalığı hem de aile içi destek yetersizliği birçok öğrenciyi fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan kırılgan bir konuma sürüklüyor. İstatistiklere göre her üç çocuktan biri zorbalığa maruz kalıyor; aynı zamanda suça sürüklenen çocuk sayısının hızla artması, travmatik deneyimlerin uzun vadeli etkilerini ortaya koyuyor. Bu nedenle zorbalığın sadece pedagojik bir sorun değil, doğrudan hukuki süreç, toplumsal sorumluluk ve kurumsal müdahale gerektiren yapısal bir mesele olduğu açıkça görülüyor.

Bu kapsamda;

 

  1. ➔ Ailelerin farkındalık eksikliği,
  2. ➔ Okulların sorumluluklarını yeterince yerine getirmemesi,
  3. ➔ Çocuk koruma mekanizmalarının yetersiz kalması,

 

Öğrencilerin hem zorbalığa maruz kalmasını hem de suça yönelme ihtimalini artırıyor. Akran zorbalığı tazminat davası, disiplin cezaları, savcılığa suç duyurusu ve okul idaresine yapılan şikayetler, bu sürecin hukuki ayağını oluştururken; rehabilitasyon, psikolojik destek, aile içi iletişimin güçlendirilmesi ve erken müdahale programları çocukların yeniden güvenli bir sosyal çevreye kavuşması için büyük önem taşıyor. Tüm bu veriler, çocuk adalet sisteminin güçlendirilmesini, zorbalıkla mücadelede sıfır tolerans politikalarının geliştirilmesini ve toplumsal farkındalık çalışmalarının artırılmasını zorunlu kılıyor.

Avukata sor hattı için ➔ Tıklayın


AKRAN ZORBALIĞININ TANIMI VE NASIL GÖRÜNÜR?

 

Akran zorbalığı; bir ya da birden fazla öğrencinin, kendisinden fiziksel ya da psikolojik olarak daha güçsüz durumda olan çocukları, engelli veya özel gereksinimli öğrencileri bilinçli ve devamlı şekilde rahatsız etmesiyle ortaya çıkan bir saldırganlık davranışıdır. Bu durum, çoğu zaman mağdur öğrencinin kendisini koruyamayacak kadar güçsüz kaldığı, okul zorbalığının belirgin biçimde hissedildiği bir süreçtir.

Akran zorbalığını oluşturan birçok farklı eylem bulunmaktadır ve bu davranışların her biri çocuk üzerinde ciddi psikolojik şiddet etkisi yaratabilir:

 

  1. ➔ Fiziksel zorbalık: Tekme atmak, tokatlamak, itmek, çekiştirmek gibi doğrudan saldırı içeren davranışlardır.
  2. ➔ Sözel zorbalık: Alay etmek, isim takmak, küçük düşürmek, sataşmak veya incitici sözler söylemek.
  3. ➔ Dolaylı zorbalık: Dedikodu çıkarma, sosyal dışlanma, mağdurun arkadaş çevresinden uzaklaştırılması.
  4. ➔ Davranışsal zorbalık: Para veya eşya zorla alma, tehdit ederek el koyma, eşyaya zarar verme gibi eylemler.

 

Geçmişte de var olan bu davranışların, son yıllarda hem Türkiye’de hem de dünyada bullying ve mobbing benzeri okul içi saldırılar şeklinde artış gösterdiği bilinmektedir.


 

BULLYING OLARAK AKRAN ZORBALIĞI

 

Son dönemde akran zorbalığı için yaygın olarak kullanılan “bullying” terimi, çocuk gruplarının yalnız bir öğrenciye yönelttiği örgütlü saldırıları tanımlamak amacıyla Peter-Paul Heinemann tarafından detaylı biçimde incelenmiştir.

Başlangıçta “mobbing” kavramı çocuklar için kullanılsa da, zaman içerisinde mobbing iş yerindeki psikolojik tacizi ifade eder hale gelmiş; okul ortamındaki saldırgan davranışlar ise bullying olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

Bullying eylemleri; okul ortamında, iş yerlerinde, dini kurumlarda, askerî bölgelerde, akademik ortamlarda, huzurevlerinde, yetiştirme yurtlarında ve özellikle de siber zorbalık şeklinde dijital alanlarda görülmektedir. Göçmen çocuklar, engelli bireyler, azınlık grupları ve dezavantajlı çocuklar bu zorbalığa daha sık maruz kalabilmektedir.

UNICEF’in 6 Eylül 2018 tarihli raporuna göre, dünya genelindeki çocukların yarısı okulda veya çevresinde akran zorbalığı yaşamaktadır.

Bu davranışların her biri mağdur üzerinde ciddi psikolojik şiddet etkisi yaratır. Ne yazık ki, son yıllarda hem Türkiye’de hem dünyada akran zorbalığı vakaları belirgin şekilde artmıştır. Zorbalık sadece okullarda değil; kreşlerde, kurs ortamlarında, çocukların bulunduğu her sosyal alanda görülebilmektedir.


ZORBALIĞIN ÖZNELERİ VE SORUMLULUK ALANLARI

 

Okullardaki zorbalık vakaları değerlendirildiğinde dört temel öznenin rolü ortaya çıkar:

 

  1. ➔ Mağdur: Zorbalığa maruz kalan öğrenci.
  2. ➔ Okul Personeli: Öğretmenler, idareciler, rehberlik birimi ve hatta temizlik görevlisine kadar tüm personel – çünkü hepsi öğrenciyi koruma yükümlülüğü altındadır.
  3. ➔ Zorbalığı Uygulayan Öğrenci veya Öğrenciler: Davranışın faili olan çocuklar.
  4. ➔ Aileler: Hem mağdurun hem de zorbalığı yapan öğrencinin ailesi sürecin bir parçasıdır.

 

Görüldüğü üzere akran zorbalığı sadece “çocuklar arasındaki bir tartışma” değildir; eğitim bilimi, psikoloji, pedagoji ve hukuk gibi birçok disiplinin birlikte ele alması gereken çok boyutlu bir sorundur.


OKULLARDA ÖĞRENCİLERE YÖNELİK ZORBALIĞA KARŞI ŞİKAYET SÜRECİ

 

Okullar, çocukların akademik başarılarının yanında sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyen güvenli alanlar olmalıdır. Ancak fiziksel, sözlü ya da psikolojik baskı içeren akran zorbalığı, bu güvenli yapıyı zedeleyen ciddi bir tehdit olarak karşımıza çıkar. Öğrenci zorbalığı hem özgüveni zedeler hem okul başarısını düşürür hem de uzun süreli psikolojik travmalara yol açabilir. Bu nedenle velilerin, öğretmenlerin ve okul yönetimlerinin bu durumu hızlı ve etkin şekilde ele alması büyük önem taşır.

İstanbul gibi öğrenci nüfusunun yoğun olduğu şehirlerde zorbalık vakalarının daha sık görülebilmesi nedeniyle, öğrenciye yönelik zorbalık şikayeti dilekçesi ve yasal süreçlere dair bilgiye olan ihtiyaç da artmaktadır. İstanbul’da çalışan bir avukat olarak, velilerin en çok sorduğu sorular arasında “Akran zorbalığı şikayeti nereye yapılır?” ve “Okulda zorbalık cezası nasıl uygulanır?” gibi konular bulunmaktadır. Bu bölümde hem dilekçe hazırlama sürecini hem de zorbalık karşısında sahip olduğunuz hakları detaylı şekilde açıklıyoruz.


ZORBALIĞA KARŞI HUKUKİ ÇÖZÜM YOLLARI GEREKLİDİR?

 

Son yıllarda akran zorbalığı, yalnızca okul disipliniyle çözülemeyecek kadar ciddi bir problem haline geldiği için, veliler giderek daha fazla bir avukat veya uzman desteğine başvurmaktadır. Bunun en önemli nedeni, bazı okulların ya duyarsız kalması ya da gerekli disiplin mekanizmalarını işletmemesidir.

Bu kayıtsızlık sonucunda yasal yaptırımlar, en etkili çözüm yollarından biri olarak öne çıkmaktadır. Hukuki süreçler;

 

  1. ➔ Mağdur öğrencinin korunmasını,
  2. ➔ Zorbalığı yapan öğrencinin ve ailesinin sorumluluk üstlenmesini,
  3. ➔ Okul idaresinin yükümlülüklerini yerine getirmesi sağlar.

 

Bu nedenle zorbalık vakalarında hukuki yolların işletilmesi, hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sonuçlar açısından en etkili müdahale olarak değerlendirilmektedir.

Zorbalık belli bir yaşta “kendiliğinden geçen bir davranış” değildir; tam aksine, müdahale edilmediğinde ilerleyen yıllarda daha ciddi şiddet davranışlarına dönüşebilir. Bu yüzden hukuki süreçler:

 

  1. ➔ Çocuğun güvenliğini sağlar,
  2. ➔ Ailelerin haklarını korur,
  3. ➔ Okulların sorumluluk almasını sağlar,
  4. ➔ Zorbalığın caydırıcılığını artırır,
  5. ➔ Toplumsal farkındalık oluşturur.

 

Kısacası, akran zorbalığıyla mücadelede hukuki yollar artık zorunlu bir ihtiyaç hâline gelmiştir.


MEVZUATTA AKRAN ZORBALIĞI VE DİSİPLİN UYGULAMALARI

 

15 Kasım 2022 tarihli ve 32014 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği değişikliği, akran zorbalığına ilişkin önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu düzenleme ile okul zorbalığı disiplin maddeleri arasına alınmış; öğrenciler tarafından yapılan bu tür davranışlara yönelik disiplin cezası uygulanmasının önü açılmıştır. Böylece hem öğrencilerin korunması hem de okulların zorbalığa müdahale etme sorumluluğu daha net hale gelmiştir.

Türk hukukunda doğrudan “zorbalık” olarak adlandırılan bir suç tipi yer almasa da, zorbalık eylemleri farklı kanun maddeleri kapsamında korunmaktadır. Bu nedenle bir öğrenciye yapılan davranışlar çeşitli yasal sonuçlar doğurabilir ve mağdur çocuk ile ailesine hukuki süreç başlatma hakkı tanır.

 

  1. ➔  Anayasa’nın 42. maddesi, herkesin güvenli bir eğitim ortamına sahip olmasını şart koşar. Zorbalık bu hakkın ihlali niteliğindedir.
  2. ➔  Türk Medeni Kanunu 24. madde, öğrencinin kişilik haklarını güvence altına alır. Zorbalık; onur, şeref ve psikolojik bütünlüğe saldırı niteliği taşıdığı için manevi tazminat davasına konu olabilir.
  3. ➔  Türk Ceza Kanunu, zorbalık kapsamındaki pek çok eylemi suç sayar:

 

  1. ➔  Hakaret (m. 125) → sözlü saldırılar
  2. ➔   Tehdit (m. 106) → korkutma ve baskı
  3. ➔  Kasten yaralama (m. 86) → fiziksel zarar
  4. ➔  Eziyet (m. 96) → sürekli ve sistematik taciz
  5. ➔  Cinsel taciz (m. 105) → cinsel içerikli davranışlar

 

MEB yönetmelikleri, okul müdürlerine ve öğretmenlere öğrenciyi koruma yükümlülüğü getirir. Zorbalık halinde disiplin sürecinin işletilmesi zorunludur.

Türkiye’de akran zorbalığına maruz kalan çocukların, cinsiyet, dil, ırk veya inanç gibi nedenlerle baskıya uğradığı pek çok olay görülmektedir. Bu durum hem çocuk hakları hem de öğrenci güvenliği açısından hukuki yaptırımları gündeme getirmektedir. Son yıllarda artan olaylar, bazı okul idarelerinin gerekli tedbirleri almakta yetersiz kaldığını ortaya koyduğu için, mağdur öğrencilerin ve ailelerin hukuki yolları kullanması büyük önem taşımaktadır.

Akran zorbalığı; okul ortamında çocukların yaşıtları tarafından maruz kaldığı fiziksel, sözel ya da sosyal baskı ve saldırıları ifade eder. Bu tür okul zorbalığı, çocukların psikolojik sağlığı üzerinde uzun süre devam eden hasarlar bırakabilir. Bu nedenle akran zorbalığını önlemek hem ailelerin, hem okulların hem de tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Sağlıklı bir eğitim ortamı oluşturmak için uygulanabilecek temel yöntemler aşağıda yer almaktadır.


EMSAL YARGITAY VE DANIŞTAY KARARLARI

 

Zorbalık nedeniyle açılan davalarda Yargıtay ve Danıştay kararları hem veliler hem eğitim kurumları için yol göstericidir.

Danıştay 8. Daire, 2019 tarihli kararı: Bir öğrencinin zorbalığa uğraması üzerine okul yönetiminin yeterli önlem almaması değerlendirilmiş ve Danıştay, okulun öğrenci güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu, bu görev yerine getirilmezse idarenin tazminat sorumluluğu doğacağını belirtmiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2021 tarihli karar: Bir öğrencinin akran zorbalığı sonucu psikolojik travma yaşadığı olayda, Yargıtay zorbalığın kişilik haklarına saldırı oluşturduğuna hükmetmiş ve velinin manevi tazminat talebini haklı bulmuştur. Bu karar, “akran zorbalığı tazminat davası” için önemli bir emsal niteliğindedir.


ZORBALIĞA ŞİKAYET DİLEKÇESİ HAZIRLAMA VE BAŞVURU ADIMLARI

 

Zorbalığa uğrayan bir öğrenci için velinin izlemesi gereken hukuki süreç üç temel aşamadan oluşur. Bu adımlar, dilekçe yazımı ve sonrasındaki süreci doğru yönlendirmek için kritik öneme sahiptir.


1. OLAYLARIN BELGELENMESİ (EN ÖNEMLİ AŞAMA)

 

Zorbalık olaylarının kanıtlanması, hukuki sürecin kaderini belirler. Bu nedenle mümkün olan her delil toplanmalıdır:

 

  1. ➔  Tanık ifadeleri: Öğretmenler, öğrenciler veya veliler tarafından yapılan gözlemler.
  2. ➔  Mesajlar ve yazışmalar: Özellikle siber zorbalık şikayeti için önemlidir.
  3. ➔  Sağlık raporları: Fiziksel zarar veya psikolojik travmayı gösteren belgeler.
  4. ➔  Okul tutanakları: Zorbalığın yönetime bildirildiğine dair kayıtlar.

 

Not: Deliller ne kadar güçlü olursa, savcılık ve idare mahkemesi süreçleri o kadar kararlı yürür.


2. OKUL İDARESİNE RESMİ BAŞVURU

 

Toplanan bilgilerle birlikte okul yönetimine yazılı bir şikayet dilekçesi verilmelidir.

Dilekçede:

 

  1. ➔  Olayın detayları,
  2. ➔  Zorbalığı yapan öğrencilerin bilgileri,
  3. ➔  Okuldan beklentiler (disiplin, güvenlik tedbirleri, takip mekanizması) yer almalıdır.

 

Dilekçenin kaşeli ve imzalı bir suretini almak, ileride açılacak davalar için hayati bir delildir.


3. YASAL YOLLARA BAŞVURMA

 

Eğer okul müdürü zorbalığa kayıtsız kalırsa veya çözüm üretemezse velilerin başvurabileceği resmi yollar vardır:

Savcılığa suç duyurusu : Fiziksel şiddet, tehdit, hakaret gibi eylemler TCK kapsamında suç oluşturduğu için, savcılığa yapılacak bir başvuru failler hakkında cezai işlem başlatır. Bu süreçte bir ceza avukatı ile ilerlemek faydalıdır.

İdari ve tazminat davaları : Okul idaresi, yükümlülüğünü yerine getirmemişse idare mahkemesinde:

 

  1. ➔  İdari para cezası,
  2. ➔  Akran zorbalığı tazminat davası,
  3. ➔  Manevi tazminat

 

talep edilebilir. Zorbalığı yapan çocuk reşit değilse, tazminattan veli sorumludur.


AKRAN ZORBALIĞINA KARŞI FARKINDALIK OLUŞTURMA VE BİLGİLENDİRME SÜRECİ

 

Okullar, öğretmenler, öğrenciler ve veliler arasında akran zorbalığının ne olduğu, nasıl fark edildiği ve çocuklar üzerinde hangi etkileri bıraktığı konusunda düzenli bilgilendirme yapılmalıdır. Okul zorbalığının belirtilerinin tanınması, hem mağduru korumayı hem de erken müdahaleyi kolaylaştırır.

Zorbalıkla mücadelede başarılı olmanın yolu, öğrencilere empati kurmayı, iletişim becerilerini geliştirmeyi ve çatışma çözümü yöntemlerini öğreten eğitim programları uygulamaktan geçer. Bu programlar, çocukların sosyal becerilerini güçlendirerek psikolojik şiddetin önüne geçilmesini sağlar.

Akran zorbalığının ne olduğunu en sade şekilde tanımlamak gerekirse; bir veya birden fazla öğrencinin, fiziksel ya da psikolojik açıdan kendisinden daha güçsüz durumdaki çocukları, engelli veya özel gereksinimli bireyleri kasıtlı ve sürekli biçimde rahatsız etmesiyle ortaya çıkan saldırgan davranışlar bütünüdür. Bu şiddet davranışları, mağdur öğrencinin kendini savunamayacak hâlde olduğu, güç dengesinin açıkça bozulduğu bir zorbalık ortamı yaratır.


OKUL İÇİ ZORBALIK POLİTİKALARININ GÜÇLENDİRİLMESİ

 

Her okulun, zorbalığa karşı net bir politika belirlemesi ve bu kuralları tüm öğrencilere ve velilere duyurması gerekir. Okul idaresi, zorbalık davranışlarına sıfır tolerans gösterdiğini açıkça ortaya koymalı ve disiplin süreçlerini kararlı bir şekilde işletmelidir.

Bir zorbalık olayı yaşandığında nasıl raporlanacağı, nasıl soruşturulacağı ve hangi adımların izleneceği okul içinde açık bir prosedüre bağlanmalıdır. Öğrencilerin kendilerini güvende hissetmesi için bu süreçlerin şeffaf şekilde yürütülmesi önemlidir.


PSİKOLOJİK DESTEK VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ

 

Hem zorbalığa uğrayan öğrencilerin hem de zorbalığı yapan çocukların psikolojik destek alabilmesi gerekir. Mağdurlar, güvenli bir ortamda kendilerini ifade edebilmeli; zorbalığı yapanlar ise davranışlarının sonuçlarını anlayarak rehabilite edilebilmelidir.


ÖĞRENCİLERİN AKTİF KATILIMI VE AKRAN ARABULUCULUĞU

 

Öğrencilerin sürece dahil edilmesi, zorbalıkla mücadele programlarının etkisini artırır. Akran arabuluculuğu gibi uygulamalar, çocukların kendi aralarında anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmesini sağlayarak okul ortamında olumlu bir kültür oluşturur.


VELİLERİN SÜRECE DAHİL OLMASI

 

Veliler, çocuklarına zorbalığın ne olduğunu anlatmalı, siber zorbalık gibi yeni tehditler karşısında çocuklarını bilinçlendirmelidir. Okul ile veliler arasında düzenli iletişim kurulması, zorbalığın erken fark edilmesini ve etkili şekilde müdahale edilmesini sağlar.


TEKNOLOJİ KULLANIMI VE SİBER ZORBALIĞA KARŞI ÖNLEMLER

 

Dijital platformlarda artan siber zorbalık olayları nedeniyle öğrencilerin internet ve sosyal medya kullanımına dair bilinçlendirilmesi zorunludur. Okullar, siber zorbalıkla mücadele politikaları geliştirmeli ve öğrencilerin kişisel verilerinin güvenliği konusunda farkındalık oluşturmalıdır.


TOPLUMSAL DEĞİŞİM VE DESTEKLEYİCİ KÜLTÜR OLUŞTURMA

 

Akran zorbalığını ortadan kaldırmak yalnızca okulların değil, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğudur. Medya, sivil toplum kuruluşları ve politika yapıcılar; saygı, hoşgörü ve güven üzerine kurulu bir kültürü teşvik ederek çocuk hakları ve öğrenci güvenliğini korumaya katkı sağlamalıdır.


BÜTÜNCÜL YAKLAŞIMIN ÖNEMİ

 

Akran zorbalığı ile etkili mücadele, hem mağdurları koruyan hem zorbalığı yapanları iyileştiren hem de okul ortamını daha güvenli hale getiren kapsamlı bir yaklaşım gerektirir. Bu bütüncül yöntemler sayesinde hem çocukların psikolojik sağlığı hem de toplumda güven ve dayanışma kültürü güçlenecektir.


TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI VE ULUSAL YÜKÜMLÜLÜKLERİ

 

Türkiye, Avrupa Konseyi çocuk hakları sisteminin bir parçasıdır. Eğitim hakkı AİHS’nin 1 No’lu Protokolü’nde tanımlanmış olsa da Türkiye bu maddeye çekince koymuştur. Buna rağmen sözleşmenin 8. maddesi kapsamında özel hayata saygı hakkı, özellikle LGBTİ+ öğrenciler açısından Türkiye’nin korumakla yükümlü olduğu temel bir haktır. Bu hak, okul ortamında gerçekleşen her türlü zorbalığın önlenmesini de kapsamaktadır.


OKUL YÖNETİMLERİNİN SORUMLULUKLARI VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ

 

Okul yönetimleri, akran zorbalığını önleme ve öğrenci güvenliğini sağlama konusunda yasal olarak sorumludur. Bu yükümlülük; Anayasa, AİHS’nin 8. maddesi ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi çerçevesinde belirlenmiştir. Okul idaresi; zorbalığı önleyen stratejiler geliştirmek, disiplin hükümlerini uygulamak, farkındalık artırıcı eğitimler düzenlemek ve risk altındaki öğrencileri koruma altına almakla görevlidir. Bu önlemlerin alınmaması, hem idari hem hukuki açıdan sorumluluk doğurur.


ÇOCUKLAR HEM ZORBALIĞA HEM SUÇ RİSKİNE DAHA AÇIK ➔ SOMUT OLAYLAR

 

Türkiye’de çocukların son yıllarda hem akran zorbalığı hem de suça sürüklenme bakımından ciddi bir risk altındadır. Bu sorun yalnızca bireysel ihmalin sonucu değil; eğitimden sosyal politikalara, hukuki düzenlemelerden aile yapısına kadar pek çok alanı ilgilendiren sistemsel bir problem. “Bu tabloyu yalnızca çocuk davranışı olarak görmek büyük bir hata. Her açıdan ele alınması gereken çok katmanlı bir mesele ile karşı karşıyayız.” Bu nedenle, çocuk haklarının önemine dikkat çekmeliyiz.

TÜİK’in son raporuna göre; 

 

  1. ➔ 2023 yılında güvenlik birimlerine getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 612 bin 651’e yükseldi.
  2. ➔ Suça sürüklenen çocuk sayısı bir önceki yıla göre %13,3 arttı.
  3. ➔ Son 14 yılda ise bu sayı neredeyse iki katına çıkarak 83 bin 393’ten 178 bin 834’e ulaştı.
  4. ➔ En sık karşılaşılan suç türleri yaralama ve hırsızlık olurken, İstanbul suça sürüklenen çocuk sayısında ilk sıraya yerleşti. Rehabilitasyon kapasitesinin sınırlı olması ise çocuk adalet sistemi açısından ciddi bir eksiklik olarak öne çıkıyor.

TÜRKİYE’DE AKRAN ZORBALIĞI ALARM VERİYOR

 

Türkiye Çocuk Araştırması 2022’ye göre, 6–17 yaş arası çocukların önemli bir bölümü okul zorbalığı ile karşılaşıyor. TIMSS 2023 verilerine göre ise 4. sınıf öğrencilerinin %16’sı haftada en az bir kez zorbalığa maruz kalıyor. Türkiye genelindeki geniş çaplı araştırmalarda her üç çocuktan birinin zorbalığın doğrudan ya da dolaylı hedefi olduğu görülüyor. 62 ilde yapılan bir çalışmada ise bu oran %70’e kadar çıkıyor.

Siber zorbalık oranları da kaygı verici boyutta: Çocukların %50’si dijital ortamda en az bir kez zorbalığa maruz kalmış durumda. 11–14 yaş aralığında zorba oranı %15,8, mağdur oranı %15,3 iken hem zorbalık yapan hem de zorbalığa uğrayan çocukların oranı %10,3 olarak belirlendi.


ZORBALIĞIN SUÇA SÜRÜKLENME İLE BAĞI

 

Akran zorbalığı ile suça sürüklenme arasında güçlü bir bağlantı vardır:

“Zorbalık mağduru çocuklar, yaşadıkları psikolojik travmalar sebebiyle öfke, içe kapanma, yalnızlık ve özgüvensizlik gibi duygulara sürüklenebiliyor. Bu olumsuz duygular ilerleyen yıllarda çocuğun suça yönelme ihtimalini artırabiliyor.

Diğer taraftan suça sürüklenen çocukların önemli bir kısmı sosyal destekten yoksun. Okulda yaşadıkları zorbalık, ek bir dışlanma biçimi ve duygusal yaralanma yaratıyor.”

Zorbalığa uğrayan ya da zorbalık yapan çocuklar, şiddeti bir iletişim biçimi olarak benimseyebiliyor ve bu durum çocuk adalet sistemi için karmaşık bir tablo oluşturuyor. Mevcut hukuki ve kurumsal mekanizmalar ise çoğu zaman yeterli düzeyde işlemiyor.


AİLELERİN ROLÜ VE ÖNLEYİCİ ÇALIŞMALAR NEDEN ÖNEMLİ?

 

Akran zorbalığının önlenmesinde ebeveynlerin bilinçlendirilmesi ve aile içi bağların güçlendirilmesinin kritik bir yere sahiptir. Çünkü çocukların büyük bölümü zorbalığa maruz kaldığında bunu aileleriyle paylaşmıyor. Bu durum hem siber zorbalığı hem okul zorbalığını daha görünmez hâle getiriyor.

Uzmanlara göre etkili önleme stratejileri şunları içermeli:

 

  1. ➔ Okullarda zorbalığa karşı “sıfır tolerans” politikası uygulanması
  2. ➔ Rehberlik birimlerinin aktif müdahalesi
  3. ➔ Akran destek programları
  4. ➔ Erken müdahale mekanizmalarının kurulması
  5. ➔ STK’lar, psikolog dernekleri ve hukukçularla ortak kampanyaların yürütülmesi
  6. ➔ Yerel yönetimler bünyesinde “çocuk koruma meclisleri” kurulması

ÇOCUK ADALET SİSTEMİ GÜÇLENDİRİLMELİ

 

Sadece cezalandırma çözüm olmamakta; suça sürüklenen çocukları yalnızca cezalandırmak yetmez. Bu çocuklar rehabilite edilmeli, sesleri duyulmalı ve topluma yeniden kazandırılmalıdır. İçine kapanmış, dışlanmış her çocuğun görülmeye ve ikinci bir şansa ihtiyacı vardır.

Bu yaklaşım, hem akran zorbalığı mağdurlarının hem de zorbalık yapan çocukların güçlendirilmesi için çocuk adalet sisteminin daha kapsamlı ve duyarlı hâle getirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.


KONU HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

 

1. Akran zorbalığı nedir ve hangi davranışlar zorbalık kapsamına girer?

Akran zorbalığı; bir çocuğun başka bir çocuk tarafından sistematik, kasıtlı ve güç dengesizliğine dayalı şekilde fiziksel, sözel, sosyal veya siber yollarla zarar görmesi durumudur. Tekme atma, hakaret, alay etme, dışlama, tehdit, eşyaya zarar verme ve siber zorbalık gibi birçok davranış bu kapsamdadır. Bu tür okul zorbalığı çocuğun psikolojik sağlığını uzun vadede etkileyebilir.

2. Akran zorbalığı ile bullying arasındaki fark nedir?

Bullying, akran zorbalığının uluslararası literatürdeki karşılığıdır ve özellikle okul ortamlarında görülen sistematik saldırgan davranışları ifade eder. Türkiye’de “akran zorbalığı” kavramı daha yaygın kullanılırken, bullying genellikle psikolojik şiddet ve sosyal dışlama gibi modern zorbalık türlerini içeren bir üst kavramdır. Her iki tanım da çocuk hakları ihlallerine işaret eder.

3. Bir çocuk zorbalığa uğradığında veliler ilk olarak ne yapmalıdır?

Veli, zorbalığın tekrar etmesini önlemek için önce çocuğundan detaylı bilgi almalı, ardından olayları belgeleyerek okul idaresine yazılı başvuru yapmalıdır. Okul zorbalığı dilekçesinin kayıt altına alınması, sonraki hukuki süreçte önemli bir delil niteliği taşır. Ayrıca çocuğun psikolojik durumu değerlendirilerek gerekirse uzman desteği alınmalıdır.

4. Okul idaresi zorbalık durumunda ne yapmak zorundadır?

Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliklerine göre okul yönetimi, zorbalığa ilişkin her şikâyeti değerlendirmek, rehberlik servisini devreye sokmak ve disiplin sürecini işletmekle yükümlüdür. Okul müdürü zorbalığa kayıtsız kalırsa hem idari hem de hukuki sorumluluk doğabilir. Bu nedenle veliler dilekçe verdikten sonra süreci takip etmeli ve CİMER’e başvuruda bulunmalıdır.

5. Zorbalık nedeniyle savcılığa suç duyurusu yapılabilir mi?

Evet. Tehdit, hakaret, kasten yaralama, siber zorbalık ve kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi gibi eylemler Türk Ceza Kanunu kapsamında suçtur. Bu nedenle zorbalık durumunda Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu yapılabilir ve ceza soruşturması başlatılabilir. Suça sürüklenen çocuklar hakkında çocuk adalet sistemi devreye girer.

6. Akran zorbalığı için tazminat davası açılabilir mi?

Akran zorbalığı, öğrencinin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı için mağdur çocuk adına manevi tazminat davası açılabilir. Okulun ihmali varsa eğitim kurumu da sorumlu tutulabilir. Fail öğrenci reşit değilse tazminat sorumluluğu velisine aittir.

7. Siber zorbalık nasıl ispatlanır?

Siber zorbalığın en önemli delili ekran görüntüleri, mesaj kayıtları, sosyal medya yazışmaları ve dijital içeriklerdir. Bu kayıtlar silinse bile çoğu zaman teknik yollarla geri getirilebilir. Siber zorbalık şikâyeti hem okul yönetimine hem savcılığa hem de BTK'nın ihbar sistemine yapılabilir.

8. Okul zorbalığı nedeniyle okul değişikliği talep edilebilir mi?

Evet, zorbalığın devam ettiği durumlarda veliler rehberlik servisi ve okul müdürlüğü aracılığıyla öğrencinin güvenliğini sağlamak için okul değişikliği talebinde bulunabilir. Bu süreçte tıbbi raporlar, psikolojik değerlendirmeler ve yazılı şikâyetler önemli rol oynar. Gerektiğinde İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü devreye girer.

9. Zorbalığa uğrayan çocukta hangi psikolojik belirtiler görülebilir?

İçe kapanma, okula gitmek istememe, karın ağrısı, öfke patlamaları, özgüven kaybı, uyku bozukluğu ve akademik düşüş gibi belirtiler sıkça görülür. Zorbalığın uzun sürmesi durumunda travma, kaygı bozukluğu ve depresyon gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir. Çocuğun erken dönemde destek alması çok önemlidir.

10. Suça sürüklenen çocuk ne demektir?

Suça sürüklenen çocuk, bir suç işlediği iddiasıyla karakola veya savcılığa getirilen ve çocuk adalet sistemi kapsamında değerlendirilen kişidir. Çocuğun cezai sorumluluğu yaşına ve fiilin niteliğine göre belirlenir. Rehabilitasyon süreci cezadan daha önceliklidir.

11. Okul müdürü zorbalığa karşı önlem almazsa ne olur?

Okul müdürünün zorbalığa karşı hiçbir adım atmaması hem idari ihmaldir hem de hukuki yaptırım doğurabilir. Danıştay kararlarına göre okul, öğrencinin güvenliğini sağlamakla yükümlüdür ve ihmal durumunda tazminat sorumluluğu doğabilir. Bu nedenle veliler yazılı şikâyetlerini mutlaka kayıt altına almalıdır.

12. Akran zorbalığı hangi yaşlarda daha sık görülür?

Araştırmalar zorbalığın özellikle 10–16 yaş arasında yoğunlaştığını, erken ergenlik döneminde zirve yaptığını göstermektedir. Bu yaşlarda sosyal statü arayışı, kimlik gelişimi ve duygusal dalgalanmalar zorbalığı tetikleyebilir. Bu nedenle okullarda erken müdahale ve farkındalık programları önemlidir.

13. Zorbalık yapan çocuklar neden bu davranışı gösterir?

Zorbalık yapan çocuklar çoğu zaman özgüven sorunları, aile içi iletişim eksikliği, travmatik deneyimler veya sosyal kabul görme isteği nedeniyle bu davranışlara yönelebilir. Bazı çocuklar ise güç kazanmak veya grup içinde yer edinmek için saldırgan davranışları normalleştirir. Uzman değerlendirmesi sorunun temelini anlamada yardımcı olur.

14. Zorbalık mağduru çocuk nasıl korunabilir?

Öncelikle okulun güvenlik ve rehberlik mekanizmaları devreye sokulmalı, çocuk güvende hissettirilmelidir. Psikolojik destek sağlanması, gerekli disiplin cezalarının uygulanması ve velilerin süreci aktif takip etmesi gerekir. Gerekiyorsa hukuki süreç başlatılarak fail öğrencilerin davranışları kayıt altına alınmalıdır.

15. Zorbalık okul dışında gerçekleşirse süreç değişir mi?

Zorbalık okul dışında gerçekleşse bile okul zorbalığı kapsamında değerlendirilebilir çünkü olayın tarafları aynı öğrenci grubudur. Park, kurs, servis aracı veya sosyal medya ortamında yaşanan saldırılar da delillendirilebilir. Bu tür durumlarda savcılık, aile ve sosyal hizmetler birimleri devreye girebilir.

16. Çocuğum zorbalık yapıyorsa nasıl bir yol izlemeliyim?

Zorbalık yapan çocuk mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmelidir çünkü bu davranış çoğu zaman altta yatan başka bir sorunun dışavurumudur. Aile, öğretmen ve rehberlik servisi birlikte hareket ederek çocuğun davranış modelini değiştirecek bir rehberlik planı oluşturmalıdır. Amaç cezalandırmak değil, davranışı dönüştürmektir.

17. Siber zorbalık suç mudur?

Evet. Tehdit, şantaj, hakaret, kişisel verilerin izinsiz paylaşılması gibi fiiller Türk Ceza Kanunu kapsamında suç kabul edilir. Bu nedenle siber zorbalık tespit edildiğinde hukuki süreç başlatılabilir ve dijital deliller toplanmalıdır.

18. Zorbalıkla ilgili MEB’in disiplin cezaları nelerdir?

2022’de yapılan yönetmelik değişikliği ile akran zorbalığı okul disiplin maddelerine eklenmiştir. Kınama, kısa süreli uzaklaştırma ve uzun süreli uzaklaştırma gibi cezalar uygulanabilir. Cezanın türü, fiilin ağırlığına ve sürekliliğine göre değişir.

19. Zorbalık mağduru öğrenci için tazminat miktarı nasıl belirlenir?

Tazminat miktarı; olayın şiddetine, çocuğun psikolojik durumuna, okulun ihmal derecesine ve delillerin gücüne göre belirlenir. Yargıtay kararları, akran zorbalığı tazminat davasında manevi tazminatın kabul edilebileceğini gösteriyor. Bu nedenle raporlar ve belgeler büyük önem taşır.

20. Aileler zorbalıkla mücadelede nasıl bir rol oynamalıdır?

Aileler çocuklarını dinlemeli, davranış değişikliklerini gözlemlemeli ve okul ile sürekli iletişim içinde olmalıdır. Zorbalığın inkâr edilmesi veya küçümsenmesi sorunun büyümesine yol açar. Ebeveynlerin bilinçli yaklaşımı, hem okul zorbalığı hem siber zorbalık vakalarının önlenmesinde kritik rol oynar.


MİMOZA HUKUK BÜROSU OLARAK HUKUKİ HİZMETLERİMİZ

 

Mimoza Hukuk Bürosu olarak, çocuk hakları, akran zorbalığı, siber zorbalık, okul idaresinin sorumluluğu, tazminat davaları ve ceza soruşturmaları gibi hassas alanlarda profesyonel hukuki destek sunuyoruz. Eğitim ortamında yaşanan psikolojik şiddet, tehdit, hakaret, yaralama, kişisel verilerin izinsiz paylaşılması ve okul yönetiminin ihmali gibi durumlarda hem öğrenci hem veli haklarını korumaya yönelik kapsamlı bir yol haritası oluşturuyoruz. Bu süreçte delillerin toplanması, okul idaresine yapılacak başvurular, CİMER şikayetleri, disiplin süreçleri, savcılığa suç duyurusu ve akran zorbalığı tazminat davalarının her aşamasında müvekkillerimizin yanında oluyoruz. Amacımız, çocukların güvenli bir eğitim ortamında bulunmasını sağlamak ve ailelerin hukuki mücadelede kendilerini yalnız hissetmemesidir.

Ayrıca Mimoza Hukuk Bürosu, yalnızca hukuki süreçleri yürütmekle kalmaz; psikolojik destek ihtiyacı olan çocuklar için gerekli yönlendirmeleri yapar, okul zorbalığı ve suça sürüklenen çocuklar konusunda farkındalığı artıran bir yaklaşım benimser. Ceza hukuku, aile hukuku, iş hukuku, yabancılar hukuku, gayrimenkul ve ticaret hukuku gibi birçok alanda profesyonel avukatlık hizmeti sunarken, her başvuruyu özel olarak değerlendirir ve en doğru stratejiyle ilerleriz. Çocukların geleceğini, velilerin haklarını ve hukukun üstünlüğünü korumak için titizlikle çalışıyoruz.


İSTANBUL AVUKAT İLETİŞİM BİLGİLERİ

 

İstanbul Avukatı: Fatma Türkan Kamış
Telefon: 0532 685 61 40
Adres: AC MOMENT PLAZA / Soğanlık Yeni Mah. Baltacı Mehmet Paşa Sk. B Blok Kat:18 D NO:152, Kartal / İstanbul
Mail: mimozahukuk@gmail.com
Hizmet Alanları: Ceza, Boşanma, Gayrimenkul, İcra, Ticaret, Yabancılar, İş Hukuku

Avukata sor hattı için ➔ Tıklayın


SONUÇ

 

Akran zorbalığı, siber zorbalık ve suça sürüklenen çocuklar alanında yaşanan artış, hem eğitim sisteminin hem ailelerin hem de kurumların daha bilinçli ve kararlı adımlar atmasını zorunlu kılıyor. Mimoza Hukuk Bürosu olarak, çocuk haklarının korunmadığı bir ortamda sağlıklı bir toplumsal düzenin kurulamayacağını biliyoruz. Bu nedenle okul zorbalığı, psikolojik şiddet, tazminat talepleri, disiplin süreçleri ve savcılığa suç duyurusu gibi tüm hukuki mekanizmaları etkin şekilde kullanarak çocukların güvenli bir eğitim ortamına kavuşması için çalışıyoruz. Her çocuğun onurunun, güvenliğinin ve eğitim hakkının korunması, bizim için yalnızca bir hukuki görev değil; aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur.

Zorbalığa maruz kalan ya da zorbalık nedeniyle okul değişikliği talep eden öğrenciler için geliştirdiğimiz hukuki çözüm yolları; somut delillerin toplanmasından idari başvurulara, ceza soruşturmalarından akran zorbalığı tazminat davalarına kadar kapsamlı bir süreci içerir. Mimoza Hukuk Bürosu, ailelere yalnızca hukuki destek sunmakla kalmaz; çocukların psikolojik iyilik hâlinin yeniden güçlenebilmesi için gerekli yönlendirmeleri de yapar. Amacımız, her çocuğun güvenle büyüdüğü, eğitim aldığı ve kendini değerli hissettiği bir geleceği hep birlikte inşa etmektir.


WhatsApp
Hemen Ara