saklı pay, saklı paylı mirasçı, yasal mirasçı, atanmış mirasçı, miras paylaşımı, mirastan feragat, mirasın reddi, reddi miras, mirasın reddedilmesi, bağışlamanın geri alınması, bağışlama sözleşmesi, hibe, ölünceye kadar bakma sözleşmesi, ölünceye kadar bakma sözleşmesi saklı pay, ölünceye kadar bakma sözleşmesi şartları, ölünceye kadar bakma sözleşmesi iptali

BAĞIŞLAMA (HİBE) SÖZLEŞMESİ VE BAĞIŞLAMANIN GERİ ALINMASI – 2024

Bir kimse, sağlar arası sonuçları olacak şekilde mal varlığının bir kısmını bir başkasına bağışlama sözleşmesiyle bağışlayabilir. Bu bağışlama işlemi karşılıksız kazandırma olup iki taraflı bir sözleşmeyle olur. Ancak, bağışlama sözleşmesiyle yalnızca bir taraf karşılıksız kazandırma borcu altına girer. Makalede bağışlama sözleşmesi ve bağışlamanın geri alınması hakkında bilgilere yer vereceğiz.


1. GENEL OLARAK

Bağışlama sözleşmesinin geçerli olması için bağışlama yapacak kişinin fiil ehliyetinin olması gerekir. Bağışlama işlemi karşılıksız olduğundan TMK bağışlayanı korumuş ve tam fiil ehliyetini şart koşmuştur. Bu nedenle sadece tam fiil ehliyeti olanlar bağışlama sözleşmesi yapma hakkına sahiptir. Bağışlayan tarafın, borcunu yerine getirmemesi nedeniyle sorumluluğu azaltılmıştır.

Bağışlananın fiil ehliyeti yoksa fakat ayırt etme gücü varsa, karşılıksız kazandırmaları kabul edebilir. Ancak bağışlananın yasal temsilcisinin bağışlamayı yasaklaması ya da bağışlanan şeyin iadesini isterse, bağışlama ortadan kalkmaktadır.

Mirasın reddi ya da daha edinilmeyen bir haktan vazgeçilmesi bağışlama sözleşmesinin konusu olmaz. Bunun yanı sıra ahlaki bir ödevin ifası da bağışlama sözleşmesinin konusunu oluşturamaz.

Bağışlayanın borç ödemekten aczi ya da iflası durumunda, bağışlama borcu kendiliğinden sona ermektedir.


2. BAĞIŞLAMA SÖZLEŞMESİNDE TARAF EHLİYETİ

Bağışlama sözleşmesi tek tarafa borç yüklemektedir. Bu nedenle ehliyet konusunda bağışlayan ve bağışlanan açısından farklı bir değerlendirme yapmak gerekir.


2.1. BAĞIŞLAYANIN TAM EHLİYETLİ OLMASI GEREKİR

Bağışlayan, bağışlama yaptığında karşılıksız bir kazandırma borcu altına girer. Kendisi karşılıksız kazandırma yapmış olur yani bağışlanandan bir karşılık almaz. Dolayısıyla mal varlığında bir azalma olacak ancak bir karşılık almayacaktır. Kanunda bağışlayanı koruyucu hükümler vardır. Buna göre bağışlayanın tam fiil ehliyeti olması gerekir. Ayırt etme gücü olanlar ve erginler, kısıtlı olmayanlar tam fiil ehliyeti olan kimselerdir. Örneğin akıl hastaları, 18 yaşından küçük olanlar bağışlama işlemi yapamazlar.

Tam fiil ehliyeti olmayanlar işlemlerini yasal temsilcileri vasıtasıyla yapabilir. Bu kimseler yasal temsilcileri vasıtasıyla dahi olsa önemli bağışlamalar yapamazlar. Ancak önemsiz bağışlamaları yasal temsilcileri eliyle yapmaları mümkündür.


2.2. BAĞIŞLANANIN EHLİYETİ

Bağışlanan tarafın mal varlığı bağışlama sonucunda artışa geçecektir. Kanunda bağışlanan bakımından önemli bir koruma öngörülmemiştir. Dolayısıyla bağışlayanın yalnızca ayırt etme gücünün olması yeterlidir. Bu kimseler yasal temsilcilerinin rızası olmasa dahi bağışlamayı kabul edebilirler.

Bağışlananın ayırt etme gücü olsa dahi yasal temsilcisinin bağışa yasak getirmesi ve iadesini istemesi durumunda bağışlama ortadan kalkacaktır. Kanunda bu düzenleme bağışlama işleminin kötüye kullanımına ya da ahlaki bakımdan kabul edilemeyecek nitelikteki bağışlamalara sınır getirmek içindir.


3. BAĞIŞLAMANIN GEÇERSİZ OLACAĞI DURUMLAR

Bağışlama sözleşmesi açısından evlilik birliğindeki mal rejimi hükümleri ya da miras hukukundaki bazı hükümler yukarıdaki düzenlemelerden farklıdır. Buna göre;

 

  1. Kanun uyarınca boşanma öncesinde 1 yıl içerisinde olağan karşılıksız kazandırma varsa, bunlar mal paylaşımına girecektir. Buradaki önemli nokta, diğer eşin bu işlemlerde rızasının olmamasıdır. Aksi halde, eşin rızası varsa, bu mallar mal paylaşımına sokulamaz.
  2. Bunun yanı sıra mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tuttuğu bağışlamaları ve ölümü öncesi 1 yıl içerisinde adet gereği verdiği hediyeleri dışındaki bağışlamaları tenkise tabi olacaktır.
  3. Ayrıca, bağışlama sonrası 1 yıl içinde başlatılan yargılamada savurganlığı nedeniyle bağışlayanın kısıtlanması halinde mahkeme, bağışlamanın iptalini sağlayabilir.

4. BAĞIŞLAMA SÖZLEŞMESİ ÇEŞİTLERİ

Bağışlama sözleşmesi birden çok türü vardır. Bunlar arasında koşullu bağışlama, mükellefiyetli bağışlama, elden bağışlama, yerine getirilmesi bağışlayanın ölümüne bağlı bağışlama ve bağışlayana dönme koşullu bağışlamadır.


4.1. ELDEN BAĞIŞLLAMA

Bağışlayan taşınır bir malı bağışlanana teslim ettiğinde elden bağışlama olur. Bu durumda bağışlama sözleşmesi yaptıklarında bağışlanan şeyin teslimi gerekir. Elden bağışlamada bir şekil şartı yoktur. Yalnızca taşınır bir mal teslimi yeterli olacaktır. Burada önemli olan elden bağışlamanın taşınır bir mal ve kişisel haklara yönelik olmasıdır. Dolayısıyla taşınmazlar elden bağışlamaya konu olmazlar. Çünkü taşınmazların ancak tapuya kayıtla geçişleri mümkündür.


4.2. KOŞULLU BAĞIŞLAMA

Bağışlayan bir koşul öngörmüşse bağışlama sözleşmesini koşullu bağışlama türünde yapmıştır. Buna göre bağışlama sözleşmesinde daha sonraki bir zamanda olması muhtemel bir durum şartı vardır. Bu şart yerine geldiğinde bağışlama sözleşmesi gerçekleşecektir.

Koşullu bağışlama bozucu ya da geciktirici koşulla olabilir. Buna karşın ahlak ya da hukuk kurallarına aykırılık taşıyan bir bağışlama sözleşmesi geçersiz olacaktır. Ayrıca, bağışlayanın sözleşmeye koyduğu koşul, imkansız olduğunda geciktirici imkansız koşul olması halinde sözleşme tümüyle geçersiz olacaktır. Ancak bozucu imkansız koşul söz konusu olduğunda sözleşmenin tamamen geçerli olacağı kabul edilecektir.


4.3. MÜKELLEFİYETLİ (YÜKLEMELİ BAĞIŞLAMA)

Bağışlayan tamamen karşılıksız bir kazandırma yapmaktadır. Ancak, bağışlama sözleşmesinde bazı yüklemeler öngörmesi de mümkündür. Bu durumda sözleşme her iki tarafın borç altına girdiği bir sözleşme haline dönüşmez. Çünkü burada, bağışlayanın bağışladığı şeyin karşılığında bir edim söz konusu değildir. Fakat, bağışlayan bir yan edim niteliğinde bir yükleme öngörmektedir. Bunlar yapma, yapmama ya da verme biçiminde ya da kamusal yarar olan yan edimlerdir. Ancak bunların ahlak ve hukuk kurallarına aykırı olmaması, kanunun amir hükümler, kamusal düzene ve kişilik haklarına uygun olmaları gereklidir.

Yükleme bağışlanan ya da üçüncü bir kişiye yüklenebilir. Bu durumda bağışlayan, yükümlülük sahibinden bunların ifasını isteyebilecektir.


4.4. YERİNE GETİRİLMESİ BAĞIŞLAYANIN ÖLÜMÜNE BAĞLI BAĞIŞLAMA

Bağışlayan, bağışladığı şeyin ölümünün ardından bağışlanana verilmesini arzu ederse, bu tür bir bağışlama sözleşmesi olur. Buna göre bağışlayan öldükten sonra ifa gerçekleştir. Bu durumda vasiyet konusundaki hükümler uygulanacaktır. Dolayısıyla resmi bir vasiyetname nasıl olacaksa, bağışlayan, yerine getirilmesi bağışlayanın ölümüne bağlı bir bağışlamayı o şekilde yapmalıdır. Vasiyetle ilgili makalemize bu linkten ulaşabilirsiniz.


4.5. BAĞIŞLAYANA DÖNME KOŞULLU BAĞIŞLAMA

Bağışlayanın, daha önce ölmesi halinde bağışladığı şeyin kendisine geri verilme şartını sözleşmeye koyması durumunda, bu bağışlama türü söz konusu olur. Burada bir koşul söz konusudur. Bu da bağışlayanın ölümüne bağlıdır. Bu bağışlama türünde taşınırlar açısından bir şekil şartı yokken taşınmazların resmi şekilde yapılması zorunludur.


5. BAĞIŞLAMANIN GERİ ALINMASI

Bağışlayan, sözleşmeyle bağışladığı bir şeyi, geri alma nedenleri varsa, tek taraflı irade beyanıyla alabilir. Böylece geçmişe etkili şekilde geri alma gerçekleşecektir. Ancak geri alma hakkını sebepleri öğrendikten sonra 1 yıl içerisinde kullanmalıdır. Bağışlamanın geri alınması için gerekli sebepler şunlardır;

 

  1. Bağış yapılan kişinin, bağışlanan ya da yakınlarından birine yönelik ağır bir suç işlemesi halinde bağışlama geri alınabilecektir.
  2. Bağış yapılan kişinin, bağışlayan yahut ailesinden birisine kanunun yüklediği yükümlülüklere önemli ölçüde aykırı davranması halinde bağışlama geri alınabilecektir.
  3. Yüklemeli bağışlama söz konusu ise, bağışlananın bunu yerine getirmemesi halinde bağışlama geri alınabilecektir.
  4. Bağışlayanın ölümüne bağlı bağışlama yapması halinde elden bağışlanan bir malın geri verilmesi istenebilirse bağışlama geri alınabilecektir.
  5. Bağışlama sonrası ekonomik olarak bağışlamayı imkânsız kılacak olağanüstü bir durum olmuşsa bağışlama geri alınabilecektir.
  6. Bağışlayan için yeni aile yükümlülükleri doğmuş yahut yükümlülükleri çok önemli artmışsa bağışlama geri alınabilecektir.

 

Kesinleşmiş bir hapis cezası olsa dahi Yargıtay’a itiraz hakkı bulunmaktadır. Kesinleşmenin üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, başvuru durumunda dosyanın bozulması mümkün olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Don`t copy text!