İŞÇİNİN ÇALIŞMA SÜRESİ SINIRLARI VE 270 SAATİ AŞAN FAZLA ÇALIŞMA

İŞÇİNİN ÇALIŞMA SÜRELERİ VE SINIRLARI

 

Türkiye’de işçinin çalışma süresi, İş Kanunu tarafından net biçimde tanımlanmış ve sınırlandırılmıştır. Bu düzenlemeler, işçinin dinlenme hakkını, iş güvenliğini ve yaşam dengesini koruma amacını taşır. Haftalık 45 saatlik çalışma süresi, günlük 11 saat sınırı, yıllık 270 saatlik fazla mesai limiti, mola ve dinlenme süreleriyle birlikte değerlendirilir. Bu sistem, hem işverenin verimliliğini hem de işçinin fiziksel ve ruhsal sağlığını korumaya yöneliktir. Ayrıca gece çalışmaları, kısmi ve yarım süreli iş modelleri gibi özel durumlar da yasada detaylı biçimde düzenlenmiştir.

Modern çalışma yaşamında en çok uyuşmazlık çıkan konuların başında fazla mesai, mola hakkı, ulusal bayram ücretleri ve dinlenme süreleri gelir. İşçi, bu hakların ihlali durumunda arabuluculuk ve iş mahkemesi süreçleriyle yasal koruma altındadır. Çalışma süreleriyle ilgili doğru bilgiye sahip olmak, hem işçinin hakkını bilmesini hem de işverenin cezai yaptırımlardan kaçınmasını sağlar. Bu nedenle çalışma süresi, günümüz iş hukukunun en temel ve en hassas konularından biri olarak karşımıza çıkar.

İş Kanunu’na göre işçinin yıllık fazla mesai süresi 270 saatle sınırlandırılmıştır ve bu sınırın aşılması, işverenin kanuna aykırı davrandığını gösterir. Ancak her durumda otomatik olarak “haklı fesih” hakkı doğmaz; işçinin bu fazla çalışmaların sürekliliğini, kendi rızasının dışında yapıldığını ve sağlık ya da özel yaşamını olumsuz etkilediğini ispatlaması gerekir. Dolayısıyla 270 saati aşan fazla mesai, haklı fesih için güçlü bir gerekçe olabilir ama her somut olay işçinin koşullarına ve mahkemenin değerlendirmesine göre ayrı ayrı ele alınır.

Yasal sınırlara rağmen, bazı işyerlerinde fiili çalışma süreleri daha uzun olabiliyor. Ancak bu durum işçinin aleyhine sonuç doğurmaz; zira fazla mesai kayıt altına alınmış veya ispat edilebiliyorsa, işçi geçmişe dönük alacaklarını talep edebilir.


İŞÇİNİN ÇALIŞMA SÜRESİ NEDİR? YASAL SINIRLAMALARI NEDİR?

 

Çalışma süresi, işçinin fiilen iş görme borcunu yerine getirdiği zaman dilimini ifade eder. İş Kanunu’na göre bu süre, işçinin işyerinde bulunarak işverenin emir ve talimatı altında geçirdiği zamanı kapsar. Bu, sadece üretim yapılan zamanı değil; hazırlık, bekleme, güvenlik kontrolü gibi işlemleri de içine alabilir.

Yasal olarak haftalık çalışma süresi 45 saati, günlük ise 11 saati geçemez. İşverenin bu sınırları aşması halinde işçi fazla mesai yapmış sayılır ve her fazla saat için yüzde 50 zamlı ücret talep etme hakkına sahip olur. Bu sınır, hem işçinin bedensel hem ruhsal sağlığını korumak için konulmuştur.

İşçinin dinlenme hakkı da bu kapsamda güvence altındadır. İşveren, işçiyi sürekli çalışmaya zorlayamaz veya izin haklarını kısıtlayamaz. Bu tür uygulamalar tespit edilirse, işçi hem iş müfettişine başvurarak hem de arabuluculuk yoluna giderek ve iş mahkemesine dava açarak hakkını arayabilir.

İşçinin rızası olsa dahi yıllık fazla mesai süresi 270 saati geçemez. İş Kanunu’na göre fazla mesai üst sınırı kamu düzenine ilişkin bir kuraldır ve tarafların anlaşmasıyla artırılamaz. Yani işveren “onay verdin” diyerek 270 saati aşan çalışmayı yasal hale getiremez; bu sınır aşıldığında işçi hem hak talep edebilir hem de iş sağlığı ve güvenliği açısından korunmuş olur.


İŞ KANUNUNDA HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRELERİ NEDİR?

 

İş Kanunu’na göre haftalık çalışma süresi en çok 45 saattir. Bu süre, işyerinde haftanın çalışılan günlerine eşit biçimde bölünebileceği gibi, farklı dağıtım şekilleriyle de uygulanabilir. Örneğin 5 gün 9 saat, 6 gün 7,5 saat çalışmak mümkündür.

İşveren, haftalık 45 saati aşmadığı sürece çalışma saatlerini kendi üretim ihtiyaçlarına göre planlayabilir. Ancak dengesiz bir dağılım yapılacaksa, bu durum mutlaka yazılı onayla ve işçinin rızasıyla düzenlenmelidir. Aksi halde fazla mesai alacağı ve işçinin kıdem tazminatı alarak işten ayrılma hakkı doğar.

Bu sınırların ihlal edilmesi, iş hukukunda sıkça rastlanan uyuşmazlıkların başında gelir. Özellikle vardiya sistemiyle çalışan işçilerde haftalık toplam sürenin 45 saati geçip geçmediği titizlikle hesaplanmalıdır.


FAZLA ÇALIŞMA SÜRELERİ VE YASAL SINIRLARI NEDİR?

 

Fazla çalışma, haftalık 45 saatin üzerindeki her çalışma anlamına gelir. Kanun, işçinin yılda en fazla 270 saat fazla mesai yapabileceğini belirtmiştir. Bu sınıra rağmen işveren fazla çalışmayı zorunlu hale getiremez; işçinin onayı gerekir.

Fazla mesai ücretleri normal saatlik ücretin yüzde 50 fazlasıyla ödenir. Örneğin işçinin saatlik ücreti 100 TL ise fazla mesai saati 150 TL olarak hesaplanır. Fazla mesai karşılığı ücret yerine serbest zaman da verilebilir.

Yasal sınırlar aşıldığında işçinin hem ücret hem de tazminat talep hakkı doğar. Ayrıca iş müfettişleri tarafından yapılan denetimlerde, fazla mesainin kayıtsız yürütülmesi işverene idari para cezası getirebilir.


GÜNLÜK ÇALIŞMA SÜRESİ KADAR OLMALI? HANGİ DURUMDA FAZLA ÇALIŞMA SAYILIR?

 

Günlük çalışma süresi, İş Kanunu’na göre en fazla 11 saat olabilir. İşveren bu sürenin üzerine çıkarsa, yapılan her dakika fazla mesai kapsamına girer. Günlük sınırın aşılması, işçinin dinlenme hakkını ihlal ettiği için iş kazası riskini artırır.

Çalışma süresi hesaplanırken, işe hazırlık, güvenlik kontrolü veya bekleme süreleri de dahil edilebilir. Bu nedenle işçinin fiilen çalışmadığı ancak işverenin emri altında bulunduğu zamanlar da çalışma süresi sayılır.

Günlük 11 saatin aşılması sadece fazla mesai değil, aynı zamanda iş güvenliği açısından da tehlikelidir. Yargıtay, bu sınırın sürekli ihlal edilmesini işçinin haklı fesih sebebi olarak kabul etmiştir.


GECE ÇALIŞMA SÜRELERİ NE OLMALIDIR VE HAMİLE İŞÇİLERE ÖZGÜ DURUMLAR NEDİR?

 

Gece çalışması, akşam saat 20.00’den sabah 06.00’ya kadar olan süreyi kapsar. İş Kanunu’na göre bir işçinin gece çalışması 7,5 saati geçemez. Bu sınır, işçinin biyolojik ritmini ve uyku düzenini korumak amacıyla getirilmiştir.

Gece vardiyalarında işçilere özel dinlenme süreleri tanınmalıdır. Özellikle vardiya değişimlerinde, işçiye en az 11 saat kesintisiz dinlenme hakkı verilmesi gerekir. Bu kurala uyulmaması, iş kazalarına zemin hazırlayabilir.

Hamile ve emziren kadın işçiler ise gece çalıştırılamaz. Sağlık raporları ve yönetmelikler bu konuda çok nettir. İşverenin bu yasağı ihlal etmesi hem idari para cezası hem de tazminat yükümlülüğü doğurur.


YASAL ARA DİNLENME SÜRELERİ NEDİR VE YASAL SINIRLAR, FAZLA ÇALIŞMA SÜRELERİ

 

Ara dinlenmesi, işçinin çalıştığı süre içinde yemek, çay molası veya dinlenme için verilen aradır. 4857 sayılı İş Kanunu madde 68’e göre, 4 saate kadar çalışmalarda en az 15 dakika, 4-7,5 saat arası çalışmalarda en az 30 dakika, 7,5 saatin üzerindeyse en az 1 saat ara dinlenmesi verilmelidir.

Bu süreler, işçinin verimliliğini artırdığı gibi, yorgunluğa bağlı iş kazalarını da azaltır. Ara dinlenmeleri iş süresinden sayılmaz; ancak işyerinde geçiriliyorsa, bazı durumlarda fiili çalışma süresi içinde kabul edilebilir.

Ara dinlenmesi kullandırılmadığında, işveren işçinin hakkını ihlal etmiş olur. Bu durumda işçi fazla çalışma ücreti veya iş akdinin haklı nedenle feshi hakkını kullanabilir.


MOLA HAKKI KULLANDIRILMAZSA İŞÇİNİN HAKLARI NELERDİR?

 

İş Kanunu’na göre işçiye mola hakkı kullandırılmaması ciddi bir ihlaldir. Ara dinlenmeleri, işçinin hem bedensel hem de ruhsal olarak yenilenmesini sağlar. Eğer işveren işçiye mola vermiyorsa, bu durum hem iş sağlığı ve güvenliği kurallarına hem de 4857 sayılı Kanun’un 68. maddesine aykırıdır.

Mola hakkı verilmeden çalıştırılan işçiler, bu süreleri fazla mesai olarak değerlendirebilir. Çünkü işçi fiilen dinlenemediği için, o süre zarfında çalışmaya devam etmiş sayılır. Bu durumda işçi, geçmişe dönük fazla mesai ücreti talep edebilir, arabuluculuk ve dava yoluna başvurabilir.

İşverenin bu uygulaması sürekli hale gelirse, işçi haklı nedenle iş sözleşmesini feshedip kıdem tazminatı talep edebilir. Ayrıca iş müfettişleri, mola hakkının sistematik biçimde engellendiği işyerlerine idari para cezası kesebilir.


ULUSAL BAYRAM VE GENEL TATİLLERDE İŞÇİNİN ÇALIŞMA SINIRLARI NEDİR?

 

Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma, istisna dışında yasak değil ancak sıkı kurallara tabidir. İşçi bu günlerde çalıştırılacaksa, işverenin mutlaka yazılı onayını alması gerekir. Onay olmadan yapılan çalışmalar, fazla mesai sayılır ve işçi iki kat ücret talep edebilir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 47. maddesi bu konuyu açıkça düzenler. İşçi ulusal bayram veya resmi tatil gününde çalışmasa da o günün ücretini tam olarak alır. Eğer çalışırsa, bir günlük ücretine ek olarak ayrıca bir günlük ücret daha hak eder.

Bazı sektörlerde (örneğin turizm, sağlık, güvenlik) bu günlerde çalışma zorunluluğu doğabilir. Ancak bu durum dahi işçiye ek ücret ödenmesi yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İşverenin tatil günlerinde fazla çalışmayı zorunlu tutması ise hukuka aykırıdır.


ÇALIŞMA SÜRELERİ NASIL HESAPLANIR? HAFTALIK, AYLIK ÇALIŞMA SINIRLARI NASIL OLMALIDIR?

 

Çalışma süresi hesaplanırken, işçinin haftalık toplam fiili çalışma saati esas alınır. Türkiye’de haftalık 45 saat sınırı, ay bazında yaklaşık 225 saate denk gelir. Bu sürenin üzerindeki her saat fazla mesai olarak değerlendirilir ve zamlı ücretle ödenmelidir.

İşverenler genellikle puantaj kayıtları, vardiya çizelgeleri veya dijital giriş-çıkış sistemleri üzerinden bu süreleri tespit eder. Ancak uygulamada kayıt dışı fazla mesai sıkça görülür. Bu durumda işçi, tanık beyanı veya yazılı belgelerle fazla çalışmayı ispatlayabilir.

Aylık veya haftalık planlama yapılırken, işverenin işçiye haftada en az bir gün kesintisiz 24 saat dinlenme hakkı tanıması gerekir. Bu hak, “hafta tatili” olarak bilinir ve çalışma süresinin doğal sınırıdır.


KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMANIN YASADA SINIRLARI NEDİR?

 

Kısmi süreli çalışma, tam zamanlı işin üçte ikisinden az olan çalışma biçimidir. Yani haftalık 30 saatten az çalışan bir işçi “kısmi süreli” sayılır. Bu model genellikle öğrenci, ebeveyn veya ikinci işte çalışan işçiler ile çocuğu ilkokul çağına kadar olan ebeveynler için tercih edilir.

İş Kanunu, kısmi süreli çalışan işçilerin tam zamanlı işçilere göre daha az hakka sahip olamayacağını güvence altına almıştır. Örneğin yıllık izin, kıdem tazminatı veya iş güvencesi gibi haklar, çalışılan süre oranında orantılı biçimde hesaplanır.

Kısmi çalışma, esnek istihdam modellerinin en önemlisidir. Ancak işveren bu modeli kötüye kullanamaz; örneğin fiilen tam gün çalıştırıp kısmi süreli gösterirse, bu durum muvazaa oluşturur ve işçinin hakları tam zamanlı işçi gibi hesaplanır.


YARIM SÜRELİ ÇALIŞMANIN YASADAKİ SINIRLARI NEDİR?

 

Yarım süreli çalışma, doğum sonrası ebeveynlere tanınan özel bir haktır. İşçi, doğumdan sonra çocuğunun bakımı için belli bir dönem yarı zamanlı çalışabilir. Bu süre ilk doğumda 60, ikinci doğumda 120, üçüncü ve sonraki doğumlarda 180 gündür.

Bu dönemde işçi haftalık çalışma süresinin yarısı kadar çalışır ve geri kalan süre için İş-Kur tarafından yarım çalışma ödeneği alır. Böylece hem gelir kaybı önlenir hem de ebeveynin çocuğuyla vakit geçirme hakkı korunur.

Yarım süreli çalışmada işverenin işçiyi işten çıkarma veya haklarını azaltma hakkı yoktur. İşçi bu süre sonunda tam zamanlı çalışmaya dönebilir; işveren bu talebi reddederse ayrımcılık tazminatı ödemek zorunda kalır.

Hukuki olarak fazla mesai, işçinin onayıyla yapılabilir ve bu durumda %50 zamlı ücret ödenmesi gerekir. Haftalık 45 saatin üzerindeki çalışmalar fazla mesai sayılır ve bir yılda toplamda 270 saati geçemez. Ancak işçi isterse ücret almak yerine serbest zaman da talep edebilir. Örneğin, 1 saatlik fazla mesaiye karşılık 1 saat 30 dakika izin kullanabilir. Ama dikkat: işveren, işçiye bu seçeneği zorla dayatamaz.


İŞÇİ HANGİ DURUMLARDA ÇALIŞMA SÜRESİNİ İŞYERİNDE GEÇİRMİŞ OLUR?

 

İşçinin çalışma süresi sadece üretim yaptığı zamanla sınırlı değildir. İşyerinde işe hazırlık, makine kontrolü, güvenlik taraması veya işveren talimatı bekleme gibi süreçler de çalışma süresine dahildir.

Yargıtay kararlarında, işçinin işverenin emir ve denetimi altında geçirdiği her dakika “çalışma süresi” olarak kabul edilmiştir. Örneğin vardiya öncesi giyinme veya vardiya bitiminde makine temizliği gibi işler fiilen çalışma süresidir.

Bu nedenle işverenin “fiilen çalışmadı” savunması çoğu zaman geçerli olmaz. İşçi bu sürelerin de ücretlendirilmesini talep edebilir. Bu tür detaylar, fazla mesai hesaplamasında büyük fark yaratabilir.


İŞÇİNİN ÇALIŞMA SÜRESİNDEN SAYILMAYAN DURUMLAR

 

Her ne kadar işçi işyerinde bulunsa da bazı zaman dilimleri çalışma süresinden sayılmaz. Örneğin ara dinlenmeleri, yemek molaları veya işçinin kendi özel ihtiyaçları için geçirdiği süreler bu kapsamdadır.

Ayrıca ev-iş arası ulaşım, işçinin kendi rızasıyla işe erken gelmesi ya da iş bitiminden sonra kişisel işlerini yapması da çalışma süresine dahil edilmez. Ancak işverenin talimatıyla yapılan beklemeler veya görevli seyahatler çalışma süresidir.

İşverenlerin bu farkı doğru anlaması önemlidir; aksi halde fazla mesai borcu doğabilir. İşçi de kendi çalışma süresinin hangi bölümlerinin ücretlendirileceğini bilerek hak kaybını önleyebilir.


GÜNLÜK ÇALIŞMA SINIRI OLAN 11 SAAT SINIRI AŞILIRSA NE OLUR?

 

Günlük 11 saatlik çalışma sınırı işçinin sağlığı için konulmuştur. Bu sınırın aşılması durumunda işveren hem idari para cezasına hem de iş kazası riskinin artmasına yol açabilir. İşçi de fazla mesai ücreti talep hakkına sahip olur.

Yargıtay, 11 saatin sistematik biçimde aşılmasını “işçiyi zorlayıcı ve yıpratıcı çalışma koşulu” olarak değerlendirir. Bu durum işçinin haklı nedenle fesih hakkını doğurur. Yani işçi istifa etse dahi kıdem tazminatına hak kazanır.

İş müfettişleri denetimlerinde günlük sınırın aşıldığını tespit ederse, işveren her işçi başına ceza öder. Bu nedenle işverenler vardiya planlarını mutlaka bu sınıra göre düzenlemelidir.


HAFTALIK ÇALIŞMA SINIRI OLAN 45 SAAT SINIRI AŞILIRSA NE OLUR?

 

Haftalık 45 saatlik sınır, iş hukukunun temel taşlarından biridir. Bu sınırın aşılması halinde yapılan her saat fazla mesai sayılır. İşçi bu süreler için zamlı ücret veya izin hakkı talep edebilir.

Sürekli 45 saatin üzerinde çalışma, işçinin bedensel ve ruhsal sağlığını tehdit eder. Bu nedenle İş Kanunu işverenin böyle bir uygulamayı alışkanlık haline getirmesini yasaklamıştır. Süreklilik kazanırsa, işçi haklı nedenle iş akdini feshedebilir.

Ayrıca fazla mesai kayıt dışı yürütülüyorsa, işçi geçmişe dönük 5 yıl içinde bu alacaklarını dava yoluyla talep edebilir. İşverenin “işçi kabul etti” savunması, yazılı onay yoksa geçersizdir.


YILLIK ÇALIŞMA SINIRI OLAN 270 SAAT SINIRI AŞILIRSA NE OLUR?

 

İş Kanunu’na göre işçinin yıllık fazla mesai süresi 270 saat ile sınırlandırılmıştır. İşçi, kendi rızası olsa dahi bu sınırın üzerinde çalıştırılamaz. Bu düzenleme, işçinin hem sağlığını korumak hem de iş-yaşam dengesini sağlamak amacıyla getirilmiştir. Dolayısıyla işveren, işçiyi 270 saatten fazla fazla mesaiye zorladığında, işçi haklı nedenle iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatına hak kazanabilir. Ayrıca işçi, geçmişe dönük 5 yıllık fazla mesai ücretlerini de talep edebilir.

Bu hakların kullanılabilmesi için işçinin fazla mesai yaptığını ispatlaması gerekir. Fazla mesai, genellikle işyeri kayıtları, puantaj çizelgeleri, bordrolar veya işyerine giriş-çıkış kayıtlarıyla kanıtlanır. Eğer bu belgeler mevcut değilse, işçi tanık beyanlarıyla da iddiasını destekleyebilir. Mahkemeler, özellikle bordrolarda fazla mesai ödemesi görünmüyorsa ve işçi bu bordroları ihtirazi kayıt koymadan imzalamışsa, yine de tanık deliline dayanarak fazla mesaiyi kabul edebilir. Bu nedenle ispat konusu, fazla mesai davalarında en kritik noktadır.

İş Kanunu’na göre bir işçi yılda en fazla 270 saat fazla çalışma yapabilir. Bu sınır, işçinin sağlığını korumak ve sömürüyü önlemek için konulmuştur. 270 saati aşan her fazla mesai hukuka aykırıdır.

İşverenin 270 saatin üzerinde fazla çalışma yaptırması, sadece idari para cezası değil, aynı zamanda işçinin tazminat hakkını da doğurur. İşçi bu sınırın aşıldığını ispatlarsa, hem fazla mesai ücreti hem de manevi tazminat talep edebilir.

Uygulamada birçok işyerinde bu sınır fiilen aşılsa da, kayıt tutulmadığı için fark edilmez. Bu nedenle işçilerin çalışma saatlerini düzenli olarak not etmesi ve gerektiğinde arabuluculuk başvurusunda bulunması önemlidir.


ÇALIŞMA SÜRESİNE İLİŞKİN ARABULUCULUK SÜRECİ

 

Fazla mesai, mola, gece çalışması veya izin hakkı gibi konularda çıkan uyuşmazlıklar önce arabuluculuk sürecine götürülür. Arabuluculuk, işçi ve işveren arasında mahkemeye gitmeden anlaşmayı hedefleyen zorunlu bir aşamadır.

Bu süreçte işçi, fazla mesai ücretleri, ulusal bayram ücretleri veya mola hakkı gibi taleplerini delilleriyle birlikte sunar. Arabulucu tarafları uzlaştırmaya çalışır; anlaşma sağlanırsa protokol düzenlenir ve mahkeme kararı hükmündedir.

Anlaşma sağlanamazsa, işçi arabuluculuk son tutanağıyla iş mahkemesine başvurabilir. Bu belge, davanın açılabilmesi için zorunludur. Arabuluculuk genellikle birkaç hafta içinde sonuçlanır ve birçok uyuşmazlık bu aşamada çözülür.


İŞ MAHKEMESİ DAVA SÜRECİ

 

Arabuluculukta sonuç alınamazsa, işçi iş mahkemesinde dava açabilir. Dava dilekçesinde fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ücreti gibi talepler açıkça belirtilmelidir. Mahkeme, bordro, tanık, puantaj gibi delilleri inceler.

İş mahkemeleri genellikle hızlı yargılama usulü uygular, ancak delil durumuna göre süreç birkaç ay ile bir yıl arasında sürebilir. İşçi haklı bulunursa, geriye dönük 5 yıla kadar fazla mesai ve diğer ücret alacakları faiziyle birlikte ödenir.

Mahkeme kararı kesinleştiğinde, işçi alacaklarını icra yoluyla tahsil edebilir. Bu süreç iş hukukunun en önemli güvencelerinden biridir ve işçiye emeğinin karşılığını alabilmesi için yasal bir koruma sağlar.


KONU HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

 

1. Haftalık çalışma süresi kaç saattir?
İş Kanunu’na göre haftalık çalışma süresi en fazla 45 saattir. Bu sınır aşıldığında yapılan her çalışma fazla mesai sayılır ve yüzde 50 zamlı ücretle ödenir. İşverenin bu süreyi sürekli aşırması işçinin haklı fesih nedenidir.

2. Günlük çalışma süresi ne kadar olmalıdır?
Günlük çalışma süresi 11 saati geçemez. Bu süreye yemek molası dahil edilmez. 11 saatin üzerindeki her saat fazla çalışma olarak değerlendirilir ve işçi buna itiraz edebilir.

3. Fazla mesai için işçinin onayı gerekir mi?
Evet, işveren fazla mesai yaptırmadan önce işçinin yazılı onayını almak zorundadır. Onay olmadan yapılan fazla çalışmalar hukuken geçersizdir ve işçi bu süreler için ayrıca ücret talep edebilir.

4. Fazla mesai ücreti nasıl hesaplanır?
İşçinin saatlik brüt ücreti bulunur ve yüzde 50 zamlı olarak ödenir. Örneğin saatlik 100 TL ücret alan işçiye, fazla mesai saati başına 150 TL ödenmelidir.

5. Gece çalışma süresi kaç saattir?
Gece çalışması 20.00–06.00 saatleri arasında yapılır ve en fazla 7,5 saat olabilir. Bu sınır, işçinin biyolojik düzenini korumak amacıyla getirilmiştir.

6. Hamile işçiler gece çalıştırılabilir mi?
Hayır, hamile ve emziren kadın işçiler gece vardiyasında çalıştırılamaz. Bu yasağa rağmen çalıştırma tespit edilirse işveren idari para cezası ve tazminat ödemek zorundadır.

7. Ara dinlenme süresi ne kadardır?
4 saate kadar çalışmalarda 15 dakika, 4-7,5 saat arası çalışmalarda 30 dakika, 7,5 saatin üzerindeki çalışmalarda ise en az 1 saat ara dinlenmesi verilmelidir.

8. Mola süresi çalışma süresinden sayılır mı?
Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz; ancak işçi işyerinden ayrılamıyorsa, bu süreler de fiili çalışma süresi olarak kabul edilir.

9. Mola hakkı kullandırılmayan işçi ne yapabilir?
İşçi önce işvereni yazılı olarak uyarabilir, sonuç alamazsa arabuluculuk ve ardından iş mahkemesi yoluyla fazla mesai alacağı talep edebilir.

10. İşçi hafta tatiline çıkmazsa ne olur?
Hafta tatili 24 saat kesintisiz dinlenme hakkıdır. Bu hakkın kullandırılmaması halinde, işçi hem hafta tatili ücretini hem de fazla çalışma ücretini talep edebilir.

11. Resmî tatil günlerinde çalışmak zorunlu mu?
Hayır, işçi rıza göstermedikçe resmî tatilde çalıştırılamaz. Çalışırsa o gün için iki yevmiye alır.

12. Ulusal bayramda çalışan işçiye ne kadar ücret ödenir?
Ulusal bayram veya genel tatilde çalışan işçiye bir günlük ücretine ek olarak bir günlük daha ücret ödenmelidir.

13. Kısmi süreli çalışma nedir?
Kısmi süreli çalışma, haftalık 30 saatin altında yapılan iştir. Bu durumda işçinin hakları, tam zamanlı işçiye göre orantılı şekilde hesaplanır.

14. Yarım süreli çalışma kimlere tanınır?
Doğum sonrası ebeveynlere tanınan yarım süreli çalışma hakkı, çocuğun bakımını kolaylaştırmak için düzenlenmiştir ve belirli süreyle uygulanır.

15. 11 saatlik günlük sınır aşılırsa ne olur?
Günlük 11 saatin sistematik olarak aşılması, işçinin haklı fesih hakkını doğurur. İşçi bu durumda kıdem tazminatına hak kazanır.

16. 45 saatlik haftalık sınır aşılırsa işveren ceza alır mı?
Evet, iş müfettişleri tarafından yapılan denetimlerde sınırın aşıldığı tespit edilirse işverene idari para cezası uygulanır.

17. Yıllık 270 saat sınırı neden önemlidir?
Bu sınır, işçinin yılda en fazla ne kadar fazla çalışma yapabileceğini belirler. 270 saatin üzerindeki fazla mesailer hukuka aykırıdır.

18. İşçinin dinlenme hakkı neden korunur?
Dinlenme hakkı işçinin sağlığı için zorunludur. Yorgunluk, iş kazalarına ve verim kaybına yol açtığı için kanun bu hakkı güvence altına almıştır.

19. Çalışma süresi nasıl ispat edilir?
Puantaj kayıtları, giriş-çıkış kartları, vardiya çizelgeleri veya tanık beyanlarıyla ispatlanabilir. Yazılı delil olmasa bile tanık anlatımları mahkemede geçerlidir.

20. İşveren fazla mesaiyi gizlerse işçi ne yapabilir?
İşçi, fiili çalışma süresini belgeleyerek arabuluculuk veya dava yoluyla ücret alacağını talep edebilir. İşveren bordroları manipüle etmişse bu durum suç teşkil eder.

21. İşçi gece vardiyasından gündüze geçmek isteyebilir mi?
Evet, uzun süre gece çalışması yapan işçi sağlık gerekçesiyle gündüz vardiyasına geçme talebinde bulunabilir. İşverenin bunu reddetmesi ayrımcılık sayılır.

22. Ara dinlenmesi verilmeden çalışan işçinin tazminat hakkı var mı?
Evet, mola hakkı verilmeyen işçi iş akdini haklı nedenle feshedip kıdem tazminatı alabilir. Bu hak, işçinin anayasal dinlenme hakkının bir parçasıdır.

23. İşveren mola hakkını parayla telafi edebilir mi?
Hayır, mola hakkı ücretle değiştirilemez. Bu süre mutlaka fiilen dinlenme olarak kullandırılmalıdır.

24. İşçinin işe erken gelmesi çalışma süresinden sayılır mı?
Eğer işverenin talimatıyla erken geliyorsa sayılır, kendi isteğiyle geliyorsa sayılmaz. Bu fark, fazla mesai hesabında belirleyicidir.

25. İşyerinde bekleme süresi çalışma süresine dahil midir?
İşçi, işverenin emri altında bekliyorsa bu süre çalışma süresinden sayılır. Örneğin vardiya öncesi araç beklemek bu kapsamdadır.

26. İşveren fazla mesaiyi izinle telafi edebilir mi?
Evet, işçi onay verirse fazla mesai yerine serbest zaman kullanabilir. Ancak bu izin altı ay içinde kullandırılmalıdır.

27. İşçi fazla mesai alacağını ne kadar süreyle talep edebilir?
Zamanaşımı süresi beş yıldır. İşçi, geçmiş beş yıla ait fazla mesai alacaklarını dava yoluyla isteyebilir.

28. Arabuluculuk sürecinde anlaşma olmazsa ne olur?
Anlaşma sağlanamazsa arabulucu son tutanak düzenler ve işçi bu belgeyle iş mahkemesinde dava açabilir.

29. İş mahkemesinde fazla mesai nasıl ispatlanır?
Tanık, vardiya çizelgesi, güvenlik kayıtları, e-posta veya mesaj gibi her türlü belge delil olarak kullanılabilir. Mahkeme bunları birlikte değerlendirir.

30. İşverenin çalışma süresi ihlali iş kazası sayılır mı?
Eğer aşırı çalışma yorgunluk ve dikkat kaybına neden olup kazayı doğurmuşsa, bu durum iş kazası olarak değerlendirilir. İşçi bu durumda hem tazminat hem SGK desteği alabilir.


SONUÇ

 

İşçinin çalışma süresi, dinlenme hakkı, fazla mesai, ulusal bayram ücreti, gece vardiyası ve mola düzeni, Türkiye’de iş hukukunun temel koruma alanları arasında yer alır. 4857 sayılı İş Kanunu, bu hakları hem işçinin sağlığını hem de işverenin üretim planını dengeleyecek biçimde düzenlemiştir. Haftalık 45 saat, günlük 11 saat ve yıllık 270 saatlik sınırlar, işçinin emeğinin korunmasını sağlayan yasal güvenlik çerçevesini oluşturur. Bu sınırların aşılması halinde işçi, fazla mesai ücreti, tazminat ve haklı fesih gibi önemli yasal imkanlardan yararlanabilir.

Fazla mesai, yani haftalık 45 saati aşan çalışmalar, işçilerin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını ciddi şekilde etkileyebiliyor. Güney Kore’de yapılan bir araştırmaya göre, haftada 52 saatin üzerinde çalışan kişilerin beyin yapısı bile değişiyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ise aşırı çalışma her yıl 800.000’den fazla kişinin ölümüne neden oluyor. Bu ölümler genellikle kalp-damar hastalıkları, metabolik sorunlar, depresyon ve anksiyete gibi ciddi sağlık problemleriyle ilişkilendiriliyor.

Sonuç olarak, çalışma süreleri yalnızca rakamsal sınırlardan ibaret değildir; aynı zamanda işçinin yaşam kalitesi, aile düzeni ve psikolojik sağlığı açısından da belirleyicidir. İşverenin yasal sınırlara uyması, iş kazalarının azalması ve iş barışının korunması için zorunludur. İşçi ise haklarını bilerek gerektiğinde arabuluculuk veya iş mahkemesi yoluyla koruma altına alabilir. Böylece çalışma süresi, sadece bir zaman ölçüsü değil, adil ve insanca çalışma yaşamının temel güvencesi haline gelir.

Bazı çalışanlar için fazla mesai yaptırılması yasaktır. 18 yaş altı kişiler, gebe ve emziren kadınlar, kısmi süreli çalışanlar, sağlık durumu elverişsiz olanlar ve fazla mesaiye onay vermeyen kişiler için bu kural geçerlidir. Eğer işçiye fazla mesai ücreti ödenmezse veya eksik ödenirse, bu durumda işçi işten haklı nedenle ayrılıp hem kıdem tazminatını hem de işsizlik maaşını alabilir.


WhatsApp
Hemen Ara