- 08 / March 2024
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi (ÖKBS), bir kimsenin bakım ihtiyacı olduğunda yapılır. Kişiler, yaşamlarının sonuna kadar bakımının görülmesi adına bir başkasıyla anlaşma yapmaktadır. ÖKBS, günümüzde daha çok muris muvazaası şeklinde yapılmaktadır. Ancak, muavazaalı bir devir varsa, tapu iptali ve tescil davasının açılması mümkündür. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi saklı pay sahiplerinin haklarını ihlal ediyorsa tenkis davası da açılabilir. Diğer taraftan, ölünceye kadar bakma sözleşmesi şartları varsa geçerli olacaktır. Aksi halde geçersizliği gündeme gelecektir.
1. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Niçin Yapılır?
Kişiler, ekonomik olarak iyi olmalarına karşın, yaşlı olmaları ya da hastalıkları nedeniyle bakıma ihtiyaç duyabilirler. Bu hallerde, kendi bakımlarını gerçekleştirememekte ve kendilerini güvende hissetmezler. Böylece kendilerine bakacak, gereksinimlerini karşılayacak ve kendileriyle yakından ilgilenecek kimseleri yanında isterler.
Bakıma ihtiyacı bulunan kimseler, ÖKBS’yle, mallarının tümü ya da bir bölümünü, bakımının yapılması karşılığında devir borcu altına girmektedir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle, sözleşmenin iki tarafı borç altına girer. Ancak sözleşme, tarafların şansına da bağlıdır. Çünkü, sözleşme yapılması üzerine taraflardan birisi çok yaşamazsa karşı taraf daha fazla bakım üstlenmek zorunda kalmaz. Ancak, kendisine vaat edilen malları edinebilir. Ya da bunun tam tersi gerçekleşebilir. Yani kişilerin uzun yıllar bir başkasının bakımını görmesi gerekebilir.
Bakım borçlusu, bakımını yapacağı kişiden aldığı malvarlığı değerine göre ve bakımını üstlendiği kişinin sosyal durumunu dikkate alarak, bakım gerçekleştirmelidir. Bakım alacaklısı da mallarını devreden taraftır. Alacaklı, kendisine baktırma karşılığında mallarının tamamını ya da bir kısmını devir borcu altına girmektedir. Ancak ölünceye kadar bakma sözleşmesi saklı pay sahiplerinin haklarına zarar vermemelidir.
2. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Şartları ve Şekil Koşulu
Türk Borçlar Kanunu md. 612 uyarınca ölünceye kadar bakma sözleşmesi resmi şekilde yapılmalıdır. Bu sözleşme miras sözleşmesi şeklinde yapılır. Ancak sözleşmenin devlet tarafından tanınan bir bakım kurumunca, mevzuatta öngörülen şartlarda yapılmış olması halinde, adi yazılı şekilde de yapılabilir. Bunun dışındaki durumlarda ise miras sözleşmesinin şekil şartlarına uyulmalıdır. Aksi halde sözleşme geçersiz sayılır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi şartları varsa geçerli olacaktır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi noter aracılığıyla yapılmaktadır. Gerekli koşulları taşımayan ölünceye kadar bakma sözleşmesi geçerli sayılmamaktadır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi şartları yerine getirilirse, bir taraf ölünceye kadar bakım yükümlülüğü altına girmekte, diğer taraf mal devri borcu altına girmektedir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi şartları şunlardır;
- Karşılıklı bir sözleşme olmalıdır. Tarafların her ikisinin de borç altına girdiği bir sözleşme olduğundan, taraf iradesinin sözleşmeye yansıtılması önemlidir.
- Bakımı üstlenen ve kendisine bakım yapılacak kimsenin, sözleşme yapma yetkisi bulunmalıdır.
- Sözleşme yazılı şekilde yapılmalıdır. Sözleşmenin resmi vasiyetname şeklinde yapılması nedeniyle, iki tanığın resmi memur huzurunda bulundurulması gerekir. Tanıklar, sözleşmenin sağlıklı bir şekilde yapıldığına şahitlik yapmakta ve imza atmaktadır.
- Sözleşme karşılığında verilecek mallar, bakımı yapılacak kişinin olmalıdır. Sözleşmenin konusu olan malların, bakım borçlusunun olması gerekir. Başka kimselerin malları, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin konusu yapılamaz. Taşınmazlar üzerinde bulunan hakların, sözleşmeyle devri yapılamaz.
- Taraflar, sözleşmeyle aynı evde yaşamak üzere anlaşmalıdır. Ancak, bunun tersi de kararlaştırılabilir. Bakımı yapılacak olan ve bakım yapacak kişi, sözleşme uyarınca aynı evde yaşamalı. Fakat, tarafların bunun tersi bir düzenlemeye gitmesi mümkündür.
3. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Tarafları
Kişiler, mallarının tümünü ya da bir kısmını bir kimseye devrederek, ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapabilir. Bu durumda bir tarafta bakım üstelenen kişi, diğer tarafta da mal devri borcu altına giren kimse bulunmaktadır.
Bakımı üstlenen ve kendisine bakılacak kişi arasında akrabalık ya da karı-koca ilişkisi olabilir. Bunda bir kısıtlama bulunmadığından kan bağı olsun olmasın herkes sözleşmenin tarafı olabilir.
3.1. Bakım Alacaklısı
Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin taraflarından birisi bakım alacaklısıdır. Bu kimse mallarının bir kısmını devretme borcu altına girmektedir. Bakım alacaklısı ölümüne kadar bakımını üstlenmesi için bir başkasıyla sözleşme yapmaktadır. Bu kapsamda ölümüne kadar bakım, gözetim ve gereksinimlerinin karşılanmasına mukabil mallarının tümü ya da bir kısmını devir borcu altına girmektedir.
Bakım alacaklısı yaşlı ya da hastalığı nedeniyle ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapmak isteyebilir. Bu sözleşmeyle ölümüne kadar bakılacağı konusunda taahhüt alır ve bakım borçlusuna mallarının tümünü ya da bir kısmını aktarır.
3.2.Bakım Borçlusu
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapan taraflardan bir diğeri bakım borçlusudur. Bu kimse başka bir kimseye ölünceye kadar bakmayı taahhüt etmektedir. Bu kapsamda bakım alacaklısının ölmesine kadar bakım, gözetim ve gereksinimlerini karşılamayı üstlenmektedir. Bu nedenle sözleşmenin bu tarafına bakım borçlusu denilmiştir.
4. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Sona Ermesi
4.1. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinden Dönme
Sözleşmenin tarafları bazı hallerde ihbar süresi verip sözleşmeden dönebilir. TBK’ nın 616. maddesine göre aşağıdaki durumlarda tarafların yükümlülükleri arasında orantısızlık bulunduğunu fark eden tarafın sözleşmeden süresiz olarak dönme hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla her zaman için sözleşmeden dönebilir ve borcu sona erer. Buna göre;
- Bakım üstlenen taraf ile alacaklının yükümlülükleri arasında önemli bir orantısızlık bulunmalıdır.
- Sözleşmeden dolayı daha fazla kazanç sağlayan kimse bunun bağış amaçlı verildiğini ispat edememelidir.
Yükümlülükler arasında dengesizlik olduğunu fark edince fesih bildirimi yapılır. Fesihten 6 ay sonra, ÖBKS kendiliğinden geçmişse etkili şekilde sona erer.
TBK’ nın 617. maddesine göre ÖBKS’ nın ihbar süresi vermeden feshi düzenlenmiştir. Buna göre iki durumda ihbar öneli vermeden sözleşme feshedilebilir. Bunlardan birisi, sözleşme nedeniyle doğan borçlarını ihlal etmesinden dolayı sözleşmenin kabul edilemez hale gelmesi halidir. Diğeri ise önemli bir nedenin ortaya çıkması halinde sözleşmenin devamının imkansız olması durumudur. Bu hallerde ihbar süresi verilmeden sözleşme feshedilebilir.
4.2. Bakım Borçlusunun Ölmesi ile Sözleşmenin Feshi
ÖBKS’ nin yapılması sonrasında, bakım üstlenen kimse ölürse, alacaklının 1 yıl içerisinde sözleşmeyi fesih yetkisi bulunmaktadır.
4.3. Bakım Borçlusunun İflası
Sözleşmeyi imzaladıktan sonra, bakımı üstlenen taraf iflas etmiş olabilir. Bu durumda alacaklı, sözleşmede öngörülen anapara değerindeki alacağını iflas masasına kayıt ettirebilir. Sözleşmenin alacaklı tarafı, iflas sürecinde, alacağını öncelikli olarak talepte bulunabilir.
4.4. Tarafların Anlaşmasıyla Sözleşmenin Ortadan Kaldırılması
Sözleşmenin tarafları, daha sonra yeni bir anlaşmaya vararak, ÖKBS’ yi sona erdirebilir. Sözleşmenin geçerliliği için resmi şeklin gerekmesine karşın, ortadan kaldırılabilmesi adi yazılı şekilde yapılabilir.
5. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin İptali ve Tenkis Davası
ÖKBS’ nin iptali TBK md. 615 uyarınca gerçekleşmektedir. ÖKBS nedeniyle, nafaka yükümlüsü olduğu kimselere karşı yükümlülüklerini ifa olanağını kaybetmiş olabilir. Bu durumda nafakadan yararlananlarca sözleşmenin iptal edilmesi sağlanabilir.
Nafaka alacaklısı bu yönde talepte bulununca, mahkemece, bakım borçlusunun yerine getireceği edimlerle mahsup yapılır. Bu şekilde, bakım alacaklısının, nafaka vermesi gerekli kimselere, nafaka ödemesine karar verilebilir. Mahkemenin bu kararı üzerine, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin devamı sağlanır. Ancak, sözleşmeyle tarafların yükümlülüklerinde değişiklikler olmaktadır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi saklı pay sahipleri açısından önemlidir. Şayet bu kimseler ÖKBS nedeniyle zarara uğradıkları düşüncesinde ise sözleşmeyi yargı yoluna götürebilir. Bu kimseler tenkis davasıyla haklarını koruyabilir. Böylece, bakım alacaklısının mallarının saklı pay oranında tenkisi sağlanır. Sözgelimi malvarlığının tümü yalnızca bir yazlık ev olan bir kimse, bu evini bir kimseye OKBS ile devretmişse, saklı pay sahipleri tenkis davası açabilir. Böylece hakları korunmuş olur.
Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin, çoğunlukla bir kimsenin ölmeden önce mirasçılarından mal kaçırma kastıyla yapıldığı görülmektedir. Ancak mal kaçırma kastı olduğunda mirastan mal kaçırma fiili nedeniyle tapu iptal ve tescil davasının açılması gerekecektir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi saklı pay sahiplerinin haklarını ihlali ediyorsa, bu kimselerin tenkis davası açması mümkündür.
6. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesiyle Gerçekleşen Muris Muvazaasının İptali
Kişiler, başkalarına göstermek amacıyla sözleşme ya da başka bir hukuki işlem yaptıklarında, bu işlemin arkasında farklı hukuki sonuçların ortaya çıkmasını isterler. Bu durum hukukta muvazaa olarak tanımlanmaktadır. Mirastan mal kaçırma da muvazaalı bir işlem olup mirasbırakan ölmeden önce yaptığı bazı işlemlerle mirasçılarından mal kaçırmaktadır. Böylece mirasçılarının, mirasından mahrum kalmasına neden olmaktadır. Bu durumda, mal kaçırma kastıyla, mirasçıları aldatarak başka bir gizli işlem yapmaktadır. Bu gizli işlemle, gerçekteki işlemi gizleyerek, mirasçıların tepkisini almak ya da hukuki yollara başvurmalarına engel olmak istemektedir. Bu konuda “mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) isimli makalemizi okuyabilirsiniz.
Mirasbırakanın gerçekte bağış yapmasına karşın görünüşte OKBS yapması mümkündür. Bu durumda mirastan mal kaçırma kastının bulunduğu söylenebilir. Buna göre görüntü vermek amacıyla yapılan ÖKBS’nin tarafların gerçek iradesiyle ilgisi yoktur. Bu nedenle OKBS işlemi geçersiz olmaktadır.
Görünüşte yapılan OKBS, tarafların gerçek iradesini yansıtmadığından muvazaalı olacaktır. Bu şekilde, OKBS’ ye dayalı olarak yapılan tescilin de yolsuz olduğu söylenebilecektir. Böylece de muvazaaya dayalı yapılan bu işlem hakkında Asliye Hukuk Mahkemesine tapu iptal ve tescil davası açılabilecektir. Ayrıca OKBS geçersiz olduğundan, tapu iptal ve tescil davasını açmak için bir süre sınırı da bulunmamaktadır.
Mirasçıların ispatlaması gerekli husus mirasbırakanın mirastan mal kaçırma kastıyla hareket ettiğidir. Buna göre davada, mirasbırakanın gerçekte bağış yapmak isteği bir taşınmazın, OKBS gibi gösterilmesiyle, muvazaalı bir işlem yapıldığının ispatlanması gerekmektedir. Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaptıysa ispat edilmesi gerekli hususlar vardır. Bunlar;
- Murisin gerçekte bakıma muhtaç olmadığı,
- Mirasbırakanın taşınmazını devrettiği kişinin mirasbırakanın bakımını üstlenmediği,
- Murisin gerçekteki amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğudur.